26.BÖLÜM

892 36 6
                                    

Derin bi nefes verip yere çöktüm. Cihan tam iki saattir ameliyattaydı.

Mert koşarak yanıma gelip diz çöktü

"Nerde o iyi mi?" Diye sordu. Başımı olumsuz anlamda sallayıp işaret parmağımla ameliyathaneyi gösterdim. Mert ufak bi küfür savurup ayağa kalktı.

"Nasıl oldu?" Diye sordu. Derin bi nefes verip

"Ben her zaman ki sokaktan geçerken çığlık sesleri duydum. Sonra Cihan'ı gördüm karnını tutuyordu koşarak yanına gittim. Hastaneye gidelim falan dedim ama beni dinlemedi. Sonra bi anda bayıldı ne yapacağımı şaşırdım sonra ambulansı aradım." Dedim. Mert başını öne eğip derin bi nefes aldı.

Onu o halde görünce sanki kalbime bi bıçak saplanmış gibi oldu ilk başta nefes alamadım. O an gerçekten çok tuhaf hissettim. Sanki sevdiğim birini kaybediyormuşum gibi geldi hemde hiç kazanmadan.

Doktor ameliyathaneden çıkınca hızla ayağa kalkıp önüne geçtim.

Doktor başını öne eğip

"Çok acil kana ihtiyacımız var hasta çok kan kaybetmiş" dedi. Ve nefesim kesildi sonra söylediği şeyleri duymadım. Doktor yanımızdan ayrılıp gittiğinde Mert bana baktı. Ne diyeceğini anladığım için başımı iki yana salladım. Kanı grubum uymuyordu.

Endişeyle

"Kimin kanı uyuyor ki?" Diye sordum. Arkadan bi ses

"Benim" dedi. Hızla arkamı döndüğümde Kutay'ı görmemle şaşırdım. Onun burada ne işi vardı?

Kutay gülümseyerek

"Ben kan verebilirim" dedi. Acıyla gülümsedim. Tam konuşacakken. Mert sinirle

"Lan sen Cihan'a kanını verirsen Cihan uyanınca bize dünyayı dar eder. Ha bide 'onun kanı damarlarımda dolaşacağını ölseydim daha iyi' der ve bizi bir güzel azarlar. Kusura bakmada Cihan'ın hem hasta hemde sinirli halini çekemem. O yüzden buraya çabuk terk et" dedi.

Hızla Mert'e bakıp

"Mert başka çaremiz yok. Cihan'ın hayatı söz konusu" dedim. Mert sinirle

"O uyanınca bu sefer benim hayatım tehlikeye girecek" dedi.

Derin bi nefes verip

"Umrumda değil şuan umrumda olan tek şey onun gözlerini açması" dedim.

Kutay'a bakıp

"Gidelim" dedim. Mert bize hoşnutsuz baktığında göz devirdim. Şuan Cihan'ın uyanması her şeyden daha önemli benim için.

...

Dakikalar geçmek bilmedi. Bazen kafayı yiyecek gibi oldum.

Mert gülümseyerek

"Ben giriyorum geliyor musun?" Diye sorduğunda gülümseyip

"Sen gir ben su alıp geliyorum" dedim. Mert odaya girerken bende kantine indim. Su alıp bi daha yukarı çıktım. Odanın kapısına geldiğimde derin bi nefes aldım. Tam içeri girecekken Mert'in sesini duydum.

"Cihan o kız sen uyanana kadar burada bekledi. Maf oldu. Cihan bak ona da gerçekleri söylemelisin" dedi.

Ne gerçekleri ya yoksa Cihan benim üvey abim mi? Yok artık olamaz değil mi? Olamaz olmamalı off ne diyorum ben ya iycene kafayı yedim.

Cihan

"Ne dememi bekliyorsun?" Diye sordu.

Mert gülerek

"Bana sorarsan gerçekleri söyle" dedi. Off kaç haftadır herkes bir şeyler saklıyor. Acaba Cihan ne saklıyor?

Cihan

"He Mert gideyim yanına istersen bi de diz çökeyim" dedi. Ay valla çok güzel olur üçüncü kez diz çökmüş olur.

Mert gülerek

"Yok o kadar abartma ama en azından gerçekleri söyle" dedi. Ay çatlayacam valla şimdi.

Mert

"Ya bak valla zor değil. Alt tarafı gidip ben seni korumak için onları söyledim başım beladaydı seni kendimden uzak tutmam lazım bu yüzden onları söyledim. Diyeceksin" dedi. Şok olmuştum gerçekten Cihan beni korumak istediği için mi onları söylemişti?

Cihan

"Bakarız" dedi. Mert bıkkınca ofladı. Daha fazla dayanamayıp içeriye girdim. Cihan ifadesizce bana baktı ama tek kelime bile söylemedi. Herneyse söylemesi zaten umrumda değil ben öğrenmem gerekeni öğrendim.

Hemşire odaya girdiğinde gülümseyerek

"Nasılsınız Cihan bey?" Diye sordu. Cihan ifadesizce

"İyiyim" dedi. Hemşire gülümseyip

"Gerçekten çok şanslısınız arkadaşınız hiç düşünmeden size kanını verdi. Onun gibi bi arkadaşa sabip olduğunuz için gerçekten çok ama çok şanslısınız" dedi. Cihan, önce Mert'e sonra bana sertçe baktı.

Hemşireye sert bakışlarımı atıp bakışlarımı Cihan'dan kaçırdım. Ah hemşire ah senin yüzünden birazdan burada en büyük dünya savaşı yaşanacak sen hala gülüyorsun. Yaktın bizi zalım kadın.

Cihan sertçe

"Kim?" Diye sordu. Hemşire

"Arkadaşınız" diye cevap verdi. Cihan tam konuşacakken Mert

"Aaaa bırak şimdi bunları senin dinle..." Cihan Mert'e ters bi bakış attığında Mert susup sandalyeye oturdu.

Cihan hemşireye bakıp

"Adı" dedi. Hemşire gülerek

"Kutay" dedi. Cihan'ın gözlerinden adeta alev fışkırıyordu hemşire gülerek odadan çıktığında arkasından ters bi bakış attım. Tabi geldi bombayı bırak ortamıza sonra çekip gitti. Bu bomba bize patlayacak.

Cihan çok ama çok sinirli görünüyor.

Cihan öfkeyle

"Lan o pislik herif bana kan verirken siz ikiniz nerdeydiniz?" Diye sordu. Mert bana hüzünle bakıp

"Ben karşı çıktım ama İkra beni dinlemedi" dedi. Ah Mert yaktın beni hemde cayır cayır.

Cihan bakışlarını bana çevirdiğinde şirince gülümseyip

"Aaa ama ben senin iyiliğini düşündüm. O kan vermeseydi mazAllah ölebilirdin" dedim.

Cihan öfkeyle

"Onun kanı damarlarımda dolaşacağına ölseydim daha iyi" dedi. Mert bana 'ben demiştim sana' bakışı atıyordu.

Derin bi nefes alıp

"Korktum sana bir şey olacak diye çok korktum o an olacakları senin tepkini düşünmedim çünkü çaresizdim tek derdim senin uyanmandı. Çünkü benim sana söylemem gereken çok önemli şeyler var" dedim. Mert ayağa kalkıp odadan çıktığında Cihan bana bakıp

"Bana söylemen gereken bu kadar önemli şey ne?" Diye sordu. Derin bi nefes alıp

"Ben...."

En çok sevdiğiniz karakter hangisi?

Soğuk Tehlike!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin