22.BÖLÜM

934 38 0
                                    

Yazarın Anlatımından...

Genç adam çaresizce yoğun bakımın önünde bekliyordu her geçen saniye biraz daha maf oluyordu. Zorla nefes alıp yere çöktü. İlk defa kalbi bu kadar çok acıyordu. İçindeki pişmanlık onu bitiriyordu.

O ilk defa bi kız için bu kadar çok endişeleniyordu kalbi ağrıyordu.

Aklına onu gördüğü o ilk gün geldiğinde acıyla gülümsedi bir anda girmişti hayatına ne olduğunu anlayamadan hayatının bi parçası olup kalbinde yer edinmişti. Çoğu zaman inatçılığıyla buzlarını kırmıştı ilklerini yaşatmıştı ona....ama şimdi o odada hareketsizce yatıyor. O neşeli hayat dolu kız şimdi ölü gibi yatıyor. İşte bu canını çok yakıyor. O kız devamlı gülen inatçı keçinin tekiydi ama şimdi çaresizce orada yatıyordu.

Genç adam daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı doktorun odasına gidip zorda olsa onu beş dakika görebilmek için izin aldı.

Gerekli şeyleri giyinip yoğun bakıma girdi. Yatağın yanındaki sandalyeye oturup derin bi nefes verdi. Onu böyle görmek canını yakıyordu.

Acıyla gülümseyip

"Hadi uyan aç o gözlerini yine umutla bak gözlerime.... kız bağır beni deli et sinirlendir ama böyle burada yatma nolursun uyan. Her şeyde inatçı olan kız hayata karşı mı kırdı inadını? Hadi her zamanki gibi inatçı ol ve aç gözlerini bana bak ben o gözleri görmeden nasıl yaşarım? Yaşayamam ki" dedi ve gözünden usulca yaşlar süzüldü.

Ağladığını fark edince gülümseyerek

"Bak ağlıyorum hemde senin için. Sen haklısın ben bu hayata mecbur bırakıldım. Hadi uyan nolursun uyan" dedi. Artık o da farkındaydı bu kız onun için önemliydi hatta çok önemliydi. Bu kız onun buzlarını kırmıştı.

Genç adam acıyla gülümseyip

"Sen bu hayatta benim buzlarımı kıran ve kalbime ulaşan tek kadınsın ve uyanmalısın" dedi. Doktor sürenin dolduğunu söyleyince ayağa kalkıp

"Nolur inatçı ol nolursun inadını kırma" dedi ve odadan çıktı. Şimdi onun uyanmasını beklemekten başka çaresi yoktu.

Dakikalar saatleri saatler günleri kovalamıştı. Tam iki gündür genç adam yoğun bakımın kapısından ayrılmamış aç ve uykusuz bi şekilde uyanmasını bekliyordu.

Doktor yoğun bakımdan çıktığında genç adam doktorun önünü kesti kızaran gözleriyle umutla doktora bakıp

"Durumu nasıl?" Diye sordu. Çaresizcr doktorun dudaklarından çıkacak kelimeleri bekledi. Doktor tebessüm ederek

"Gayet iyi bir kaç saate uyanır şimdi normal odaya alacağız" dedi. Genç adam sevinçle gülümseyip derin bi oh çekti. Bir anda tüğ kadar hafiflemişti. O sancılı dakikalar geçmişti hepsi bitmişti. O kız yine inaçtı olup gözlerini açmıştı.

Genç adam gülerek

"Teşekkür ederim her zamanki gibi inatçı olduğun için ilk defa sözümü dinlediğin için çok teşekkür ederim" dedi. Yüzündeki gülümseme genişledi ve huzurla derin bi nefes aldı.

Mira'nın Anlatımından....

"Yeter abi sus lütfen. Bak bende bir şey bilmiyorum. Birazdan hastaneye gidip öğreneceğim" dedim. Abim sabahtan beri başımın etini yemişti devamlı İkra'nın durumunu soruyordu. Bende bilmiyordum en son dün gece görmüştüm onu şimdi ise nasıldı hiçbir haberim yoktu birazdan hastaneye gittiğimde öğrenecektim.

Hızla evden çıktığımda apartmanın önünde Seyran'ı görmemle hızla yanına gidip

"Ne oldu?" Diye sordum. Seyran gülerek

"Normal odaya almışlar bir kaç saate uyanırmış" dedi derin bi oh çekip gülümsedim.

"Çok şükür" dedim. Birlikte bi taksi çevirip taksiye bindik.

Umarım bundan sonra her şey güzel olur. İkra mutlu olmayı hak ediyor bu zamana kadar başına bir sürü şey gelmişti. Dıştan mutlu neşeli görünsede içinde dipsiz bi kuyu vardı. Çektiği acılarını içine gömmüş bi insandı o içinde kocaman yaralar vardı ama kimseye belli etmiyordu. O içinde yaşıyordu acılarını kimse bilmiyordu ne çektiğini çünkü o kimsenin bilmesine izin vermiyordu.

Taksi durduğunda hızla taksiden indik. Hastaneye girdiğimizde direk üst kata çıktık odanın önüne geldiğimizde Mert'i görmemle sertçe yutkundum. Seyran lavoboya gideceğini söyleyip gitmişti.

Derin bi nefes alıp Mert'i inceledim. Gerçekten sevmiştim onu ilk defa aşık olup birine bu kadar çok değer vermişti sandım ki o da beni sever ama olmadı ben onu ne kadar çok sevdiysem o da bi başkasını o kadar çok sevdi. Ama şimdi eskisi kadar üzülmüyor belkide kendimi kandırıyorum. İkra'ya söylemiyorum ama hala Mert'i seviyorum kalbimde ona karşı hala bi sevgi var. Ama bu sevginin bi karşılığı yok ve asla olmayacak.

"İyi misin?" Mert'in sesiyle kendime gelip derin bi nefes verdim.

"E evet" dedim.

Mert gülerek

"Gel içeri girelim" dedi başımı olumlu anlamda salladım....

Umarım güzel bi bölüm olmuştur. Yorum yapıp oy verirseniz sevinirim.

Soğuk Tehlike!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin