49.BÖLÜM

486 15 31
                                    

Cihan kahve yapmak için mutfağa gittiğinde bende elimi yüzümü yıkamak için banyoya gidiyordum ki kapısı açık bi odanın önüne gelince istemsizce durup içeriye girdim. Şuan yaptığım şeyin yanlış olduğunu bilsemde yapmak istiyordum.

Siyahlarla çevrili odada gözüme ilk çarpan şey masanın üzerinde açık olarak duran laptoptu yavaş adımlarla masanın yanına gidip sandalyeye oturdum. Daha sonra kapalı olan ekranı açtığımda karşıma çıkan fotoğraf ile şaşkınca ekrana bakakaldım. Bu fotoğraf benim fotoğrafımdı. Merakla ana sayfaya girdiğimde Cihan ve benim resimlerimden oluşan albümü görünce bi şok daha yaşadım. Bir sürü fotoğraf vardı. Hatta ayrıldığımız gün çekildiğimiz fotoğraflar bile vardı.

"Senin yokluğunda tek sığınağımda onlar" gelen sesle hızla arkama döndüm. Cihan hüzünle bana bakarak yanıma geldi.

"Seni hayatımdan çıkarmıştım ama onları ve anıları asla çıkaramadım. O zamanda deli gibi seviyordum şimdi de" dediğinde şaşkınca gözlerine bakmaya devam ettim. Sevdiği halde bırakabilmişti. Ama neden?

"Ben anlayamıyorum. Madem deli gibi seviyordun neden bıraktın?" Diye sorduğumda hafiçe gülümseyip

"Sevdiğimi bilmiyordum" dedi. Bütün olanlar yavaş yavaş yerine oturuyordu.

...

Cihat'tan Devam

Elindeki ilaçlar bana bakan hemşeriye sinirle bakıp

"İçmeyeceğim lan. Ben deli felan değilim" diye bağırdım. Hemşire bi adım gerileyerek.

"Bu ilaçları zaten deliler içmiyor. Ayrıca Cihan beyin kesin emri var" dediğinde sinirle kızın gözlerine bakıp

"Emrine de Cihan'ına da başlatma. Defol git" diye bağırdığımda elindeki ilaçları masaya koyup yanıma geldi. Mavi gözlerini gözlerime dikerek

"İzin verin yaralarınızı sarayım" dediğinde alaycı bi gülüşle

"Benim yaralarımı sarmaya gücün yetmez senin" dedim. Kendinden emin bi şekilde

"Gücüm yetmezse gönlüm yeter" dediğinde sessiz kalıp gözlerine baktım. Korku yoktu. Kendinden emin bakıyordu. Cesurca.

"Ya kızım defol git. Başıma bela mısın?" Diye bağırdığımda masanın üzerindeki ilaçları eline alarak yanıma geldi ve ilaçları bana uzatarak göz kırpıp

"Biz ona tatlı bela diyelim" dedikten sonra aceleyle suyuda elime tutuşturdu.

Anlaşılan bu hemşireden çekeceğim var.

İkra'dan Devam...

Bu hayatta herkes iyi yada kötü bi şeyler yaşar ve her yaşadıklarından ders çıkarırlar. Benimde yaşadığım çoğu şeyden ders çıkarttığım günler olmuştu ve hala oluyordu.

Cihan beni göğsüne yaslayıp

"Bizim hikayemiz mutlu sonla olmasada acıli sonsuz olsun. Mutlu hikayeler erken biter acılı hikayeler sonsuza kadar sürer" dediğinde gülümseyerek

"Masallara inanır mısın?" Diye sorduğumda gülerek

"Ben en çok senin masalarına inanıyorum" dedi. Derin bi nefes doğruldum. Konuşmak için ağzımı açacekken Cihan bi anda kafasını kucağıma koyup

"Saçlarımla oynar mısın?" Diye sorduğunda gülümseyip ellerimi saçlarında gezdirmeye başladım. Cihan huzurla gözlerini yumup anın akışına bıraktı kendini.

Bi süre sonra gözlerini açıp gözlerimin içine baktı.

"Gözlerin bilinmez bir diyar gibi"...


O zaman bu bölümünde altında da soru cevap yapalım.

Kaç yaşındasınız?

Okuyor musunuz?

Tuttuğunuz takım var mı?

En sevdiğiniz sanatçı?

Son olarak en sevdiğiniz dizi?

Hadi bakalım yorumlarda cvpları görelim..

Soğuk Tehlike!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin