Severken inanmak ne kolaydır.
"Bekle" der inanırsın.
"Özledim" der inanırsın.
"Senden başkasıyla asla olmaz" der yuh ama yani buna bile inanırsın.
Akıl değil kalp inanmaya programlanmıştır çünkü.
Hiç beyin krizi diye bir şey duydunuz mu? Duyamazsınız çünkü öyle bir şey yok! Ama kalp sırf bu inanmaya güdülenmesi b.kuna -çok afedersiniz - krize girer. Sonra hopp mefta. Öldürmese de süründürür zaten. Yok baypas yok ameliyat bilmem ne.
Anatomik olarak durum bu. Ama bir de duygusal sürünmeler var ki evlerden ırak.Ruha tedavi uygulayamazsınız. Kırık yerini bulup alçıya alamazsınız..
Nefes daralır, ciğerler göğüs kafesine sığmaz olur. Görünmez kor şişler boğazı dağlar, gözler yaşı bitirir de kan ağlar .
Bora, şarkısını bitirdiğinde Sahra'nın elinden tutup kalabalığın arasına karışmıştı. Barın yanar dönerli ışıklarından uzak bir köşeye yürüdüler beraber. Insanların arasından geçtiler. Kendilerini unutmuşçasına dans eden bedenleri tek tek geçtiler . Tenha bir noktaya geldiklerinde müzik de uzaklaşmıştı kulaklarından. Artık sadece kendi kalplerinin ritimleri dolduruyordu kulaklarını.
Çöl Tilkisi'nin saçlarında gezinen eli bir an yanaklarına kaydı. Dokundukça mutlu oluyordu sanki. Ezberlemek istercesine bakıyordu yüzünün her ayrıntısına.
" Sana aşık oldum "
Sahra gülümsedi. Sahi aşık olmak için ne kadar süre gerekir ki? Kaç ay inanması için yeterliydi? Ya da kaç yıl? İnsan bazen hiç görmediği ve sadece sesini duyduğu birine bile aşık olabiliyordu.
Kafasının içinde Bora'yı haklı çıkarmaya daha doğrusu Bora'ya inanmaya çalıştıkça kalbi sıkışıyordu .
" Aşk için erken değil mi?"
Bora, gözlerine daha da yaklaştı. Öyle hayran öyle özlem dolu bakıyordu ki Sahra' nın kalbi beyninin üzerinde tepiniyordu şu an. 'Mantık arama, mantık arama, mantık arama'
" Geç bile kaldık. "
Sahra'nin nefesi kesilmişti. Öpüşmenin etkisiyle mi yoksa ufak çaplı bir taşikardi nedeniyle mi henüz karar verememişti.
Akışına bırakmaya karar verdi. Sorgusuzca ve sualsizce yaşamaya karar verdi ve öpmeye devam etti..
Ayrıldıklarında ikisinin de daha fazlası için tüm hücreleri bağırıyordu.
Karanlığın içinde kayboldular..
Gri Baykuş deli gibi dans ederken Kirli Şeref hayran hayran Onu izliyordu. Aslında tüm dünya durmuş bir tek Bilge hareket ediyordu onun nazarında. Ara sıra Gri Baykuş'un elini tutup kendi etrafında dönmesi için yardımcı olduktan sonra tekrar yaşlanıyordu bar taburesine. Ikisi de mutluydu. Kirli, hala Ona dokunabildiği için ve Gri Baykuş da kendini inanılmaz güvende hissettiği için.
Onları uzaktan izleyen Don Juan Çetin bir şeyleri anlar gibi olmuştu. Özellikle Kirli'nin bakışlarındaki sahiplenmeyi ilk defa bu gece daha baskın görüyordu. Gülümseyerek etrafını sarmış kız grubuna geri döndü. Eğlenmeye kaldıkları yerden devam ettiler. Muhtemelen en az biriyle geceyi noktalayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİB-İ ŞAHANE
FantasyEski masalların modern uyarlamalarını sever misiniz? Bu hikâyede Kendini Robin Hood diye tanıtan gizemli bir liderin İstanbul ekibinin hem komik hem de aksiyon dolu maceralarını okuyacaksınız. Aslında kendileri bile birbirini tam tanımayan 4 kişi...