Zeyna
Sabah kalkmamla, 'bugün hastayim, gitmesem olmazmi?' demiştim anneme. Ama annem 'uydurma zeyna o okula gidilecek' demişti. Herneyse gelmek istememe sebebim; bugün benim 'nöbetçi öğrenci' olmamdi.
........
Ne kadar adimlarim geri geri gitmek istesede, okula gelmistim.
Erkenden öğretmenler odasına gidip nöbetçi kartını almayı düşünüyordum. Hızlı adımlarla öğretmenler odasına girdim. Basimla selamlayip gülümsedim. Bir kaç öğretmen vardı. Cay veya kahve içen, herneyse öğrenci kartini askiliktan elime aldım. Tam arkami dönmüş, kapıdan çıkacakken, Erkan hoca benden önce davranıp girdi.
'Bön Bön' bakarken yanından geçip gidiyordum. "Nöbetçi öğrenci senmisin" dedi bay çok bilmiş , oflayarak arkami dönüp cevap verdim. "Evet öğretmenim" dedim. Tam gidicekken yine konuştu, bay çok bilmiş."Bana sade , yakmadan kahve getir." dedi. Arkami dönüp 'Zıkkımın kökünü iç' demek gelsede " peki öğretmenim " deyip bas salladım. Aferim! Zeyna, sen bugün b*ku yedin kızım. Mal gibi kullanır bu adam seni....
Derken cay odasına geldim. Bu okulda , niye kahve makinesi yok ki ?
Hayır o kadar, öğretmen var 3-5 kuruş verip bi kahve makinesi alsalar nolur yani nolur?Cevzeyi elime aldım , içine 1 fincan su koydum. Dolabı açıp içinden ,türk kahvesini aldım. Bir tatlı kaşığı kahve koydum. Ve bekledim olması...
.....
Ohhh bir güzel köpürdü, bir de buram buram kokusu yokmu? Beni benden aldı. Herneyse Zeyna, bırak düşünceleri doldur su öküzün kahvesini de bi güzel zikkimlansin. Yoksa dilinden kurtulamazsin........
Öğretmenler odasına yakınlaşmıştım. Son 3 metre kalmıştı. Ama elim heyacandan 'titresimdeki 33-10' gibi titriyordu. "Hah" dedim. Güzelim kahve gitmişti. "Beceriksiz cadı! Bi kahveyi bile tutamiyorsun" diyen adama baktım. Utanmaz herif hem uşağı gibi kahve istiyor, hem gelip döküyor ,hemde utanmadan beni azarliyor.
Sonra üzerindeki gomlegine, gözüm kaydı.Suratim nedensizce asıldı." neye bakıyorsun, sen bana mi acidin " dedi bay çok bilmiş. Kaşınıyor ,kaşıyani yok. " yoo , size niye acim ki? Güzelim gömleğe yazık oldu. Ona acidim!" dedim üzerine bastırarak. Yüzü asıldı ' ohh!beter ol.' demek ne güzel olurdu. Dedim içimden!
"Çok konusma, Benimle gel!" dedi arkasına dönerek. " nereye ?" dedim. Onun arkasından giderek. Birşey demedi, sadece 'fırındaki kızarmış piliç ' gibi siritiyordu. :D
.......
Laboratuar' ın yaninda durduğunu farkettim. Daha sonra bana bakıp içeri girdi. Bende arkasından girdim.
Bana arkası dönük bir şekilde, gömleğini çıkartıyordu. İsteme'den istediğim soruyu sordum." hocam , ne yapıyorsunuz?" dedim,arkami dönerek. " o kadar kolay kurtulacağını düşünmedin demi?" dedi. Bana yaklaştığını farkedince arkami döndüm. Aramızda bir adim vardı, elindeki gömleği bana uzatıyordu. Gözlerimi kocaman açarak " ne yapicam? ben bunu." dedim. Sırıtarak " yikicaksin,elinde!" dedi bastirark 'elinde' kelimesini. Önce gömleğe baktım, sonra yüzüne, daha sonda çıplak bedenine!Erkek olduğu halde, çok az kıl vardı. Beyaz tenine o kadar yakismisti ki; saçları, gözleri, dolgun koyu pembe dudakları , kirli sakalları... Diye düşünürken irkildim. "Aloo! Beni röntgenlemeyi bırak ta, git su gömleğin kahve lekesini geçir. 5 dakikan var!" Dedi. Yarı ciddi, yari dalga geçer gibi. İstemeden utanmış, hatta kızarmıştım. Harbiden adamı röntgenliyormusum.
Arkami döndüm ve aklıma gelen şarkıyı söyledim. "Dünya dönüyor, hemde durmadan. Kapanacak gözlerim, mezun olmadan" dedim ve kendi kendime güldum. "Ne dedin? anlamadım" dedi,çok bilmiş o kadar mesafe olduğu halde. Arkami dönüp "şey hocam..." dedim ,ne desem diye düşünürken. 'Aman be demir den korksak trene binmezdik' dedim,açtım ağzımı. Tekrar yüzüne baktım." Hocam elalem bi murad' ın arkasına düşer, ben ise mezun olmanın hayallerinin arkasına düsüyorum." dedim, derin bir nefes verdim. " tabi sen anca hayellerini kurarsin, pabuç dilli" dedi. Ve tekrar konuşmaya başladı. "İki dakika gitti, geriye uç dakika kaldı." dedi. Siridarak, çok bilmiş.
Göz devirip tekrar yöneldim, yoluma.
..........
'Hazır!' dedim kendi kendime. Gülümsedim. Yıkayıp ,kurulamistim bile gömleğini! Laboratuvar'a doğru yöneldm.
.......
Laboratuvar'ın kapısına, gelip baktığımda kimsenin olmadığını farkettim. Nerde bu adam, nere gitti ? Diye düşünmeye başladım. Daha sonra arkamdan gelen sesle irkildim.
"Ne o? Senimi beklicektim, yarim saattir" diyen Erkan hocaya baktım. " şey hocam, ben gömleğinizi kurutup ta getirim dedim " dedim de demez olydm.' Ukala herif' üzerinde koyu mavi bi gömlek vardı. Eee bana niye iş kesiyor ki? Herneyse gidip yanina gömleği uzattim.
"Tesekkur ederim, kendini de yordun benim için" dedi 'çok bilmiş pilic'. Göz devirip yanından uzaklastim.
Neymiste 'kendomo yormusom onun icon' dedim ağzımı gevseterek.
.........
Uzun ve yorucu günün ardından, okul bitmişti.
Lütfen destek😇