Eve geldiğim de üzerimi değişip salonda koltuğa oturdum. Bir hafta sonra onu görmek tuhaf hissettirmişti. Ama yine kalbimi kırmayı başarmıştı resmen bana 'yenge' demişti. Bu kelime sürekli beynimde dönüp duruyordu. Tamam biliyorum beni hiç sevmedi ama benim onu çok sevdiğimi biliyordu. Buna rağmen bunları nasıl yapıyor? İnadına canımı nasıl yakıyor? Hala anlayamıyorum. Bildiğim tek şey var bunların hesabını Cihan'a asla soramayacak olmam. Hayatımı mafeden kalbimi kıran adama hesap soramıyorum. Ya 'neden?' Diye bile soramadım. En kötüsü de bu işte. Elimde bi fırsat olsa karşısına dikilip içimdeki bütün nefreti yüzüne kusmak istiyorum. Ama olmuyor işte o nefret hep içimde kalıyor ve içimde kaldıkça her geçen gün daha da büyüyor.
Kapının çalmasıyla zorda olsa koltuktan kalkıp kapıyı açtım. Gördüğüm kişiyle bir kaç saniye dona kaldım.
"Kapıda mı bekleteceksin?" Diye sorduğunda yavaşça kenara çekilip içeri girmesine izin verdim. Salona girdiğinde tekli koltuğa oturup bakışlarını yüzüme çıkardı. Derin bi nefes verip
"Seninle açık konuşacağım." Dedi. Başımı aşağı yukarı sallayıp karşısına oturdum. Ellerini birbirine kitleyip
"Anladığım kadarıyla eskiden Cihan'la sevgiliymişsin ve bir şey olmuş Cihan seni terk etmiş. Sonuç olarak şuan Cihan'dan nefret ediyorsun doğru mu?" Diye sordu. Bir kaç saniye durup düşündükten sonra cevap verdim.
"Doğru" dedim. Cihat keyifle gülümseyip
"Şimdi beni iyi dinle. Ben sana Cihan'dan intikamını alman için bi şans veriyorum. Eğer dediklerimi yaparsan güçlü taraf sen olursun ve Cihan'dan intikamını almış olursun." Dedi. Bu sözler aklımın karışmasına neden olurken aklımdan geçen ilk şeyi dile getirdim.
"Nasıl olacak o?" Diye sordum. Cihat gözlerimin içine bakıp
"Beni seçeceksin" dedi. Sertçe yutkunup
"Anlamadım" dedim. Cihat derin bi nefes alıp
"Benimle sevgili rolü yapacaksın" dediğinde nutkum tutuldu. Bir kaç saniye öylece kala kaldım. Cihat ile sevgili rolü yapmak bana ne kazandıracak ki? Ben onunla sevgili rolü yaparak Cihan'dan nasıl intikam alacağım?
"Peki bu sevgili rolü senin ne işine yarayacak? " diye sordum. Cihat soğuk bi tavırla
"Yıllar önce bana yapılanı bende Cihan'a yapacağım" dedi. Kaşlarımı çatıp
"Eğer benimle sevgili rolü yaparak Cihan'ın canını yakacağını düşünüyorsan yanılıyorsun. Cihan'ın eski sevgilisi olabilirim ama Cihan benimle sadece oynadı beni sevmedi" dedim. Bu sözler biraz zoruma gitsede gerçekler bunlardı.
Cihat derin bi nefes verip
"Çok aptalsın" dedi. Sinirle soluyup
"Benimle düzgün konuş" dedim. Cihat gözlerimin içine bakarak
"Yalan mı söylüyorum? Aptalın tekisin. Cihan'ın sana nasıl baktığını görmedin mi?" Dedi. Kaşlarımı çatıp
"Nasıl bakıyormuş?" Diye sordum. Cihat bi süre sessiz kaldıktan sonra
"Cihan sana pişman gibi bakıyordu. Hani sana 'yenge' dedi ya işte o an gözlerinde ki acı öyle büyüktü ki. Ben Cihan'ı çok iyi tanıyorum Cihan sana bakarken acı çekiyordu." Dedi. Bu sözler aklımı karıştırmıştı. Oysa çok soğuk ve sertti. 'Yenge' derken gözlerinde acıya dair hiç bir kırıntı yoktu.
"Sen bu teklifimi iyi düşün" deyip cebinden çıkardığı kartı ufak sehpaya koyup evden çıktı. Derin bi nefes alıp düşüncelere daldım.
Cihan'dan intikam almak.
Aslında bu kelime benim için imkansız bi şeydi. Yani açıkcası Cihan gibi duygusuz birinin canını yakmak veya intikam almak asla kolay değildi. Ama Cihat bana bu fırsatı sağlayacaktı tabi eğer teklifini kabul etseydim. Gerçi teklifi redde etmedim. Sadece Cihan'dan intikam alma fikri bi yandan beni mutlu etsede diğer yandan içimde bi burukluğa sebep oluyordu. Kafam çok karışıktı ne yapacaģım konusunda hiç bi fikrim yoktu. Ama içimden bi ses bana yaşattıklarının cesasını çektirmek istiyordu ki bu da teklifi kabul etmem anlamına geliyordu. Peki ya ben o sesi dinleyip teklifi kabuk edecek miydim? Belkide evet belkide hayır.
..
Cihat'ın teklifinin üzerinden bir hafta geçmişti ve ben dün Cihat'ı arayıp teklifini kabul etmiştim. Bi yandan yanlış yaptığımı düşünsemde diğer yandan en doğrusuna karar verdiğimi düşünüyorum.
Cihat kolunu belime dolayıp yürümeme yardımcı oldu. Depodan içeriye girdiğimizde Cihat sert çıkan sesiyle
"Nerdesin Gara?" Diye bağırdı. Cihan yavaş adımlarla merdivenden inerken cevap veriyordu.
"Burdayım kuzen" tamamen merdivenden indiğindde bizi görmesiyle kaşları çatıldı. Gözlerinde herhangi bi duygu yoktu. Ya da duygularını iyi gizliyordu. Derin bi nefes verip
"Hoşgeldiniz" dedi. Cihat muzip bi şekilde sırıtıp
"Hoşbulduk" dedi. Daha sonra deponun ortasında bulunan eski koltuklara oturduk. Ben sessiz bi şekilde onları dinliyordum. Onlar ise birbirlerine nefretle bakıyor arada bi kaç kelime konuşuyorlardı. Cihat yavaşça ayaģa kalkıp
"Ben lavaboya gidiyorum aşkım gelince evimize gideriz" dediğinde cevap veremedim o da zaten cevap vermemi beklemeden gitmişti.
Cihan'ın bakışlarını üzerimde hissedince rahatsızca kıpırdandım. Sanırım Cihat'ın gelmesini bekleyemeyecektim. Hızla ayağa kalktım benim kalkmamla Cihan'da ayağa kalktı tam adım atacakken önümde durup gitmemi engelledi. Gözlerimin içine bakarak
"Neden bunu yapıyorsun bilmiyorum ama sonucu kötü olacak" dedi. Derin bi nefes alıp hayranı olduğum gözlerine baktım.
"Hiçbir şey yapmıyorum" deyip sertçe yutkunduktan sonra devam ettim.
"Sevdiğim adamın yanında yer alıyorum" dedim. Cihan alayla gülüp
"Cidden bu yalana inanma mı beklemiyorsun değil mi?" Diye sordu. Kendimden emin bi şekilde
"Ben ciddiyim" dedim. Bi anda kaşları çatıldı sertçe kolumu tutup kendine çekti. Nefesi yüzüme deģiyor içim bi tuhaf oluyordu. Gözlerini gözlerimden ayırmadan.
"Benden başkasını sevemezsin" dedi. Sesi o kadar ciddi ve kendinden emindi ki konuşamadım. Ama konuşmam lazımdı.
"Benim kalbim değil mi? İstediğimi severim" dedim. Cihan başını iki yana sallayıp
"Senin kalbin değil... o kalp bana ait"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Tehlike!
Romantizm'Ben ilk defa başıma gelen bi belayı bu kadar çok sevdim. Ben o beladan kurtulmak yerine o belada boğulmak istedim. Ben ilk defa belayı sevdim. Sen benim başıma gelen en yakışıklı belasın. Sen hep benim belam olmalısın' dedi genç kız. Genç adam gül...
