~15

11.5K 623 13
                                    

   Vay canına Beyaz ve Kırmızı aksiyon sıralamasında 57. çok mutlu oldum :) Okuyan, oylayan ve yorum yapan herkese teşekkürler!

    Bir süre devam etmeyince “Dinliyorum.” Diye konuşması için yaptığım eylemi belirtmek zorunda kaldım.

    “Ne düşündüğünü bilmiyorum, ama bildiğin şekilde değil hiçbir şey bundan emin ol.”

   “Burada ki herkes bilmece gibi konuşmayı bir bıraksa zaten, benimde bildiklerim bilmediklerimi bulacak ve bende rahata kavuşacağım.”

     Gülerek kafasını eğdi “Üzgünüm. Sanırım şu açık konuşma işine asla alışamayacağım.”

     “Evet benimde alışamadığım pek çok şey var.” Dedikten sonra kendi kendime devam ettirdim ‘Mesela dün hırsızın biri tarafından çaldığı bir sopayla ışınlandım, bir vampir avcısını kurtarmaya giderken av oldum, ayrıca da bunların hepsini başlatan şahıs Tan’dı.’

     “Sinem, kendine dikkat et olur mu?”

     “Ortada bir tehlike mi var?”

     “Sana bir hikaye anlatmamı ister misin?”

    “Şu aşağıda anlattığın yıldızlı şeye benziyorsa neden olmasın.”

    “Bu biraz daha farklı…”

   “Kulağımı dört açtım ve seni dinliyorum.” Eren'in ustalıkla lafı neden benden uzak durduğu konusundan alıp başka yöne çektiğini ancak çok sonraları fark edebilmiştim.

   “Bende başlıyorum o zaman.

    Zamanı tam olarak belli değil, dünyanın yaratılışından çok sonra olmadığı söylenir ama. Alp dağlarını bilirsin… Onların eteklerinde gelişiyor olay… “

     O anlatırken ben kendimi olayın içine girmiş gibi hissediyordum. Gözlerimin önünde karlı bir gün canlandı bir dağ eteğinde, o Alpleri anlatıyordu bense Ağrı dağını canlandırıyordum ama olsun. 

     ---- Küçücük bir kadın, başına doladığı atkısına iyice gömülüp, elindeki minik kundağı tutarak tüm hızıyla koşuyordu. Arada bir hâlâ arkasından gelenler var mı diye kontrol etmeyi de ihmal etmiyordu. Ayağı taşlara takılıyor düşecek gibi oluyor canı acıyordu ama yine de pes etmeye niyeti yoktu… Aldığı her nefeste kalbinin ve ciğerlerinin demir soluyor gibi acımasına aldırmadan koşmaya devam ediyordu. Aniden önünde beliren bedene çarpmamak için geriye savurdu kendini , dengesini sağlayamayınca yere yuvarlandı. Kundağın içindeki bebek uyanmış ve sızlanmaya başlamıştı. ‘Karnı aç.’ Diye düşündü kadın çaresizce. 

     Karşısındaki adam esen rüzgârdan ve soğuktan hiç etkilenmiyormuş gibi ince ve gösterişli bir kumaş parçası giyinmişti. Bembeyaz parmaklarını kadına uzattı.

     “Biz doyururuz.”

     Kadın yavrusunun avuç içi kadar yüzüne şefkatle baktı. Onu bu adamların eline teslim etmek istemiyordu. Ona yapacakları şeyi bilmiyordu.

Beyaz Ve KırmızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin