Bölüm 29: Değiştim, Geliştim..

242 38 73
                                    

" MELİKE?"

" Melike değil, Pembe yanaklı Tosuncuk canım "

Soluk soluğa koşan Şeref, sarılan ikilinin üzerine deyim yerindeyse uçtu. Evet yanlış okumadınız uçtu. Yere kapaklandıklarında ellerini ikisinin de ağzına bastırmıştı. Neyseki bizimkiler olayı anladıklarından ses çıkarmadılar.

Duydukları ses, biraz öteden bir aracın geçtiğinin habercisiydi. Aracın uzaklaştığına kanaat getirdiklerinde tekrar doğruldular.

" Kaburgam Melike'nin sol omzuna saplandı ve muhtemelen orada kaldı!"

" Ben de serçe parmağımı bulamıyorum!"

" Resmen ipin ucundan döndük! Rabbim şu Kirli kulunu günahlarından arınmadan alma! Nenemin zopasını tersten yemiş gibi oldum ya la!"

R.: " Çocuklar iyi misiniz?"

D.J.Ç.: " İyi ama eksiğiz patron. Bazı uzuvlarımız kopmuş gibi geliyor."

*gülüşmeler

G.B : " Kameralarda hareketlilik var. Derhal asansörlere girin!"

" Melike?"

" Soldan şeref! Koş koş koş! "

Yine, yeniden depara kalkan sahanın sultanları en sonunda hedefe ulaşmıştı. Hedef dediğim de çöp konteynerinden bozma içi saman dolu bir şey. Düşüş yumuşak olsun diye içini doldurup bırakmışlar oraya.

Tüneli andıran çöp borusunu gözle takip ettiğinizde her katta mutlaka sarmaşık dalları gibi yayıldığını görmemek mümkün değil. Metruk bina, kiremit duvarlar, ehh hayli de eski. Bir de içini gormek lazım  da  biz dış iskelette takılacağız şimdilik.

Merak edenler için; tünel genişliği neredeyse iki adamı alacak kadar. Yani Melike tombiği sıkışmayacak, içiniz rahat olsun.

" Önce ben gireceğim. Depoya giden koridora kadar tırmanıcaz.  Koridora çıktığımızda şansımız yaver giderse deponun anahtarlarının olduğu dolabı kimse görmeden yoklarız. Anahtarları alınca da doğru aşağı. Koridorda gizli bir çıkış var. Orası depoya giden tek yer. Bu arada yine aynı yerden çıkmak zorundayız. "

Şeref, tüm ciddiyetiyle başını sallayarak Melike'yi dinlerken Don Juan Çetin sabırsız bir şekilde bitirmesini bekliyordu.

" Offf tamam. Elli kere konuştuk. Defalarca planladık. Tırmanalım artık şu zıkkım tünele."

" Pöykürme hemen! Hata yaparsak ölmeden buradan çıkma ihtimalimiz, köpek balığından kuduz kapma ihtimalimizden daha düşük haberin olsun."

Parmağını kaldıran Don Juan, Melike'nin şakağına dürterek " Orada nasıl bir dümen dönüyor Allah aşkına? Köpek balığından kuduz kapmak nedir be?" dediğinde tüm ekip gülme krizine girmişti. 

O sırada siyah minibüsün yanı

Sahra'nın bilgiye aç bakışları Robin'in her zerresini dikizlerken kısa bir sessizlik oldu. Belki de Robin'in hareketleri fazla tanıdık geliyordu Çöl Tilkisi'ne. Gözle görülmeyen çekim derler ya hani? Bora ile olan çekiminin aynısını hissediyordu. Kendisini ayıplarken merakına yenik düşmekten korkuyordu. Neyse ki Gri Baykuş'un sesiyle bir an çıktı  içindeki arap saçından.

EKİB-İ ŞAHANE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin