Bölüm 16: Yine mi sen?

325 41 127
                                    

" Niye durduk? Daha hava alanına gelmedik ki?"

" Arabayı burada bırakmamız lazım. Çalıntı araçla güvenlik kontrol noktasından geçemem değil mi?"

Kirli ve Don Juan birbirlerine şaşkın şaşkın bakarken Melike'nin kahkahasıyla tekrar Ona döndüler.

" Ya sen kimsin? Hem ne diye ispiyonladın bizi o yarmalara?"

" Bak gördün mü? Başından beri etmemiz gereken muhabbet buydu işte. Ama sen tutturdun yok kadın değil yok sakalı var"

" Arabayı çalmış! İnanabiliyor musun? Resmen çalıntı bir aracın içinde oturuyoruz!"

Kirli, sinirlenen Don Juan'ın koluna dokunarak susması gerektiğini ima etti. Sonrasında Melike'ye dönerek Don Juan'ın sorusunu yineledi :

" Eee anlat o zaman neden yaptın"

Melike kapıyı açıp indi. Don Juan ve Kirli Şeref de onu izlediler.

" Sizi gördüm. O adamı pestil ederken izledim. Konuşmalarınızdan anladığım kadarıyla adam haksızdı. Siz uzaklaşınca adamı bara kadar taşıdım. Arkadaşları ve karısı telaşla ne olduğunu sordular. Ben de holigan bir grubun karşı takım taraftarı sandığı için dövdüklerini söylemiştim. meğerse gerçekten holigan bir grup varmış ve yakınlarda kalıyormuş. Amaaan Kaldığınız otelde kaldıklarını nereden bilebilirdim?"

" Tesadüf diyorsun yani?"

Melike gamzelerini ve inci gibi dişlerini ortaya çıkaran gülümsemesiyle cevap verdi :

" Vallahi tesadüf. Adamlar yerinizi biliyormuş gibi direk olduğunuz otele yöneldiler. Merakla takip ettim ve giriş kapısında sizi gördüm. Ama siz olduğunuzu nereden bileyim? Alman turistlere benziyordunuz. İste oradalar diye bağırdım ve siz koşmaya başladınız. Amacım yanlış hedef gösterip oradan sıvışmaktı. Ne bileyim bahtsız bedevi şansına sahip olduğunuzu?"

" Haklısın bacım. Kutup ayıları bizi ifal etmek için karşımıza çıktıysa senin suçun ne?"

" Ya vallahi çok pişman oldum. Kaş yapayım derken göz çıkarmak bu olsa gerek. Sonra otelin başka çıkış kapısı var mı diye sordum resepsiyona. Mutfak kapısı diyince ödün(Ç)aldığım taksiyle sizi beklemeye başladım. Sonrasını biliyorsunuz."

" Ayıya kalk oyna demişler, oynarken köyü yıkmış!"

Melike gözlerini kısarak " Bana mı diyor?" Diye sordu Kirli'ye. Kirli daha fazla tartışmayı kaldıracak durumda değildi.

" Yok bacım, bizi kovalayan yarmalara diyor. Sen aldırma."

Melike tekrar gülümsemeye başladı.

" Eh hadi. Uçak kaçmadan gidelim bu saçma sapan yerden. "

Yürüyerek vardılar hava alanına. Kontrol noktalarından sorunsuzca geçtikten sonra aynı uçağa bindiler. Don Juan Çetin, Melike'yi  bir daha görmek zorunda kalmayacağı için şükrederek oturdu yerine. Kollarını birleştirip cama doğru döndü ve gözlerini sıkıca kapattı.

Yanına oturan şeref, Melike' ye iyi yolculuklar dileyerek heyecanla uçuşun bitmesi için beklemeye başladı. Onun bir an önce Gri Baykuş dopingi alması gerekiyordu. Kollarının arasında nefessiz kalana kadar kokusunu içine çekmek istiyordu. Kendine daha fazla hakim olamadığını, her ayrılığın özlemini daha fazla alevlendirdiğini fark ediyordu. Ediyordu da icraat nerede? Pehh! Karşısına geçtiğinde nutku tutulmuş gibi zamanın geçmesini bekliyordu işte. Şapşal aşık..

Yer: Kovuğun olduğu gökdelenin önü

Saat: 06.28

EKİB-İ ŞAHANE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin