-Artık seni bulmanın zamanı geldi, Demirel.
Dedim kendi kendime. Gardırobu açıp gözümü kıyafetler arasında gezdirdim. Banyodan yeni çıkmıştım. Siyah kolsuz bir bluz ve altına da siyah deri tayt çıkardım. Siyah iç çamaşırlarımı giyip, hep yaptığım rutinleri tekrarladım. Yine aynı noktalara gizledim silahları ve gerekli aletleri.
Çıkardığım giysileri giyip siyah topukluları ayağıma geçirdim. Yılın büyük bir bölümünde topuklu giydiğimden artık son derece rahat hareket edebiliyordum.
Bir an makyaj masamla bakıştım. Kendime gerek olmadığını hatırlattım ama yine de kendimi tutamadım. Çok bir şey yapmayacaktım. Bunları normal günlerde de yaptığım oluyordu sonuçta. Aras'la kocaman bir yıl sonra tekrar karşılaşma ihtimalimin oluşuyla alakası yoktu.
Dudaklarıma vişne çürüğü bir ruj, gözlerime de maskara sürdüm. Çok azıcık da fondötenin ardından masadan kalktım. Eyeliner ile de kısa süreliğine bakışmıştık ama bu kez kendimi durdurmuştum.
Saçlarımı da yaptığımda, hazırdım. Çoktan ayarladığım çantayı kapıp odadan ayrıldım.
Arabamı havaalanına doğru sürerken düşünceliydim. 1 sene... Koskoca 1 seneden sonra ilk defa onu bulma girişiminde bulunuyordum. İlk defa onun için bu yollara düşmüştüm.
Bunun kavuşmaya gider gibi olması gerekiyordu, öyle değil mi?
Ama hayır, değildi.
Bu kavuşma değildi, hesap sormaydı. Onca şeyi içine gömmüş bu kız, kocaman bir seneyi yalnız başına dimdik durarak geçirdikten sonra ilk defa bir şey için hesap soracaktı.
Kandırılmak.
Aras beni kandırmıştı. Kafamda sürekli aynı kelimeler dönüp duruyordu. Sürekli aynı sahneler sergileniyordu. Bu gürültünün içinde neye takılacağımı bile şaşırmıştım artık.
Önce kalbimi açtığım adamla olan o muazzam anılar canlanıyordu zihnimde. Öpüşü, dokunuşu, sarılışı...
Teninin kokusunu hala unutmadığımı fark ettim o an. Kokular unutulur muydu? Hayır unutulmazdı. Unutmamıştım.
Kahveleriyle bana bakışı, başımı göğsüne yaslamamla bile sonuna kadar hissettiğim güven duygusu... Huzur... Her şeye rağmen, başıma gelen onca berbat şeye rağmen onunla kavuştuğum huzur, gerçek mutluluk, sevgi...
Bütün gerçek duyguları onunla tatmıştım ben. En çok onu sevmiş, en çok ona güvenmiş, en çok onunla mutlu olmuş, onu da etmek istemiş, en çok o kalbimi kırmış, beni parçalamış, en çok o bana yaşadığımı hissettirmiş, hayatın aslında güzelliklerinin de olduğunu öğretmiş,en çok o sinirlendirmişti.
Ve şuan bile hissettiğim bu derin öfke, acı; başka hiç kimsenin yaşatamayacağı türdendi.
Ben onunla tekrar yaşamaya başladığımı düşünürken, o aslında bir aktör gibi rolünü oynamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
ActionGerçeklesen Rüya(ajan) kitabının devamıdır. 1. kitabı okumadan da az çok anlayabilirsiniz. Ancak lise kısmını ve tanışma yerlerini merak ediyorsanız 1. kitabı okuyun. ... Anne babası bilinmeyen biri veya birileri tarafından öldürülen, sevdiği adam t...