36| Tutsak

122 8 30
                                    

Halsey - The Tradition

Annem babamı karnında uyuturmuş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Annem babamı karnında uyuturmuş. Küçükken, tıpkı şimdiki gibi karlı bir günün erken saatlerinde Kahya söylemişti bana bunu. Yatağımın üzerinde oturuyor ve dışarıda oynayamadığım için ağlıyordum. Öfkeden alev alan ellerimi sürtüp durduğum yanaklarımda kömür isleri vardı. Kahya sabırla saçlarımı tarıyordu. Chanyeol bana eritemeyeceğim kadar çok kar taşımak için bahçeye çıkmıştı.

"Annenin sana gebe olduğunu yeni öğrendiğimiz zamanlardı." demişti dadım. "Majesteleri her vakitte soluğu annenin yanında alırdı. Ne zaman kraliçemizi kontrol etmeye gitsem Majesteleri'ni onun karnının üzerine yaslanmış uyurken bulurdum. Merhum Kraliçe gülümseyerek onu seyreder ve saçlarını okşardı. Majesteleri senin doğacağın günü dört gözle beklemişti."

Avuçlarımın arasında dalgalanan siyah tutamlara baktım. Esmer tenin dingin hatlarına ve her nefes alışında yükselip inen omuzlarına. Parmaklarımı saçlarında uyuşukça gezdirmeyi sürdürerek kapalı göz kapaklarını seyrettim. Başı karnımın üzerindeydi. Sadece uyuduğu zamanlara has o masumluk çökmüştü üzerine. Güzel bir rüya görüyor gibiydi. Sanki saçlarını okşamayı bırakırsam sona erecek hüzünlü bir rüya... Büyük bir sabır ve dalgınlıkla, bu anın hiç bozulmamasını ister gibi dolaştırmayı sürdürdüm parmaklarımı. Lakin çok geçmedi, parmağımın üzerindeki metalin parıltısı dikkatimi dağıttı ve istemsizce elimdekine bakarken tebesümüm yerinde takılı kaldı.

İç çekerek başımı yatağın başlığına yasladım ve gözlerimi tavana çevirdim. Dün gece hiç hissetmediğim kadar mutluydum. Kar yağıyordu zira, yıllarca sevmeyi bırakamadığım adamın kolları arasındaydım. Dudakları dudaklarımın hemen üzerinde, gözleri her daim benimkilerdeydi. Beni seviyordu, onu seviyordum, aramızda hiçbir engel kalmamıştı.

Ve artık Kanaeki'nin kraliçesiydim.

İstemsizce duraksayan parmaklarım arasında kıpırdanan baş yüzümü yeniden ona çevirmeme neden oldu. Aralanan göz kapaklarının ardındaki buz mavileri beni aradı önce ve bulduğunda ürkek bir ifadeye büründü yüzü.

"Yalvarırım bana dün gece neler olduğunu unutacak kadar sarhoş olmadığını söyle."

İstemsizce güldüm ve iki yana salladım başımı. "Maalesef, Majesteleri." diye mırıldandım. "Hiçbir şey hatırlamıyorum. Ne oldu ki?"

"Hatırlamıyorsun demek..." dedi o da yalandan tatsız bir surat takınarak. Başını bana çevirdi. Bir elimi hafifçe çenesine yasladım. "O halde hatırlatayım prenses. Dün gece bana evlenme teklifi ettiniz. Çok ısrar ettiğiniz için kabul etmek mecburiyetinde kaldım."

"Demek öyle?" Tek kaşımı kaldırdım muzip bir tebessümle. "O halde artık ziyadesiyle ayık olduğumdan bu evliliğin bir geçerliliği kalmadı."

Elimi yüzünden çekip yüzüğüme doğrulttuğumda hızla elimi yakaladı ve yanağına yasladı yeniden. Omuz silkti. "Kralların sözleri yemin değerindedir. Öylece bozamayız."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

a n é m o n eHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin