Bir an önce yazmam için beni heveslendiren güzel okuruma...
Jongin, önündeki haritanın işaretlenmiş bölgelerine bakarken kaşlarını çatmıştı. Sehun parmağıyla ilk bölgeyi gösterdi.
"Burası Kayra'nın batı kanadındaki küçük bir sahil kasabası, efendim. Park Chanyeol'ün burada görüldüğüne dair çok fazla söylem var lakin söylenenler birbiriyle çakışmıyor. O yüzden burada olduklarını düşünmüyorum."
İşaret parmağını ikinci bölgeye kaydırdı. "Burası saklanmak için fazla hareketli bir şehir, lakin sıkı tedbir alındığında da çok uygun bir yer. Park Chanyeol'ün zeki bir adam olduğunu duydum. Yine de sözkonusu prenses olduğunda risk alabilir mi bilmiyorum."
"Son olarak da, burası." Kanaeki-Kayra arasındaki sınırı işaret ettiğinde Jongin'in kaşları biraz daha çatıldı. "Merkeze en uzak olan, ormanlık bir bölge. Saklanmak için daha iyisi olamaz. Ne var ki yaşam koşulları zor ve yırtıcı hayvanları göz önünde bulundurursak prenses için tehlikeli." Gözlerini haritadan çekip genç krala çevirdi. "İşte bu üç yerden birinde olduklarını düşünüyorum, efendim. Yalnız yer değiştirmeleri muhtemel olduğundan ve yakalanma riskini de göze alamayacağımız için içlerinden birini seçmemiz gerekiyor."
"Bu üç bölge haricinde başka bir yerde olma ihtimalleri de var, değil mi?"
"Mümkündür. Lakin yeterince kapsamlı çalışıyoruz, Majesteleri. Bu düşük bir ihtimal."
Jongin'in buz mavisi gözleri tekrar haritaya döndü. Birini seçmesi gerektiğinin farkındaydı. Ancak doğru yeri nereden bilebilirdi?
"O halde..." bir an duraksayıp elini ikinci bölgeye koydu. "Buradan başlayın. Chanyeol'ün zeki bir adam olduğunu ben de düşünüyorum. Merkeze yakın olduklarında olaylardan haberdar olmaları da daha kolay hem."
Sehun gösterdiği bölgeyi aklına kazıyıp baş selamıyla onayladı.
"Emredersiniz, Majesteleri."
Jongin Sehun gözden kaybolduğunda bıkkınca iç çekerek geriye yaslandı.
Gerçekten de doğru kararı mı vermişti?
*
"Hayırdır, Kahin?" Baekhyun odasındaki kanepeye gevşekçe oturmuş keyifle elma şekerini yalayan yaşlı adama baktı. "Benimle dalaşmaya tenezzül bile etmeyecek kadar mutlusun bugün. Üstelik odamda ne işin var?""Öyleydim." Mırıldanır gibi konuştuğunda Baek iç çekerek kapıda dikilmeyi bıraktı ve yaşlı adamın yanına gelip aynı dertli havayla kanepeye çöktü. "Lakin seni hatırlayınca tüm hevesim kaçıyor."
Baekhyun sabır diler gibi başını iki yana salladı.
"Bana kızgın olduğunu biliyorum, hergele." Genç adamın kaşları havalanırken Kahin'e bakmadı. "Prensesin buraya gelmesini istemekle bencillik ettiğimi düşünüyorsun. Evet, o kıza yardım etmek istiyorum lakin başka bir sebebi daha var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a n é m o n e
FanficÜlkesini canı pahasına korumaya and içmiş Kanaeki kralı, Kim Jongin. Acımasız, güç düşkünü ve bir o kadar da kudretli Kayra kralının biricik prensesi, Choi Aera. Taht savaşları arasına sıkışıp kalmış çocukluk aşkları, kanlı oyunlar, gizli arzular...