9.BÖLÜM

1.2K 51 3
                                    

Cihan derin bi nefes alıp kapıya bir kaç kez tekme attı. Kapı birden açılınca kolumdan tutup peşinden çekeledi. Bir müddet koştuktan sonra sessiz sokakta durduk. Kesik kesik nefes alıp veriyorduk.

Cihan soğuk ifadesiyle

"Tamam geçti" dedi. Bende başımı olumlu anlamda salladım. Biraz dinlendikten sonra ben evime o da deposuna gitti.

Yorucu bir günün ardından rahat bi nefes alıp kendimi yatağıma bıraktım. Bir kaç gündür olanlar gerçekten beni yormuştu.

Düşününce normal insanlar gibi bi hayatımın olmadığını devamlı bi olayın içerisinde olduğumu fark ettim. Gerçektende bir olay bitmeden başka bir olay başlıyor.

...

Gözlerimi zorla açıp yavaşça yatağımdan kalktım. Formamı giyinip çantamı takıp evden çıktım. Hızla merdivenleri inip apartmandan çıktığımda Cemal'i görmemle şaşırdım.

Cemal içten bir gülümsemeyle

"Selam" dedi. Bende gülümseyerek

"Selam" dedim ve yürümeye başladım. Cemal'de benimle birlikte yürümeye başladığında

"İkra bugün bi yerlere mi gitsek?" Diye sordu. Biraz düşündükten sonra bi teklifin benim açımdan iyi olmayacağını düşünüp

"Cemal isterdim ama bugün çok işim var. Sınavlar yaklaşıyor ve ben hiç çalışmadım." Dedim. Cemal gülümseyerek

"Önemli değil." Dedi. Sesinde hayal kırıklığı vardı. Bu durum beni üzsede kendimce haklıydım ben aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordum. Her ne kadar iyileşmiş olsada korkuyordum. Güvenmek istiyordum ama güvenemiyordum. En az onun kadar bu duruma bende üzülüyordum. Ama elimden bir şey gelmiyordu.

Sınıfın önüne gelince veda edip sınıfa girdim. Hızla yerime oturdum. Başımı sıraya koyup gözlerimi yumdum.

Yanımda haraketlilik hissedince başımı sıradan kaldırıp gözlerimi açtım. Kutay'ı görmemle şaşırdım.

Cihan ile yaptığı kavgadan sonra okula gelmemişti.

Kutay tebessüm ederek

"Nasılsın?" Diye sordu. Zorla gülümsemeye çalışıp

"İyiyim sen?" Diye sordum. Kutay gülerek

"Bende iyiyim" dedi. Merakıma yenik düşüp

"Kutay, Cihan ile aranızda ne var?" Diye sordum. Kutay bir kaşını kaldırıp

"Aslında eskiden iyi dosttuk sonradan düşman olduk" dedi. Anlamsızca yüzüne baktığımda

"Küçüklükten beri dostumdu sonra pis işlere bulaştı bende onunla birlikte bulaştım ama sonra..." dedi gözleri buğulanmıştı. Elimi omzuna koyup destek verircesine gülümsedim.

Kutay derin bi nefes alıp

"Sonra o pis işler yüzünden sevdiğim kız gözlerimin önünde öldürüldü bende o işleri bıraktım tabi Cihan ile de büyük bi kavga ettik. İşte o günden sonra düşman olduk" dedi. Hüzünle gözlerine baktım. Yaşadıkları gerçekten zor olmalıydı. Bi insanın gözlerinin önünde sevdiğinin öldürülmesi gerçekten çok zor bir şey. Kutay kendince çok haklıydı.

Cihan sınıfa girdiğinde Kutay dişlerini sıkıp öfkeyle Cihan'a baktı.

Tebessüm edip

"Boşver" dedim. Kutay başını iki yana sallayıp

"Asla boşveremem benim canım nasıl yandıysa onunda canı öyle yanacak. Benim çektiğim acıların bin katını çekecek" derken gözlerindeki nefret beni bile korkutmuştu. Kutay canı yandığı için can yakmak istiyordu.

Derin bi nefes verip

"Kutay sence Cihan gibi birinin canını yakmak kolay mı?" Diye sordum. Kutay öfkeyle Cihan'a bakarken.

"Kolay hemde çok kolay. Onun gibi adamların canını yakmak için zayıf noktasını bilmen gerekir ve ben Cihan'ın zayıf noktasını çok iyi biliyorum" dedi. Bir anda içimi korku sarmıştı. Kutay, Cihan'ın canını yakmak için her şeyi yapardı. Gözlerindeki nefret beni bile korkutuyordu.

Merakla

"Cihan'ın zayıf noktası ne?" Diye sordum. Kutay sinsice sırıtarak

"Kardeşi!" Dedi. Gözlerim irileşirken sertçe yutkundum. Kutay çok ciddi görünüyordu.

Endişeyle

"Kutay bak bu doğru değil. Cihan'ın canını yakmak için masum insanların canına yakman hiç doğru değil. Bunu yapma" dedim. Kutay gözlerime sertçe bakıp

"Kusura bakma İkra ama ben 'doğru mu? Yanlış mı?' Diye sormuyorum. Yapacağım şeyi söylüyorum" dedi ve bi hışımla kalkıp gitti. Ben arkasından öylece bakarken. Cihan'ın bana baktığını gördüm. Ona söylemeli miydim?

Şu an kafam gerçekten çok karışık. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Çıkmaz bi sokaktayım sanki.

Öğretmenin sınıfa girmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp kendimi derse verdim.

Hoca ünlü şairler hakkında bilgi verirken. Bende merakla hocayı dinliyordum. Bi ara gözüm telefonuyla uğraşan Cihan'a kaymıştı. Bu çocuğun ders umrunda değildi. Peki neden okula geliyordu? Sonuçta dersi dinlemiyor verilen ödevleri yapmıyordu. Boşuna gelmesine ne gerek vardı? Bence gelmese daha iyiydi.

Teneffüs zilinin çalmasıyla derin bi nefes verip kitabımı kapattım. Mert yanıma gelip sertçe

"Gidiyoruz" dedi. Anlamsızca yüzüne bakıp

"Nereye?" Diye sordum. Mert bıkkınca nefes verip

"Cihan seni istedi. Onun yanına gidiyoruz" dedi ve kolumdan sertçe tutup oturduğum yerden kaldırıp peşinden sürükledi.

Arka bahçeye geldiğimizde kolumu bırakıp hızla gitti.

Cihan

"Sonunda" dediğinde bakışlarımı yüzüne çevirdim. İfadesizce gözlerime bakıyordu. Sertçe yutkunup ona doğru bi adım attım.

İşte şimdi bittim.

Soğuk Tehlike!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin