Ülkesini canı pahasına korumaya and içmiş Kanaeki kralı, Kim Jongin.
Acımasız, güç düşkünü ve bir o kadar da kudretli Kayra kralının biricik prensesi, Choi Aera.
Taht savaşları arasına sıkışıp kalmış çocukluk aşkları, kanlı oyunlar, gizli arzular...
Gecikme için üzgünüm. Sınavlardan vakit bulamadım pek. Ama içime sinen güzel bir bölüm oldu, umarım siz de seversiniz.
Bu arada aşağıdaki resim.. 🥺🥺
Unutmadan, bu kitaba çokça destek veren herkese ithaf yaptığımı biliyorsunuz. Bu bölümü de yine çok sevdiğim birine ithaf ediyorum, bconsaeri💜💜
Yorumlarınızı merakla bekliyorum, iyi okumalaar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hayat bir söğüt ağacıydı ve rüzgarına doğru eğildi."
"Yah! Bırak aylaklığı."
Yaşlı Kahin elindeki bastonla Prens Baekhyun'un poposunu dürtüp kılıç talimine devam etmesini işaret ettiğinde genç adam nefes nefese ona baktı ve sızlandı çocuk gibi.
"Sabahtan beri talim yapıyoruz, asıl sen bırak peşimi..."
"Olmaz. Daha üç düzine ok atacaksın. Şayet en az iki düzinesini hedefe isabet ettiremezsen bir düzine daha atacaksın."
Baekhyun bezgince yere çöktüğünde Kahin donuk bakışlarla onu süzdü. Ardından genç adamın talim eşine seslenip yarım saat kadar sonra gelmesini tembihledi. Asker odadan çıkmadan önce yaslandığı divanın yastıklarını düzelttirmeyi de ihmal etmedi. Kapının açılmasıyla birlikte dışarıdaki fırtına içeriye kar taneleri taşımıştı.
"Şu hale bak.." diye homurdandı yaşlı adam aksi bir ifadeyle. "Biri dertlenip sonbaharda kar yağdırır, diğeri iki talime dayanamayıp bebek gibi sızlanır.."
Baekhyun ona atılan ithamı görmezden gelip "Kar yağmasının sebebi Jongin mi?" dedi hayretle. Kahin açıklanamaz bir ifadeyle ona döndü.
"Olayın vakitsizliğine bakarsak muhtemelen öyle." İç çekti. "Bizim hergele yine derdini göğsüne sığdıramamış."
"Geçen gece ikisini de çok yıprattı." dedi Baek. "O kız da az sinsi değilmiş... Hiçbirimiz böyle olacağını anlamadık."
Kahin derin gözlerle zemini süzerken başını iki yana salladı. "İş sadece kızla sınırlı değil. Tüm bunlar Vicnus kralının planının bir parçasıydı."
Genç adam kaşlarını çattı ona bakarken. "Kızını Jongin'le evlendirmeye çalışacaktı..." diye mırıldandı. Sözlerini onayladı Kahin.
"Mundeok'un karşı safında olmak cesaret ister. Vicnus bu durum Kanaeki'nin yanında olmak için bahane olarak kullanacak, hem de işin sonunda yönetime dahil olacaktı." Düşünceli bir ifadeyle başını kaşıdı. "Epey riskli ama kazançlı bir iş."
"Ah cidden..." Sinirle saçlarını karıştırdı Baekhyun. "Aera olmasa çoktan bitmiştik."
Yaşlı adam onun adını duyunca burukça gülümsedi. Genç kız olanlardan beri kendine gelmekte zorlanıyor, onun halini gördükçe Jongin'in de keyfi kaçıyordu. Dün gece genç kralın aniden yaşlı adamın odasına gelip anlattıklarını hatırlayınca çıkan fırtına o kadar da anlamsız görünmedi gözüne.
