36.BÖLÜM

618 26 0
                                    

Berk Cihat'ı sakinleştirmeye çalışıyordu ama Cihat sakinleşecekmiş gibi durmuyordu. En sonunda durup Berk'e sertçe bakarak

"Garanın mekanına gidiyoruz" diye adeta tısladı. Berk başını iki yana sallayıp

"Olmaz abi çok sinirlisin biraz sakinleş" dedi. Cihat burnundan solurken

"Ya ben garaya gidecem ya da gara buraya gelecek" diye bağırdı. Berk bi kaç dakika durup düşündükten sonra

"Tamam abi biz garaya gideceğiz ama biraz sakin ol" dedi. Cihat derin bi nefes verip kendini kolyuğa bıraktı. Şimdi benim konuşmam lazımdı.

"Ben artık evime gidebilir miyim?" Diye sordum. Cihat sert bakışlarını bana çevirip

"Sana konuşma hakkı verilmeden konuşma!" Diye tısladı. Sabir dilercesine tavana bakıp tekrardan bakışlarımı Cihat'a çevirdim. Tam ağzımı açacakken

"Birazdan garanın mekanına gideceğiz o zaman seni evine bırakırız" deyip ölüm sessizliğine büründü. Bende düşüncelere daldım.

Tam beladan kurtulup hayatıma devam edecem derken sanırım bu sefer daha büyük bi belaya çattım. Ben sadece hayatımda huzur ve sakinlik istemiştim ama ne yazık ki bu hiçbir zaman mümkün olmamıştı. Her zaman bi sorun çıkmıştı hep kendimi bi olayın içinde bulmuştum. Oysa benim tek isteğim huzurlu bi hayat sürmekti. Ama maalesef ki bu hiçbir zaman mümkün olamuyordu. Hayır sorun bende miydi? Ben mıktanıs gibi belayı mı çekiyorum? Oysa bu olanlarda en masum bendim. Olan yine ve yine bana olmuştu. Kırılan her zaman ki gibi ben olmuştum. 

Berk salona girip

"Çıkabiliriz abi" dedi. Cihat hızla ayağa kalktı bende anında ayağa kalktım. Hızla evden çıkıp kapının önündeki siyah arabaya binip yola koyulduk. Arabayı Berk kullanıyordu ve çok hızlı gidiyorduk. Anlamadığım şey ise hala bana evimin adresini sormamışlardı. Sessiz geçen bir yolculuğun ardından araba ani frenle durdu. Bakışlarımı camdan dışarı çevirdiğimde bi deponun önündeydik. Berk hızla arabadan inmişti Cihat tam inecekken

"Biz gelene kadar usluca bekle daha sonra seni evine bırakacağız" deyip arabadan indi. Başka bi çarem olmadığı için uslu bi şekilde gelmlerini bekliyordum.

Uzun bi süredir bekliyordum ama hala bi gelen yoktu can sıkıntısından patlamak üzereydim ve ayrıca gara denen kişiyi de çok merak ediyordum. Bi anda gelen silah sesiyle korkuyla sertçe yutkundum. İçimdeki merak duygusu arabadan inmemde ısrarcı olurken durup bir kaç saniye düşündüm ve merakıma yenik düşüp yavaşça arabadan indim. Depoya doğru yavaş adımlarla ilerliyordum. Deponun önüne geldiğimde hafif aralık olan kapıdan içeri girdim. İçeride kimse yoktu. Peki ya Berk ve Cihat neredeydi?

"Napıyorsun burda?" Duyduğum sesle yerime mıhlandım sanki. Gözümün önünden film şeriti gibi anılarımız geçiyordu. Bedenim buz kesmiş sanki nefes almıyorum. Yavaşça arkamı döndüğümde yüzünü görmemle nefesim kesildi gözlerim buğulandı. O son gün geldi gözümün önüne ardına bile bakmadan çekip gidişi her şeyin oyun olduğunu haykırışı kalbim bi kez daha sızladı.

Gözlerinde hiç bi duygu yoktu. Ne pişmanlık ne özlem hiçbir duygu yoktu. İfadesizce gözlerime bakıyordu. Derin bi nefes verip bakışlarımı kaçırdım. Bir haftada zayıflamış gibiydi. İlk tanıdığım gün ki gibi sert bakıyordu. Simsiyah giyinmişti.

Boğazını temizleyip

"Ne işin var burda?" Diye sordu. Uzun süredir duymadığım sesi kulaklarıma gelince gözlerim buğulandı. Onca şeye rağmen özlemiştim..

"Gidelim" duyduğum sesle arkamı dönüp Cihat'a baktım. Cihat Cihan'a bakarak

"Yine görüşeceğiz gara bey" dedi. Demek ki gara denen kişi Cihan'dı. Cihat yanıma gelip kolumu tuttu ve

"Hadi" dedi. Cihan bi bana bi de Cihat'a bakıyordu. Ama ne düşündüğünü anlayamıyordum ifadesiz bi şekilde bakıyordu. Cihat yürümeye başladığında bende yürümeye başladım. Depodan çıkacakken Cihan

"Kuzen çay içmeyede beklerim" dedi. O an resmen şoka uğramıştım. Cihat ve Cihan kuzen miydi yani? Aslında düşünürsek işleri tavırları ve isimleri çok benziyordu. Cihat cevap vermeyip kapıya doğru adımlarken bende onu takip ediyordum. Cihan sert çıkan sesiyle

"Ama yengeyi getirmeyi unutma" dediğinde sanki nefesim kesilmişti. Bir hafta öncesinde sevgilim olan beni sevdiğini sandığım adam bu gün bana 'yenge' demişti. İşte bu kelime canımı çok yakmıştı. Cihat sırıtarak Cihan'a bakıp

"Olur getiririm kuzen!" Deyip elimi tutup depodan çıkarmıştı. Sessiz bi şekilde arabaya binmiştik. Bu sefer Berk bizimle gelmiyordu. Cihat arabayı sürmeye başladığımda

"Cihan ile kuzen iseniz neden düşman gibi davranıyorsunuz?" Diye sordum. Cihat sert bi ifadeyle

"Kuzenim olabilir ama bu düşman olmamızı değ-" bi anda durup yoldan bakışlarını çekip bana çevirdi. Şüpheci bi bakışla

"Adının Cihan olduğunu nerden biliyorsun?" Diye sordu. Gayet sakin bi tavırla

"Bi zahmet eski sevgilim adını bileyim değil mi?" Dedim. Cihat bana şaşırmış bi şekilde bakıyordu ve bu hali çok komikti. Hızla arabayı durdurup sert bi şekilde

"Cihan'la şuan arandaki bağ ne?" Diye sorduğunda direk cevap verdim

"NEFRET!"

Soğuk Tehlike!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin