24.BÖLÜM

899 38 0
                                    

Kutay derin bi nefes verip

"Uzun sürebilir izin ver içeri gireyim" dedi. Başımı olumlu anlamda sallayıp kenara çekildim. Kutay içeriye girdiğinde kapıyı kapatıp peşinden salona geçtim. Derin bi nefes verip koltuğa oturdum. Kutay'da karşıma oturdu.

Gözlerimin içine bakarak

"İkra bu an..." sözünü kesen telefonumun sesi olmuştu mahçupça bakıp hızla telefonumu elime aldım. Arayan Mira'ydı rahat bi nefes verip telefonu açtım.

-efendim canım

-nasılsın? O gün baya kötüydün okulda da pek iyi değildin. Ne oldu?.... diye sorduğunda o gün aklıma geldi Cihan'ın bana dedikleri umudumun kırılması maf oluşum ve sonrası hepsi bi anda beynime hücum etti. İki yabancıyız demişti. Her şeyi bitirip gitmişti.

Kutay'a baktığımda merakla bana bakıyordu.

Derin bi nefes verip

-ben seni sonra ararım canım... dedim ve telefonu kapattım daha sonra ayağa kalkıp

"Kutay üzgünüm ama Cihan hakkında hiçbir şey duymak istemiyorum mümkünse bir daha adını da duymak istemiyorum. Gider misin?" Dedim. Kutay ayağa kalkıp

"Peki dediğin gibi olsun. Sonra görüşürüz" dedi. Sessiz kalmayı tercih ettim. Kutay hızla evden gittiğinde derin bi nefes verip koltuğa geri oturdum. Bundan sonra Cihan ile ilgili tek kelime bile duymak istemiyorum mümkünse adını bile duymak istemiyorum.

Bıkkınca nefes verdim. Acaba çok mu abartıyorum? Alt tarafı bir kaç aydır tanıdığım hatta bir kaç hafta öncesine kadar nefret ettiğim bi adamı bu kadar çok düşünmem bence aptallık. Bencede bu tamamen aptallık hem o benim nefretimi bile hak etmeyen bi insan o yüzden onu bu kadar çok düşünemem lazım.

Derin bi nefes verip gözlerimi yumdum yarın okul vardı. Dinlenmem lazımdı. Bundan sonra yeni bir hayata adım atıyorum. Beladan uzak mutlu ve huzurlu bi hayata

Umarım bu sefer her şey yolunda gider ve mutlu olmayı başarırım. En azından bi süre mutlu olabileyim.

En son beladan uzak durmaya çalıştığım da belanın ta kendisi yani Cihan karşıma çıkmıştı ve o günden sonra bela beni bırakmadı şimdi o bela hayatımdan tamamen çıktı umarım başka belalar hayatıma girmez. Bende normal insanlar gibi huzurlu bi sene geçiririm. Tek isteğim bu...

...

Sabah zorla uyanıp okul formamı giyinip evden çıktım. Yolda yürürken köpek sesi duymamla sertçe yutkunup adımlarımı hızlandırdım. Köpeğin sesi yaklaştıkça korkum artıyordu daha fazla dayanamayıp koşmaya başladım. Köpekte peşimden koşuyordu.

Zaten bütün aksilikler beni buluyor. Bütün köpekler benim peşimden koşuyor.

Köpeğin sesi çok yakından gelince daha hızlı koşmaya başladım. Ne olduğunu anlayamadan kendimi yolun ortasında buldum köpek ağzı açık bi şekilde bana bakıyordu sertçe yutkundum bakışlarımı köpekten çektiğimde bana doğru hızla gelen arabayı gördüm.

Nefes alamıyordum dünya durmuş gibi kımıldayamıyordum. Koşarak kaçmak istiyordum ama adım atamıyordum dona kalmıştım öylece birazdan olacakları izliyordum. Yolun sonuna gelmiştim oysa daha dün yeni hayata başlamıştım. Hayat bana hep ters köşe yapıyordu.
Ölmeden önce tek isteğim var o da Cihan o gün bana dedikleri için çok ama çok pişman olsun. Amin.

Bu halde bile Cihan'ı düşünmem gerçekten saçmalık. Arabanın bana çarpmasına çok az bi mesefa kalmıştı gözlerimi yumdum gerçekten ölün sahnemi izleyecek değilim.

Derin bi nefes alıp acıyla gülümsedim. Sona gelmiştim.

Bi anda kolumdan sertçe tutulup çekilmemle dengemi sağlayamayıp beni çeken kişinin üzerine düştüm. Kesik kesik nefes alırken zorla gözlerimi açtım.

Ölmedim yaşıyorum. İkinci kez hayata geri döndüm.

Derin bi nefes verdiğimde

"Çok rahat galiba" ama bu ses hızla bakışlarımı üzerinde olduğum adama çevirdim. Olamaz Cihan.

Kaşlarımı çatıp

"Anlamadım" dedim. Cihan pis bi sırıtışla

"Diyorum ki hala kalkmadın. Rahat geldi galiba" dedi. Sinirle göğsüne vurup hızla ayağa kalktım. Cihan'da hızla ayağa kalktı.

Sinirle

"O köpek senindi değil mi? Bilerek koşturdun beni" dedim. Cihan ciddi bi tavırla

"Hayır o köpek benim değildi ayrıca neden bilerek tanımadığım bi insanı koşturayım ki? Hem şuan senin bana teşekkür etmen lazım hayatını kurtardım." Dedi. Gözlerinin içine baktım. Eskisi gibi bakıyordu o ilk günki gibi soğuk ve sert.

Derin bi nefes verip

"Teşekkür ederim" dedim. Bir şey demeyip arkasını döndüğünde

"Ha bu arada bi daha tanımadığın insanlar için kendini tehlike atma" dedim. Hala arkası dönükken

"Ben zaten kendim bi tehlikeyim o yüzden sıkıntı yok" dedi. Bir kaç adım attığında daha fazla dayanamayıp

"Böyle mi olacak? Biz hiç tanışmamışız gibi mi davranacağız? Birbirimizin yüzüne bakmayacak mıyız?" Diye sordum. Hızla bana dönüp
"Biz zaten hiç tanışmadık. Sadece bi süre yan yana olmak zorunda kaldık. Yani her şey zorunluluktandı" dedi. Sertçe yutkundum. Zorunluluk ha

"Peki öyle olsun. Ama şunu asla unutma Cihan verdiğin kararlar hayatını çok kötü maf edecek ve sen farkına vardığında çok geç olacak" dedim. Cihan sertçe yüzüme bakıp

"Hiç sanmıyorum çünkü ben her zaman doğru kararlar veririm şimdi olduğu gibi" dedi.

Sinirle

"Pişman olacaksın" dedim. Cihan pis bi kahkaha atıp

"Ben asla pişman olmam pişman ederim" dedi.

Acıyla gülümsedim

"Aslında haklısın beni de pişman ettin. Seni tanıdığıma pişman oldum" dedim ve yüzüne bile bakmadan hızla arkamı dönüp yürümeye devam ettim.

Bu sefer sen pişman olacaksın Cihan sen....

Soğuk Tehlike!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin