31| Kırık Kalpler Nereye Gider?

209 23 123
                                    

Exo - Been Through

Selamm!!

Bu kez geç kalmadan bölümü bitirebildim. Her bölüm olduğu gibi yazarken yine kalbim kırıldı😅😅

Yorumlarınızı merakla bekliyorum, iyi okumalar💕

"Tıpkı bir yıldız gibi parlıyor ve kalbimi aydınlatıyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Tıpkı bir yıldız gibi parlıyor
ve kalbimi aydınlatıyorsun..."

Kara bulutların gökyüzünü sardığı lakin tek bir yağmur damlası bile dökmediği günün öğle vakitlerinde, Kayra Krallığı'nın büyük salonunun kapısı aralandığında Kral Mundeok bir elini altın kapmalı bastonuna yaslamış oturmaktaydı. Tahta uzanan kırmızı halı döşeli uzun yolda ilerleyen adımlar, yolun yarısındaki askerlere ulaşınca durdu ve genç kız nazik bir hareketle eğilip Mundeok'u selamladı.

"Majesteleri..."

"Prenses Cho Hee," diye mırıldandı yaşlı adam. Hafifçe öksürdü. "seni burada görmek ne güzel."

"Sıhhatinizin iyiye gittiğini duyunca bir de kendi gözlerimle görüp yüreğimi ferahlatmak istedim." Gözleri önündeki kırmızı halıdaydı. Yarım bir tebessüm vardı yüzünde.

"Bu nazik tavrınıza müteşekkirim." Bastonunu hafifçe yere vurdu. "Kahya'ya haber edin, yemekleri hazırlasın. Misafirimiz acıkmış olmalı."

"Çok teşekkür ederim Majesteleri." diye mırıldandı Cho Hee, hafifçe başını eğerek. "Lakin müsaadenizle bu güzel teklifi başka bir zamana saklamak isterim. Sizinle konuşmak istediğim, önemli bir hadise var."

Yaşlı adam hafifçe gülümsedi. Prensesin tek başına, buralara kadar gelmesi hayra alamet değildi zaten. Parmaklarıyla bastonunun başında hafif bir ritim tuttururken "Pekala." dedi gür sesiyle. Ayağa kalkıp tahta çıkan merdivenleri indi ve salonun yan tarafındaki geniş masayı işaret etti. "Bize kahve hazırlayın o halde."

Mundeok masanın bir ucunda, Cho Hee de onun hemen yanındaki sandalyede otururken ikilinin kahveleri masaya kondu. Yaşlı adam askerlere onları yalnız bırakmalarını söyledi ve bu da, zaman geçirmek adına yaptıkları havadan sudan muhabbetin sonu oldu.

"Söyleyin bakalım," diye mırıldandı Mundeok, kahvesinden bir yudum alırken. "bu hoş ziyareti aslen neye borçluyuz?"

Genç kız gergince gülümsedi ve dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. "Bunu... size söyleyip sıhhatinizi yeniden tehlikeye atmaktan korkuyorum, Majesteleri. Lakin muhakkak bilmeniz gerektiğini düşünüyorum. Bir kral ve..." Bir an duraksadı sıkıntılı ifadeyle. "Bir baba olarak."

Mundeok'un yüzünden soğuk bir ifade geçerken "Neden bahsediyorsunuz?" dedi gür bir sesle.

"Geçen gün... Kanaeki'ye gittim ve-"

"Kanaeki?" Yaşlı kral kaşlarını kaldırdı. Gözleri şimdiden alev alevdi. "Kanaeki'yle ilişkinizi kestiğinizi sanıyordum." diye mırıldandı sakin ama epey ürkütücü bir sesle. "Hala Kim Jongin'e karşı hisleriniz varsa bir an önce bitirmenizi tavsiye ederim, Prenses. Zira fazla yaşamayacağını siz de biliyorsunuz. Babanızla görüşüp nişanı atmanızı istememin sebebi de buydu."

a n é m o n eHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin