a n é m o n e

9| Cesaretin Bedeli

Nedense bu bölümü çok içime sinerek yayımlıyorum, umarım beğenirsiniz. Yorum yapmayı unutmayın...

Sarayın konuklar için ayrılmış geniş salonundan konuşma ve gülüşme sesleri geliyor, bunu uyuşuk adımlarıyla keman sesi takip ediyordu. İçkiler ve atıştırmalıklar saray hizmetlilerinin ellerindeki tepsilerde oradan oraya dolaşırken yalnız salonda değil, sarayın bahçesinde ve başkentin sokaklarında da aynı şölen sürmekteydi. Jongin tüm bunları odasının penceresinden seyrederken gülümsedi. Odanın ışıklarını açmamıştı. Üzerindeki koyu lacivert ceketin altın renkli kol düğmelerini düzelterek ceketin üstünden geçirilmiş altın renkli kemeri sıkıp pencereden yansıyan ay ışığı altında aynadaki yansımasına baktı. Siyah saçları virgül şeklinde kıvrılıp alnına dökülüyordu. Buz mavisi gözlerinden gurur dolu bir parıldama geçerken "Artık hazırım, baba." diye mırıldandı kendi kendine. "Söz veriyorum, seni hayal kırıklığına uğratmayacağım."

Derin bir nefes alıp gözlerini aynadan çekti ve odadan çıkarak salona doğru yürümeye başladı.

"Amma da süslendin be, millet seni bekliyor." Baekhyun hızlı adımlarla Jongin'in yanına ulaşıp genç adamın ceketinin yakasını düzeltti. 

"Düğünüm yapılıyormuş gibi hissediyorum." Baekhyun gülerek abisinin ceketini bıraktı ve kıyafetlerini son bir kez gözden geçirerek onay verir gibi başını salladı.

"Evet, bir nevi sünnet düğünü de diyebiliriz." Jongin anlamsız bir bakış attı.

"Neden bahsediyorsun Baek?" 

"Ah, her neyse..." diyerek göz devirdi Baekhyun. "Bu arada Cho Hee babasıyla gitti. Gerçi... babası zorla götürdü desek daha doğru olur."

"Vali, Kral Mundeok'un tarafında. Mundeok'u kızdırdığım için düğün konusunda sıkıntı çıkaracaklar." Baekhyun abisinin sırtını sıvazladı.

"Mundeok şu an bunu düşünecek durumda değil. Hem bırak şimdi sen bunları, herkes seni bekliyor." 

"Kahin nerede?"

"O da salonda. Yalnız... biraz morali bozuk gibi. (Baekhyun acındırıcı bir ses tonuyla Kahin'i taklit ederek) 'Vah yavrucuğum, canını çok yakacaklar.' diye sızlanıp duruyor. Elma şekeri verdim onu bile yemedi. Gerçi muhtemelen zehir kattığımı falan düşünüyordur ama-"

"Kahin Mundeok'un kızı için mi endişeleniyor?" Jongin Baekhyun'un gevezeliklerini takmadan kralın kızını düşündü. Ezelden beri kendisine abayı yakmış olan takıntılı ve şımarık prensesten başka bir şey değildi oysaki. Kahin cidden neden onu umursuyordu?

"Evet, nedenini ben de anlayamadım."

"Efendim, herkes sizi bekliyor." Bunu söyleyen Sehun'du. Jongin daha fazla düşünmek istemiyormuş gibi Sehun'u başıyla onaylayarak salona doğru yürümeye başladı. Genç adam salona adım attığı an kemancı çalmayı bırakmış ve ortamdaki uğultu kesilmişti. Herkes derin bir sessizlik içinde Jongin'i seyrediyordu. Diğer ülkelerden gelen konukların çoğu (Mundeok'un yancıları) tören başlamadan gitmişti buna rağmen içerisi tıklım tıklımdı. Genç adam dilini dudaklarının üzerinde gezdirip halka karşı, her zaman olduğu gibi sert ve soğuk yüz ifadesine bürünerek Kahin'in hemen yanında duran kürsüye çıktı. Kahin dalgın bakışlarla onu seyretmekteydi.

"Öncelikle sizi beklettiğim için tüm içtenliğimle özür dilerim." eğilerek salondakileri selamladı ve kısa bir sessizlikten sonra derin bir nefes alarak söze girdi. Aynı zamanda kürsünün önüne çıkarak salondakilerin kendisini rahatça görmesini sağladı. "Biliyorum ki burada bulunanlar da dahil birçoğunuz yaşımın küçük ve tecrübemin az olması sebebiyle kral olmama temkinli yaklaştınız, endişelisiniz. Bunu anlıyor ve babamın vefatı sebebiyle yaşadığım bocalamayı sizin de anlayışla karşılamanızı rica ediyorum. Bugüne kadar yaptığım seçimleri Prens Kim Jongin olarak yaptım, bundan sonra yapacağım seçimler ise altında 'hükümdar' damgası taşıyacak. Bu yüzden ben de artık kararlarımı kendi istikbalimi değil, ülkemin refahını düşünerek vereceğim. Ülkemin başkentinden en küçük köyüne kadar her yere barış ve huzurun gelmesini sağlayacağım." Öne doğru bir adım daha atarak yalnız sağ dizini zemine değdirecek şekilde yere diz çöktü. Buz mavisi bakışlarını insanlardan çekip ayaklarına çevirdi "Ben, Kanaeki Karllığı'nın yeni hükümdarı Kim Jongin, sizlere layık bir kral olmak için çalışacak; sahip olduğum tüm kudretle ülkemi iç ve dış tehditlerden korumak için kanımın son damlası bu aziz topraklara karışıncaya dek savaşacağım!"