Yer: Barın kızlar tuvaleti
Saat: 21.57
" Çocuk resmen yazıyor sana. Kız Melike ben tuttum bu Çınar'ı. Al bunu sen. Valla al gitsin."
" Yavaş gel renkli kafa. Neyini alayım. Iki iltifat etti hepsi o. Kibar çocuk belli. Allah sahibine bağışlasın. "
" Niyee? Aklında biri mi var? Birinden mi hoşlanıyorsun? "
Kendisine uzanan Gri Baykuş'a gülmemek için zor duruyordu. Zavallı Baykuş, gözlerine yaklaşmak için parmak uçlarında yükselmişti.
" Belertme o kocaman gözlerini bana. Git Kirli'ye uzan böyle meraklı meraklı. Benden sana ekmek çıkmaz meraklı baykuş. "
Lavabonun kenarına çabuk bir hareketle zıplayıp oturan Gri Baykuş gözlerini kısarak incelemeye başladı Melike'yi. Büzdüğü dudaklarını ara sıra sağa sola kaydırarak içinden konuşuyordu.
" Ay ne? Yedin bitirdin ömrümü. Kızım senin susman daha fena. Ne diyeceksen sor direk, ikimizde rahat edelim"
" Hihihihi. "
Çocuk sever gini ellerini Turuncu saçların arasına daldırdı.
" Sevimli misin sen acabaa? Bozarım saçlarını çıkamazsın buradan. Öyle kalıp sabun gibi oturursun tezgahta."
Omuz silken Bilge dudağının kenarını heyecanla ısırarak " Sen Don Juan'dan hoşlanıyorsun." dedi.
Hay demez olaydı.. Makineli tüfek misali açıldı Ölü Gelinin çenesi:
" Töbe de! Çarpılırsın da ağzın g.tüne döner! Yalanın kuyruklusu! Kim dedi? Hı? Kim söyledi? Don Juan biliyor mu? O ne dedi? Güldü di mi? Kesin dalga geçmiştir. Allah Onunda tepesinden baksın da tepesi ters dönmesin inşallah! İnsan olan duygularla alay eder mi? Hı? Sen söyle ama bak doğru söyle. Sen olsan biri sana böyle eşekler gibi aşık olsa güler misin? Gülmezsin elbette. İnsansın çünkü. Kalbin var. Ama o Don Juan denen Göbel öyle değil işte. Ardını önünü atlar tepsin onun!"
" Melike?"
" Hayır yani nereden uyduruyorlar? Alt tarafı bir kere öpüştük. O da ben öpemedim bile. Şoktan karşılık veremedim ki. Abimde oradaydı. Ne yapsın bu Melike? "
" Melikee?"
Eller yelpaze olmuş yüzüne sallanıyor ve devam ediyor mitralyöz:
" Zaten bir içim su mübarek. Ama tipi öyle. Dışı içine yansımamış ki Kartapolozun. Dengesiz bir de haspam! Bir bakıyorsun bal küreği bir bakıyorsun b.k küreği.
At kafası! Ay ben çok sinirlendim duramıyorum Gri Baykuş! Bir şeyler yap!"" Tamam. Tamam. Geçti kuzum. Sakin ol. "
" Olamıyorum işte. Bu Göbel, olmadığı ortamda bile beni deli ediyor! Sinirden etlerimi kemiresim geliyor!"
" Tamam hoşlanmıyorsun anladım. "
" Ohh. Tamam bak şimdi oldu. "
Gri Baykuş tezgahtan zıplayıp kapıya koşarken bağırdı:
" Dut gibi AŞIKSIIIINNNNN!"
" Ya! Hayır! Sus yoksa o dilini ensenden çekerim senin! Yaaaa! Kızım gelsene buraya! "
Tuvaletten o kısacık bacaklarıyla bu kadar çabuk nasıl çıktı? Masaya kadar nasıl uçtu varın siz hesap edin. Arkasında yanaklarını şişirerek Melike'nin koşturması da cabası.
" Kirli kurtar beni!"
" Ne oluyor Cennet Papağanı? Atlı mı kovalıyor?"
" Yok, Melike şimdilik atsız kovalıyor. Atını alması için ısrar ettim ama atı almak istemediği için kovalıyor. Mevzuda bir at oldugu doğrudur yalan söyleyemem "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİB-İ ŞAHANE
FantasiaEski masalların modern uyarlamalarını sever misiniz? Bu hikâyede Kendini Robin Hood diye tanıtan gizemli bir liderin İstanbul ekibinin hem komik hem de aksiyon dolu maceralarını okuyacaksınız. Aslında kendileri bile birbirini tam tanımayan 4 kişi...