2.BÖLÜM

1.9K 65 6
                                    

Bir Ay Sonra....

Gözlerimi alarmın sesiyle açtım. 15 günlük tatilimiz bitmişti. Karnemi aldığım gün okuldan atıldığım için şu an yeni okuluma gitmek için hazırlanıyorum. Sinirli birisi olduğum için bundan önce 4-5 okul değiştirdim.

Formamı hızla giyinip evden çıktım.  Okulun bahçesinde yürürken telefonum çaldı montumun cebinden telefonumu çıkarıp cevap verdim.

-İkra nerdesin?

-okulun bahçesindeyim Mira

-ben sınıftayım ha bu arada aynı sınıftayız

-hangi sınıf?

-11/B

-tamam geliyorum... deyip telefonu kapattım. Mira ile ilk okuldan beri arkadaşız arkadaştan öte kardeşiz.

Sınıfa girdiğimde direkt Mira'nın yanına gidip oturdum. Mira heyecanla

"Kızım umarım bu okulda da sorun çıkarmazsın. Yoksa artıkın bensiz okumak zorunda kalırsın" dediğinde gülümsedim. Mira bu zamana kadar hep benim için okulunu değiştirmişti. Bu yüzden ondan utanıyordum. Benim yanımda olabilmek için defalarca ailesiyle kagva edip okulunu değiştirdi. Bu beni mutlu etsede üzüyordu. Benim yüzümden. Ben sinirlerime hakim olamıyorum diye bu zamana kadar benimle birlikte bir sürü okul değiştirdi.

Gülümseyerek Mira'ya sıkıca sarıldım. Mira yalandan sinirle

"Aaa yapma böyle ben duygusallık sevmem" demesiyle geri çekildim. Tam bir şey diyecekken hoca sınıfa girdi bende susmak zorunda kaldım. İyi bir dönem geçirmeyi umarak ilk derse başladım.

Biraz zaman geçtikten sonra bi çocuk ayağa kalktı. İfadesizce yerinden kalkıp kapıya doğru yürüdü tam kapıdan çıkacakken hoca sinirle

"Nereye? Benden izin aldın mı?" Diye sordu. Çocuk ateş saçan gözleriyle öğretmene delici bakışlar atıp

"Yooo almadım. Almayacağım" deyip kapının kulpunu tuttu. Hoca sinirle ayağa kalkıp ona doğru bir kaç adım attı.

"Hemen özür dileyip yerine geç. Yoksa disiplin cezası başlatacağım" dedi. Çocuk öfkeyle saçlarını karıştırırken.

"Yenisin galbiba" dedi. Hoca istifini bozmadan

"Evet ne olmuş?" Diye sordu. Çocuk öfkeyle solurken

"Eğer öyle olmasaydı şu an karşımda bu kadar cesaretli duruyor olmazdın da ondan" dedi. Bu çocuk resmen öğretmene kafa tutuyor. Hayır anlamadığım neyine güveniyorda bunu yapıyor.

Hoca daha çok sinirlenip

"Ben senin gibi bebelere haddini bildirmesini bilirim" dedi. Çocuk sinirle bağırmaya başlayıp işaret parmağını tehtid edercesine salladı.

"Bir bana bebe diyemezsin iki ben senin bildiğin öğrencilere benzemem ve üç bundan sonra benimle konuşurken kelimelerini seçipte konuş aksi taktirde senin için hiç iyi olmaz" deyip kapıyı açıp sınıftan çıktı ardında sertçe kapıyı kapattı. Ben az önce olanların şokundan çıkamazken hoca öfkeyle

"Ders bitmiştir" deyip sinirle çıktı. Daha ilk günden ilk derse olay olması bu dönemin olayla geçeceğinin kanıtıydı. Beladan kurtulup yeni hayat kurmaya çalışırken sanırım daha büyük bir belanın içerisine girdim.

Derin bir nefes alıp verdim. Mira şaşkınlığını üzerinden atınca

"Kızım az önce olanlar gerçekti demi? Ben rüya görmedim"

"Yok canım rüya görmedin. Tamamen gerçekti"

"İkra kolumu cimciklesene"

"Ne?"

"Rüya olup olmadığını anlamam lazım"

"Okey" deyip sinsice sırıtıp istediği gibi kolunu cimcikledim. Mira çığlık atıp sırasında hoplayınca bana öfkeyle bakıp

"Cimcikle dedim etimi kopar demedim"

"Eee napayım sen istedin? Bu arada rüya olmadığına inandın mı?"

"İnandım inandım" deyip yerine oturdu. Mira'ya bakıp

"Ben kantinden su alacağım bir şey istiyor musu?"

"Hayır canım istemiyorum" demesiyle başımı olumlu anlamda sallayıp sınıftan çıktım. Kantine inip su aldıktan sonra hava almak için bahçeye çıktım. Bahçe baya kalabalık olduğu için okulun arka bahçesine gitmeyi düşündüm hem biraz kafamı dinlerdim.

Arka bahçeye geldiğimde ilk gözüme çarpan banka oturdum. Rüzgar ılık ılık eserken gözlerimi yumdum. Huzurla derin bir nefes çektim içime ve tebessüm ettim. Uzun zamandır yanlız kalamıyordum. Bir aydır kendimi derslerime vermiştim. Ama hala aklımdan o günü çıkartamıyorum. O adamın bakışları o çocuğun hali aklımdan bir türlü gitmiyor. Bide tehtid var. Bide utanmadan tehtid etmişti. Kulağıma gelen sesle gözlerimi açtım. Birisi 'imdat!" Diye bağırıyordu. Oturduğum yerden yavaşça kalkıp sesin geldiği yöne doğru yürüdüm. Sese her yaklaştığımda kalbim deli gibi atarken bir kaç adım daha attım. Gördüğüm manzarayla ufak bi çığlık attım. Ne yaptığımı fark edince ellerimle hemen ağzımı kapattım. Ama beni fark etmişti. Gözlerimin içine öfkeyle bakarken hızla arkamı dönüp koşmaya başladım. Çocuk arkamdan yüksek sesle

"Hey sen dur bakalım!" Diye bağırdığında korkudan adım atamadım. Şimdi bitmiştim.

Soğuk Tehlike!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin