..
"Robin bizi bekliyor!"
Robin..
Ekib-i Şahane'nin mimarı, görevlerin gizemli kahramanı.
Ortaya çıkmaya karar mı verdi yani? Görev öncesi Sahra ile bozuşmayı belki de büyük çaplı bir kavgayı neden göze alıyor?
Işler karışacak ama hadi hayırlısı..
" Bizi mi bekliyor? Nerede?"
" Çatıda toprağım. "
" Çatı?"
Sahra başını Şeref'in kolunun altından uzatıp sersemleşen Çetin'i ve dona kalan Melike'yi kendine getirdi.
" Helikopter burada! Robin kullanıyor. Hadi ama!"
Çıkacakları esnada Çetin, Melike'nin kolundan tutup kendine yaklaştırdı.
" Yanımdan ayrılmayacaksın. Bir de Madalyon var. Biraz anlatması zor ama verdiğim madalyonu asla çıkarmayacaksın. Olur da ayrılırsak ve başın belaya girerse madalyonu sıkıca tutup benim adımı söyleyeceksin. Anlaşıldı mı?"
" Neden öyle bir şey yapacağım? Selena gibi ortaya mı çıkacaksın?"
" Bir şeye de itiraz etme be kızım ya! Ne dediysem onu yap. Ayrıca Selena ney ya? Çocuk muyuz? "
Çetin boynundaki bordo taşlı madalyonu çıkarıp Melike'nin boynuna asmak için yeltendi. Melike ellerini tutup izin vermediğinde bozulmuştu biraz.
Madalyona uzun uzun bakan Melike, eline alıp tekrar Çetin'in boynuna astı.
" Bunu ben takarsam sen kimin madalyonunu alacaksın?"
" Baykuş'un ya da Şeref'in. Hem sen nasıl? Yani biliyor musun?"
Elleri omuzlarında duran genç kadına bu güne kadar baktığı en şaşkın haliyle bakıyordu. Melike ellerini daha da gömdü omuzlarına. Madalyonu Takar takmaz çekmesi gerekirken Çetin'e dokunmak daha ağır bastığından mıdır nedir? Parmaklarını bir türlü ayıramıyordu.
Çetin biraz ciddileşip önce gözlerini kıstı. Melike daha bir şey söylemeden kırgın bir ses tonuyla devam etti.
" Öyle ya, elbette biliyorsun. Bilmemen imkansız olurdu. Hatta belki senin de vardır."
" Var.."
" İyi. Nasıl kullanıldığını biliyorsun. Söylediklerimi unutma."
" İstesem de unutamıyorum. Konuştuğun her şey beynimde günlerce yankılanıyor. "
Çetin'in ciddiyeti yerini çapkın gülümsemesine bıraktı.
" Demek ki yalnız değilim "
******
Çatıya çıktıklarında sivil bir helikopter ve önünde kar maskeli biri onları bekliyordu.
Kimse de yaklaşacak cesaret olmadığından çatıya çıktıkları kapının önünde öylece dizilmiş bakıyorlardı.
Robin yaklaşmayı tercih etti.
Yaklaştıkça yüzündeki maskenin oldukça profosyonel hazırlandığı belli oluyordu. Bir ara Gri Baykuş şaşkınlıkla " O ağzındaki aparat ne? Vebalı filan mı?" diye sorduğunda tüm gerginlik dağıldı ve herkes kahkahalarla gülmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİB-İ ŞAHANE
FantastikEski masalların modern uyarlamalarını sever misiniz? Bu hikâyede Kendini Robin Hood diye tanıtan gizemli bir liderin İstanbul ekibinin hem komik hem de aksiyon dolu maceralarını okuyacaksınız. Aslında kendileri bile birbirini tam tanımayan 4 kişi...