6. Bölüm

933 79 11
                                    

Dişlerimi sıkıp acıyla mücadele ettim ve ilerledim. Saniyelerle yarışıyordum ve villada ne kadar koruma varsa hepsinin buraya toplanmasını istemiyorsam acilen bu lanet yerden çıkmalıydım.

Üstelik bir de Güngör Holding'i temsil ederek gelmiş bir Rüya vardı işin içinde. Öylece kaçamazdım. Orada görünmem gerekiyordu.

Tabii, bir de herkesin içinde kanın elbisemi ele geçirme ihtimali vardı.

Daha iyi ne olabilirdi ki?

Odanın köşesindeki dolabı açıp hızlıca, gizlenmiş olması ihtimaline karşın dağıtarak her şeyi dökmeye başladım. Adrenalin tüm vücudumda geziniyordu. Her an burada olabilirlerdi.

Bir yandan ararken, bir yandan emirler verdim.

-İçeri soktuğumuz adama söyle; kattaki tuvalete yine aynı yere basit bir tişört falan, bulduğu herhangi bir şeyi getirsin. Eğer bulabilirse sargı bezi daha iyi olur ancak tişört de yeterli olur. Misafirler ne durumda?

Kanamam için kullanacaktım. İlk yardım malzemeleri falan aramasına vakti olmayabilirdi. Ancak girdiği herhangi bir odadan kıyafetlere ulaşması pek zor olmasa gerekti.

Yere çömelip masanın yanındaki çekmeceleri tek tek kontrol etmeye başladım.

-Hiçbirinin haberi yok olaylardan, iyi ses yalıtımı var. Olaylardan habersiz şaraplarını içiyorlar. Ancak ev sahibesi, Fırat Keser endişeli görünüyor. Birkaç adamıyla konuştu, hala yerinde durup konularla sohbet ediyor ama tüm korumalar alarm halinde. Tam yerini öğrenip gelmeleri an meselesi. O katta olanlar yaklaştı bile.

O sözlerinin yarısındayken daha, kilitli iki çekmece bulmuştum bile. Çantamdan maymuncuğu çıkardım ve eğitimden alıştığım için kolayca kontrolü ele aldım. Kilidi açmam 30 saniye kadar sürmüştü.

Şans benden yanaydı ve aradığımı ilk denememde bulmuştum. İçimden bir ses diğer çekmecede de önemli şeyler olduğunu söylüyordu ancak kapının zorlanmaya başlaması ona bakamayacağım gerçeğini bana hatırlattı.

Elimde tuttuğum şey dev bir yumurta (elimden en fazla birkaç santimetre kadar büyük) idi. Elbette gerçek değildi, özel bir malzemeden yapılmış değerli bir şeydi.

Ama göründüğünden daha değerliydi.

Yumurtayı da diğer şeylerle birlikte çantaya yerleştirdim. Bilerek büyük çantagetirmiştim ve bunun için son derece memnundum.

Hızlıca camdan çıkıp, camın önündeki fayanstan tutunarak kendimi aşağı sarkıttım. 3. kattaydım ve atlasam da en en fazla birkaç kırıkla kurtulurdum. Ancak benim amacım zaten yakalanmamak değil, yakalanmadan o salona dikkat çekmeden geri dönmekti.

-Alttaki oda?

-Boş. Tüm adamlar 3. kata toplandı. Sadece risk sebebiyle Fırat'ın çevresinde bir düzine kadar adam var.

-Mükemmel.

Zaten Fransız balkon vardı hemen altımda. Kendimi bırakıp içeri girmem çok zor olmamıştı. Katlar arası mesafe de çok fazla değildi, sadece ilk katın yüksekliği anormal bir şekilde fazlaydı. Diğer iki kat daha normal ölçülerdeydi.

Yine haneme bir artı daha.

İçeri girip dikkatli bir şekilde koşmaya başladım. Tuvalete gidene kadar karşıma gerçekten hiç adam çıkmamıştı. Çıksaydı da öldürmem pek sorun olmazdı gerçi. Ama zaman kazandırdığı da bir gerçekti.

Tuvalete girdiğimde bir adamla karşılaştım. Tam silahımı kaldırdığım an elinde beyaz, basit bir tişört gördüm. Silahı geri indirip üstümdeki montu ani bir hareketle omuzlarımdan indirip hala orada duran adamı hiç umursamadan çıkardım. Gözlerinin bu ani hareketle şaşkınlıkla açıldığını aynadan görebiliyordum. Artık sadece ten rengi iç çamaşırlarımla, yarı çıplak bir şekilde duruyordum. Kan içindeki montu, bir kabindeki alaturka tuvalete attım. Çakmakla yakarak, o küle dönüşüp izlerimi kaybederken lavabonun önüne geçtim.

KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin