Yine taptatlı bir bölümle karşınızdayım, hiç yorum gelmiyor :/ Üzülüyorum ama...
Pencereme gidip camın arkasından, dışarıda savaş halindeki havayı seyrettim. Bulutlar yeryüzünde yer kapabilmek için birbirlerine çarpıyor savaş naraları atıyor, şimşeklerini kılıç gibi kullanıyorlardı. Yeryüzü de büyük bir hareketlilik yaşıyordu. Ağaçlar hafif hafif sallanarak “kaçın!” uyarısı veriyor, otlar içindekilerin rahat yol alabilmesi için kimi yerlerde ikiye ayrılıyordu.
“Hey kuzen!”
Bu bugün çok oldu ama! Sakinleşmek için derin derin solurken arkamı dönüp İrem’e baktım.
“Hayırdır seni odamda görmeyeli epey uzun zaman oldu.”
“Sende görmeyeli korkunu üzerinden atmışsın gibi görünüyor. En son geldiğimde benden hâlâ deli gibi korkuyordun.”
“Uzatma da sadede gel.” Dedim. İçimden de senden daha korkunçları da varmış diye geçiriyordum.
“Bu gün, ortalarda pek görünmedin… Nerelerdeydin?”
Bu gün nerelerde olduğumu aklıma getirmemeye çalışarak “Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum.” Dedim.
“Cemal’i gördüm az önce, o gitmemiş miydi?”
Sanırım sorguya çekilen suçlular böyle hissediyorlardı, kızgın, bıkkın ve yaptığını haklı gören bir şekilde.
“Patavatsızın teki, ne zaman gelip gideceğine ben karar vermiyorum.”
“Tamam, sakinleş ne bu hiddet bu celal?”
“Celal değil kuzen Cemal, senin sayende yakamdan düşmüyor, eksik olma.”
Beğendiğini belli eder bir şekilde gülümsedi “Ne güzel işte yalnızlığından sıkıldığını sanıyordum.”
“Sanırım bu konuşmayı yapmak için geç kaldık. Yemek ne zaman? Bir kurt adam kadar açım.”
Gülümseme sırası bendeydi. Ta ki İrem “O biraz imkânsız, çünkü kurt adamlar ‘kadar’ kelimesini oldum olası sevmezler. Ama çok istiyorsan seni ısırması için bir kurt adam bulabilirim.” Diyene kadar.
Yüzümdeki dumura uğramış ifadeye kahkahayla gülerek kapıya gitti. Sırtı bana dönükken tek eliyle kapıyı tutarak yüzünü çevirdi “Ve yemek on dakikaya başlar, ama o kurt adam gibi aç olan mideni gerçekten kurt adam yemeğiyle doyurmak istersen, gece yarısından sonrasını bekle. Sende duymuşsundur, gece yarısından sonra yeryüzünde hiç de iyi şeyler olmaz.”
Kahkahası onunla birlikte yavaş yavaş koridorda kayboldu. Sanırım İrem’le laf atışmasına girebilmem için daha kırk tüp kan içmeliydim. Ama sorguyu atlattığım için memnundum. İyi ki İrem gelmişti yengemin karşısında daha çok kasılıp dikkat çekecek kadar çok abartabilirdim ergen rolümü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Ve Kırmızı
FantasíaMasumluğun rengi nedir? Bence gridir, bir melek kadar masum bir bebek bile gridir. Çünkü o bebeğin rengini açıp beyaza dönüştürebilirsiniz ya da koyulaştırıp simsiyah yaparsınız. Ya bir melek yetiştirirsiniz ya da onu bir şeytana dönüştürürsünüz. K...