41.BÖLÜM

628 20 17
                                    

Sinirle Cihan'ın gözlerine bakıp

"Artık konuşsan mı diyorum?" Diye sinirle Cihan'a bağırdığımda. Cihan gayet rahat bi tavırla

"Sevgilim biraz sakin ol. Bak fazla sinirli olmak cildine hiç iyi gelmez. Hem o güzel cildine bi şey olsun istemezsin değil mi?" Dediğinde göz devirip. Geldiğimizden beri oturduğum koltuktan kalkıp

"Sen delisin" dedim. Cihan kahkaha atarak bi anda kolumdan tuttu ve koyulaşmış gözleriyle gözlerimin içine baktı.

"Beni sen delirttin. Beni seni kaybetme korkusu delirtti. Beni senin o adımın karsı olma düşüncesi delirtti. Daha fazlasını sayardım sevgilim ama malesef açım" deyip konuyu kendince kapattı. Ani ruh değişiklikleri korkmama sebep oluyordu. Şu bir kaç saat içerisindeki Cihan'ı tanıyamıyordum. Çok farklı davranıyordu.

Derin bi nefes aldım.

"Neden hayatımı mafediyorsun?" Diye sordum. Cihan durup gözlerimin içine bakıp bana doğru gelmeye başladı bende sözlerime devam ettim.

"Gitmiştin. Ardına bakmadan terk etmiştin. Ne yaptığımı nasıl olduğumu bir kere bile merak etmeyip kendi hayatına devam etmiştin. Ne değişti peki?" Diye sordum. Cihan sessiz kalırken. Alaycı bi gülüşle kendi soruma kendim cevap verdim.

"Gururuna yediremedin dimi? Seni seven birinin kuzenin daha doğrusu düşmanın olan birinle evlenmesini onu tercih etmesine dayanamadın değil mi? Hep kendin kazanmak istediğin için bugün o düğünü bastın." Deyip koltuğa geri oturdum. Cihan derin bi nefes alıp

"Yanılıyorsun sevgilim. Kazanmak istediğim için kaybetmek korktuğum için o düğünü bastım. Hem o şerefsiz benim olanın hayalini kurmak gibi bi hata yapmıştı bu hatasını ona göstermem gerekiyordu." Dedi. Bu sefer ben sessiz kaldım. Ne derse desin artık umrumda değildi. 

Yanımda diz çöküp ellerimi avuçlarının içine aldı.

"Seni üzdüm. Kırdım. Mafettim. İntikam hırsım gözümü kör etti aklımı çeldi ama kalbimin atmasına engel olamadı. O gün giderken bile dönüp sarılmak istedim. Ama mantığım karşı geldi. Cihat'la gördüğüm gün ilk kez acıdı sol yanım daha sonra o acı dinmedi" dedi. Sözleri çok güzeldi ama inanamıyordum. Korkuyordum. Açıkça ona bi kere güvenip yarım kaldıktan sonra tekrar güvenecek gücü kendimde bulamıyordum. Açıkcası şuan bi çıkmazda gibiydim.

Ayağa kalkarak yanıma oturdu başımı göğsüne yaslayıp saçlarıma minik öpücükler kondurarak.

"Ben açtım o yaraları başkasının sarmasına izin vermem. Gerekirse bu yolda ikimizide yakarım ama başkasına bırakmam seni" deyip derin bi iç çekti.

Gözlerimi yumup bu huzurlu anın tadını çıkardım. Tabiki affetmemiştim tabiki hiçbi şeyi unutmamıştım ama şuan savaşacak gücüm yoktu.

Keşke dedim bir kez daha keşke bugün sarıp koruduğu gibi o gün sarıp korusaydı.

...

"Bak kızım sen benim sabrımı sınamak için mi geldin bu dünyaya? Eğer öyleyse işini çok iyi yapıyorsun" demesiyle gülmemek için adeta kendimi zor tuttum.

"Banane ya madem beni kaçırdın bana bakmakta sana düşer" dedim.  Yatıştırıcı bi ses tonuyla

"Ben sana bi ömür bakarım" dedikten sonra sinirle haline geri dönerek

"Ama yemeğini yapamam. Bu evin hanımı sensin ve yemek yapmak sana düşer" dedi. Göz devirerek

"Çok beklersin." Dedim ve koltuğa daha çok yayılarak gözlerimi kapattım. Yanımda hissettiğim ağırlıkla hızla gözlerimi açıp Cihan'a baktım.

"Ne yapıyorsun?" Diye sordum. Cihan masumca gözlerime bakıp

"Sikerim açlığını. Kokun bi ömre bedel" deyip gözlerini kapattığında sinsice gülüp onu dirseğimle iterek yere düşmesini sağladım da Cihan masum bi çocuk gibi

"Ama bu yapılmaz ki" dediğinde gülmeye başladım.

Hadi bakalım yeni bölüm geldi. Umarım bağenirsiniz.

Cihan-İkra
 
  Cihat-İkra

Soğuk Tehlike!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin