20.BÖLÜM

1K 37 5
                                    

Üzerime doğru gelen arabayla dona kaldım.

Adeta kıpırdayamıyordum. Zorla yutkunduğumda kolumdan hızla tutulup çekildim. Vücudum soğuk asvaltla buluşunca ürperdim.

Derin bi nefes aldığımda gözlerim o simsiyah gözlerle buluştu. Cihan kesik kesik nefes alıyordu.

Gözlerini gözlerime kitlediğinde ilk defa gözlerinde duygu vardı. İlk defa o gözlerde öfke yerine duygu vardı. Ve gözleri ilk defa bu kadar anlamlı bakıyordu. Gözlerinde ilk defa bu denli kayboluyordum.

Cihan hızla üzerimden kalkıp elini uzattı bende elini tutup ayağa kalktım. Cihan omuzlarımdan tutup

"Sen deli misin? Neden önüne bakmıyorsun? Ya araba sana çarpsaydı? Ya bir şey olsaydı? Neden bu kadar dikkatsizsin?" Diye bağırdı. Yüzüne baktığımda gözlerindeki endişe gülümsememe sebep oldu. Benim için endişelenmişti. Bana bir şey olacak diye korkmuştu.

Cihan yüzüme sertçe bakıp

"Neden gülüyorsun burada komik bir şey söylemedim." Dedi. Derin bi nefes alıp verdim.

"Endişelendin mi?" Diye sordum. Cihan affallasada hemen kendine gelip

"Hayır endişelenmedim" dedi. Bir kaşımı kaldırıp

"Cihan yeter artık saklamaya çalışma sende iyi birisin. Ne oldu bilmiyorum ama sen kötü olmaya mecbur bırakıldın. Buna eminim" dedim. Cihan gözlerimin içine baktı. Bende gözlerinin içine baktım. Bu sefer ilk defa şefkat vardı.

Cihan derin bi nefes alıp

"İkra bak nolursun daha fazla bu olayı sorgulama. Yoksa kalbini kırmak zorunda kalacağım" dedi. Tebessüm ettim. Beni kırmaktan korkuyordu buda Cihan'ın iyi birisi olduğunu gösteriyordu. Başımı öne eğip

"Cihan ne zaman kendini bana açacaksın?" Deyip başımı kaldırıp gözlerine baktım. Cihan bakışlarını kaçırıp

"Belkide hiçbir zaman" dedi. Duymak istediğim sözler bunlar değildi. Ben Cihan'ın kendisini bana açmasını istiyorum. Ama belliki bu sandığım kadar kolay olmayacak.

Derin bi nefes alıp başımı aşağı yukarı salladım.

"Peki öyle olsun." Dedim. Cihan derin bi nefes verdiğinde

"Ama ben kendini bana açmanı bekleyeceğim" dedim. Cihan ellerini omzumdan çekip cebibe koydu. Tam gideceğim zaman kolumdan tutup nefesini kulağıma üfleyerek

"Beklemek en kötü çaresizliktir." Dedi. Gözlerimi gözlerine kitleyip

"Benim bi umudum var. Ve umudum olduğu yerde beklemek çaresizlik değildir" dedim. Cihan kolumu bıraktığında gülümseyip yürümeye devam ettim. Cihan tekrardan kolumu tuttuğunda bıkkınca nefes verip yüzümü ona çevirdim. Tam konuşacakken

Cihan

"Bende seninle yürüyeceğim" dedi. Bir şey demeyip tebessüm ettim.

Yol boyunca pek konuşmamıştık. Apartmanın önüne geldiğimizde Cihan veda edip arkasını döndü bende arkasından ona bakarken geri geri gidiyordum. Ayağımın boşluğa gelmesiyle yeri boyladım. Ağzımdan acıyla bi çığlık çıktığında Cihan endişeyle arkasını döndü beni yerde görünce şaşkınca bana bakıp kahkaha atmaya başladı. Sinirle solurken gözlerim gülüşüne takıldı. Sinirim uçup giderken bende istemsizce gülümsedim. Çok güzel gülüyordu onu ilk defa gülerken görüyordum ve gülüşü çok güzeldi insanı istemsizce gülümsetiyordu.

Cihan kahkaha atmayıp bitirip yanıma geldi. Elini uzattığında hızla elini tuttum. Cihan beni çekip ayağa kaldırdığında acıyla inledim.

Cihan

"İyi misin?" Diye sorduğunda derin bi nefes alıp başımı iki yana salladım.

"Ayağım acı..." ayaklarım yerden kesilince ufak bi şok yaşadım. Cihan gözlerimin içine bakıp

"Kaçıncı kat?" Diye sordu.

"3" dedim. Cihan başını sallayıp apartmana girdi. Merdivenleri teker teker çıkarken bakışlarım yüzünde geziniyordu. Burnuma Cihan'ın kokusu gelince tebessüm ettim. Farklı bi kokusu vardı sanki kahve kokusu vardı ama çok başka kokuyordu. Derin bi nefes aldım.

Kapının önüne gelince çantamdan zorda olsa anahtarı alıp kapıyı açtım. Cihan beni salona getirip yavaşça koltuğa oturttu. Daha sonra

"Buz var mı?" Diye sordu. Başımı olumlu anlamda sallayıp

"Buz dolabında olacaktı" dedim. Cihan mutfağa gidip buz dolabından buz alıp geldi. Diz çökerek buzu yavaşça ayağıma değdirdi soğuk tenime değince ürperdim.

Cihan gözlerime bakıp

"Çok mu soğuk?" Diye sordu. Başımı olumlu anlamda sallayıp

"Soğuk" dedim. Cihan ayağa kalkıp tekrar mutfağa gitti geldiğinde elinde bez vardı. Bezi buza sarıp tekrardan diz çöküp yavaşça ayağımın üzerine koydu.

Derin bi nefes alıp Cihan'ı inceledim. İlk defa bana yardım edip benim için endişelenmişti. Bugün ilk defa o gözlerde şefkat görmüştüm bugün onun o güzel gülüşünü de görmüştüm.

Bugün baya ilkler yaşanmıştı.
Artık eminim Cihan özünde iyi birisi. Eğer öyle olmasaydı bana yardım etmezdi. Bunca şeyi yapmazdı.

İçimdeki umud biraz daha artarken gülümsedim.

Cihan gözlerimin içine bakıp buzu çekti ve ayağa kalktı.

"Şimdi dinlen. Ben gidiyorum" dedi. Başımı olumlu anlamda salladım. Cihan buzu sehpanın üzerine bıraktı tam salondan çıkacakken

"Her şey için teşekkürler." Dedim. Cihan bakışlarını bana çevirip

"Önemli değil" dedi ve gitti. İstemsizce güldüm.

Artık içimdeki umud büyümüştü.

Bugünü asla unutmayacağım. Bugün benim için gerçekten önemli bir gün.

Gözüm sehpadaki buza kayınca güldüm. Cihan ikinci kez bugün benim önümde diz çökmüştü. Ben İkra, Cihan gibi bi duygusuz oduna iki kez diz çöktürmüştüm.

Umarım bu bölüm hoşunuza gitmiştir. Bu bölümü yazarken gerçekten hep gülümsedim. Güzel bi bölüm olduğunu düşünüyorum umarım sizde beğenirsiniz.

Favori karakteriniz

İkra

Cihan

Mira

Mert

Cemal

Kutay....

Soğuk Tehlike!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin