Beyaz Ve Kırmızı

~16

  

   Gerçekten kâbussuz bir uykuydu. Yalnız rüyamda aşırı derecede bir şeylerle uğraştığımı hatırlıyorum… Yatakta doğrulup kollarımı yukarıya uzattım ve gerindim. Beni yatağıma Eren mi getirmişti? Birbirine karışmış saçlarımın arasından kafamı kaşırken uykulu uykulu gülümsedim. Beni kucağına mı almıştı acaba? Keşke uyanık olsaydım…

     “Hey! Ne sırıtıyorsun öyle.”

     Beni pembe renkli rüyamdan uyandırıp kendi kapkaranlık kâbusuna düşüren Cemal’e sinirle baktım ve fısıltıyla dudaklarımın arasından “Gıcık.” Çıktı.

     “Duyamadım ne dedin? Yoksa koca karılar gibi kendi kendine söyleniyor musun?”

     Arkamdaki yastığı alıp kafasına fırlatırken bağırdım. “Sende odama ben uyurken girmeyi iyice adet edindin!”

     Tek eliyle yastığa havada vurup odanın ücra bir köşesine gönderdi. “Ben dün seni kurtardım hatırlarsan bana iyi davran.”

     Söylenerek üzerimdeki örtüyü kenara çektim ve yataktan indim. “Ne işin var burada?”

    “Ne kadar unutkansın, ders çalışacağız! Bence acilen balık hapı falan yutmalısın.”

     Balık hapını duyunca yüzüm buruştu ve anında midem ekşidi. “Kapa çeneni. Daha yeni uyandım o yüzden…” dur bir dakika bu pişmiş kelleye neden açıklama yapıyorum ki? “Sanane ya, hafızam kötüyse kötü, benim derdim seni mi gerdi?”

     “Tamam, sakinleş biraz, kitaplarını al gel seni dışarıda bekliyorum.”

     “Bir daha odama dalmadan önce iki kere düşünmeni öneririm yoksa cadı tarafım seni ölene kadar lanetler.”

     “O işi daha önce yapmışlardı canım çok demodesin.”

    “Dışarı!”

    “Gittim.”

    “İyi edersin.”

     Odadan çıktığında kitaplarımı aldım ve bende çıktım. “Dayımın odasına mı yine?” dedim ona alttan alttan bakarken. Bakışlarımı süzdü bir süre.

    “Oraya gitmek istemiyor musun?” sesindeki büyük şüpheyi sezinleyince o odadan daha çok korkmaya başladım artık ne varsa orada.

    “Hayır, istemiyorum.”

    Kaşlarının çatıldığını fark ettim, sanırım düşünüyordu. Anlamıyorum ki ne var bu odada?

    “Neden?”

    Düşündüm. Cemal’in söyledikleri yüzündendi, bir kere korkutmuştu beni. Kucağımdaki kitapları iyice sardım kollarımla.