Selim Sedef'in kararsızca bükülen dudakları sonrasında keyifle kıvrıldı.
" Peki.."
Uzanan telefonu kararsızca alan Şeref, ne konuşacağını kafasında toparlamaya çalışıyordu.
Çalan telefonu açan sesi duyana kadar bekledi.
" Alo?"
" Kirli? Neler oluyor? Niye Beni arıyorsun ki?"
Yutkundu kirli Şeref. Telefondaki ses yüzünü yakarken tüm vücudunu dondurmuştu.
Devam ediyoruz..
Komiser Çınar, direksiyonu sıkı sıkı tuttuğu ellerine baktı. Parmak boğumları neredeyse bembeyaz olmuştu. Gergin hissediyordu. Uzun zaman sonra ilk defa bir göreve giderken içinde bu denli huzursuzluk vardı çünkü. Araç monitöründe beliren isme bakınca önce şaşırdı sonra da huzursuzluğunun haklı çıkacağını düşünerek açtı telefonu.
''Alo?''
Niye aramıştı ki şimdi? Operasyonun ihbarını yapmış ve bir sürü hazırlığa ön ayak olmuştu en yakın dostu. Tekrar araması bir aksiliği haber vermek için miydi? Gözleri karanlık yolda tek tük parlayan ışıkları tararken, içindeki sabırsızlık art arda sorulan sorular olarak döküldü kelimelere.
'' Kirli? Neler oluyor? Niye beni arıyorsun ki?''
Nefesini toparlamaya çalışan Kirli Şeref, hızlıca düşünüyordu.
Selim, neden Çınar'ı aramış olabilirdi?
Çınar'dan haberim var, birazdan hepiniz öleceksiniz mi demek istiyordu?
Daha kötüsü, Çınar onlara mı çalışıyordu?
Nasıl bir tehditle karşı karşıyaydılar?
Taktığı maskenin arkasından bile görebildiği endişeli gözlere aynı endişeli bakışlardan gönderdi. Çınar kadar eski olmasa da en az onun kadar kanı kanına teri terine ve emeği emeğine karışmış dostuna son bakışı olabilirdi bu. Don Juan'ın ters giden bir şeyler olduğunu anlaması için dahi olmasına gerek yok diyeceğim ama biliyorsunuz adam zaten dahi üzeri. Neyse, cıvıtmayalım. Zaten çok ara verdik bir de konuyu kaynatıp dağıtmayalım. Geyiği sonra çeviririz.
Yardım, hiç beklenmedik bir yerden geldi. Gri Baykuş ana bilgisayardan tüm bağlantıları kesip konuşma ağında Şeref'le baş başa kalmıştı. Vakit kalmadığından hemen müdahale etmesi gerekiyordu.
'' Aşkım beni dinle. Şu an Çınar'a benim sayemde bağlandın. Selim seni Çengel Ozan'la görüşüyorsun sanıyor. Söylediklerimi tekrarla ve sakın sorgulama fazla vaktimiz yok. Anladıysan öksürmen yeterli. ''
Keskin öksürük hamlesinden sonra devam..
'' Akıllı sevgilim benim. Şimdi en sert ve tehditkar sesinle ' Parayı vermezlerse malları asla satamayacaklarını, bizden bir daha mal alamayacaklarını ayrıca Bulgaristan ve Yunanistan satış ağlarını keseceğimizi söyle. ''
Telefona resmen kükreyen Kirli Şeref, kendisine denilenleri tek tek sıraladı. Elbette karşıda Onu dinleyen kimse yoktu. Nasıl mı? Ay ben size onu anlatmayı unuttum değil mi? Uzun aralar böyle temassızlıkları beraberinde getiriyor diyeceğim ama külliyen yalan. Ters köşelere bayılıyorum biliyorsunuz. Ayrıca oyun içinde oyun da tam benim tarzım. Hadi geçmişe zıplayıp olanları tam manasıyla öğrenelim.
Kafamın içine yapacağımız yolculuk için kemerlerinizi bağlayınız ve geri sayımla birlikte alıcılarınızın ayarlarıyla oynamayınız. Kafa zeminindeki çatlaklardan sızan rüzgar için sıkı giyinmenizi öneririm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİB-İ ŞAHANE
FantasyEski masalların modern uyarlamalarını sever misiniz? Bu hikâyede Kendini Robin Hood diye tanıtan gizemli bir liderin İstanbul ekibinin hem komik hem de aksiyon dolu maceralarını okuyacaksınız. Aslında kendileri bile birbirini tam tanımayan 4 kişi...