18| Taht Oyunları

143 27 23
                                    

As I Live-CBX
(Sözleriyle birlikte dinlemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar ^-^)

 İyi okumalar ^-^)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir hafta sonra...

"Öyle yapamazsın." Baekhyun, Kahin'in çapraz ilerlettiği satranç taşını sabır dileyerek eski konumuna geri getirdi. "Atlar iki ileri ve bir sağa ya da sola hareket ettirilir, Kahin. Kaç defa diyeceğim?"

Yaşlı adam homurdanarak Baekhyun'un dediğini yaparken Jongin de diğer tarafta tek kişilik koltuğuna gömülmüş, şekersiz kahvesini yudumlayarak kitabını okuyordu. Bir an onları duyunca gülümsedi.

Kahin seyrek saçlı başını kaşıyıp başka bir hamle yapmaya yeltendi ancak Baek yanlış hamleyi yaptığını anlatmak ister gibi genzini temizleyip dik dik bakınca durdu. Elindeki taşı huysuzca savurup "Aman be," dedi homurdanarak. "seninle de oyun oynanmıyor."

Baekhyun dayanamıyormuş gibi yüzünü sıvazladı. Gümüş saçları beyaz teninde parıldıyordu. "Öğretmemi sen istemiştin!" Kahin oralı olmadı.

O sırada kapının tıklatılması ve askerlerden birinin izin isteyerek içeri girmesiyle üçünün de bakışları o yana çevrilmişti. Mavi üniformalı asker Jongin'e yaklaşıp kulağına bir şeyler mırıldandı ve eline bir mektup tutuşturup aynı şekilde odadan çıkarken geride düşünceli bir atmosfer bıraktı. Jongin hiç acele etmeden mektubu alıp okudu sessizce.

"Hayırdır?" dedi Baek, tek kaşını kaldırıp abisine bakarken.

"Sehun, Chanyeol denen herifi bulmuş." İkisinin de dikkati biraz daha Jongin'e yönelirken genç adam elindeki kitabı yavaşça masaya bıraktı ve öne eğilip dirseklerini dizlerine dayadı. Üzerindeki lacivert, boğazlı kazak buz mavisi gözlerini daha da ön plana çıkarıyordu. "Lakin prenses yanında değilmiş. Ona görünmeyip takip etmişler ama prensesle hiçbir şekilde görüşmemiş. Ya takip edildiğinin farkında ya da prensesi kendinden uzak bir yere sakladı."

"Belki de her ikisi." dedi Kahin, kendi kendine konuşur gibi.

"Peki ya şimdi ne olacak?"

Jongin gözlerini tavana dikti, ne zaman düşünmesi gerekse böyle yapardı. Ardından bir karara varmış gibi bakışlarını Baekhyun'a çevirdi.

"Oraya gideceğim."

"Ne?" Baekhyun duyduğuna inanamayarak ayağa kalktığında Jongin baygın bakışlarla onu seyrediyordu. "Delirdin mi sen?"

"Gidip Chanyeol'ün karşısına çıkacağım, başka türlü prensesin yerini öğrenme şansımız yok."

"Adamı tanımıyoruz, Jongin. Ya prensesi gerçekten kaçırdıysa?"

"Ben tanıyorum." dedi Kahin. Bakışları Baekhyun'la çakışınca ses tonu düştü ama devam etti. "O öyle biri değil."

Baekhyun sinirle saçlarını karıştırdı.

a n é m o n eHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin