14_Itiraf

156 12 0
                                    

Myung Jun'un o son cümlesinden sonra ,Kwang Min'in yumruğu Myung Jun'un yüzünde patladı.Myung Jun da bunu karşılıksız bırakmadı.Ben öylece kalakaldım.Ilk kez onları böyle görüyordum...Bir kaç yumruktan sonra Kwang Min hızlı adımlarla yanıma geldi,bilegimden tutup beni yanına aldı ve aşağı indik...Hala şoktaydim...

Beni Arabaya bindirdi ve o da binip hızla sürmeye başladı.

"Nereye gidiyoruz? " diyebildim sonunda.Cevap vermedi.

Sonunda Han Nehrinin kenarındaydik.Hızla arabadan indi ve arabanın önünde durdu.Belliki benim çıkmamı bekliyordu.Şaşkınlıgımı üstümden atıp hemen aşağı indim.Etrafta bizden başka kimse yoktu.Aramızda sadece bir adım bırakacak kadar yaklaştı.Dudağı kanıyordu.Hemen bi peçete çıkarıp sildim.Silerken gözlerime baktı ve başını elime doğru eğdi.Bakışı resmen içimi eritti.

"Bunu neden daha önce söylemedin?" dedi.

"Keşke hiç söylemeseydim...en azından seni bu halde görmezdim" dedim.Gözlerim dolmuştu ben de hemen bakışlarimi başka yere çevirdim.Çenemi tutarak yüzümü yüzüne çevirdi.Sonra da iki yanıma düşürdügüm ellerimi tuttu...

"Sence neden ve kimin için bu haldeyim??" dedi.Neden diye sordu gözlerim ona.O da :

"Senin için" dedi ve ekledi "Söylemekte geç kaldigim için çok özür dilerim vakit geldi de geçiyo "

deyip belimden kavradı ve beni kendine çekip sımsıkı sarıldı. kulağıma şöyle fısıldadı :

"Melike Seni Seviyorum"

Boşta kalan kollarımı ben de ona doladım...Insanlar sarıldığında neden bu kadar iyi hisseder sizce ?

Çünkü kalp insanın sol tarafindadir ve birbirini seven iki insan sarıldığında ikisi de kalpleriyle diğerinin sağ tarafındaki boşluğu doldurur.Kısaca birbirlerini tamamlarlar :)

Ikimizde heyecanlıydık ve şuanda belkide dünyada bizden mutlusu yoktu.

Kwang Min geri çekilip bana soru sorar gibi bi bakış attı.Ben de şaşırdığım için ne içerikli bi bakış atınca. "Eee..Cevabını bekliyorum" dedi.Jetonum o anda düştü ve ben de hemen edebiyat yaptım.

"Cevap sadece ağızla mı verilir.Ben sana zaten Kalbimle, ruhumla ve gözlerimle cevap verdim" dedim bilmiş bi şekilde.

"Bi de ağzınla ver, olmaz mı? " dedi gülerek ben de güldüm.Ama söylemeye utanıyordum işte.O bir bekleyiş içindeydi bu yüzden ben de ağzımda geveleyerek "Sını sıvıyorım" dedim.

"Anlamadım" dedi muzipçe gülerek.Ben de aynı şekilde tekrar ettim.

"Duyamadım" dedi bu sefer de.Ben yine tekrar edince sıkılmış bi şekilde "Bak gidiyorum" dedi ve arkasını döndü.Telaşlandım ve arkasından bağırdım :

"Tamam tamam gitme...SENI SEVIYORUM"

Yerinde çakılıp kaldı sonra Bana doğru hızla yürümeye başladı ve beni kucağına alıp döndürdü.Ikimizin de yüzünde kocaman bi gülümseme vardı,ikimiz de rahatlamıstık artık...

Sonra oraya yakın olan bi banka oturduk.Artık diller suskundu...Gönüller konuşuyordu.Kwang Min bana baktı ve "Bana Aşkı öğretir misin? " dedi.Elimde olmadan bi kahkaha attım ve "Ben Aşkı bilmemki,daha önce senden başka kimseyi sevmedim ben" dedim.

Gülüştük beraber...

"O zaman eşitiz...Birbirinin elinden tutup yürümeye çalışan iki bebek gibi..." dedi.

Ayağa kalktım ve "Evet aynen öyle koca bebek" dedim gülerek.Bana kızgın bi bakış attı daha doğrusu atmaya çalıştı ve hemen ayağa kalkıp beni kovalamaya başladı."Buraya gel" diye bağırdı.Arabaya kadar koşup kapıyı açtım ve hemen bindim.O da bindi ama nefes nefese kalmıştı "Yakaladım" dedi.

Saate baktım,okula geç kalıyorduk.

"Hemen gitmeliyiz okula geç kalıyoruz " dedim endişeyle...

Okula gelmiştik.Önce beni sınıfıma bıraktı bizim sınıfın önüne gelince tam sınıfa girecekken kolumdan tutup "Bunu unuttum sanma,bana borçlusun" dedi.Sonra ben

"Tamam koca bebek" deyip güldüm ve hemen kapıdan içeri girdim.Suratının kızardıgını görür gibiydim.Herhalde o da beni bırakıp sınıfına çıkmıştır diye düşündüm.

Bugünlük bu kadar adrenalin yeter... Artık ders zamanı.

~ Bazen Sadece Kader ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin