24_O mu güzel ben mi ??

112 9 0
                                    

Kwang Min yoğun bakımdan çıkalı 2 gün olmuştu ve tabiki seul'e geri dönmüştük.Ona herşeyi anlattığım için rahatlamıştım.Ikimiz de huzurluyduk ve okul devam ediyordu.Yılbaşına 2 hafta vardı.Kore'de ciddi anlamda kutlandığı için yılbaşına bir hafta kala tüm okullar tatil oluyordu,üniversiteler de dahil.Ben bu bir haftamı Türkiye'ye gitmek için kullanacaktım.Çünkü bizimkileri ciddi anlamda özlemiştim.Onlara anlatacağım çok şey vardı.Tatili iple çekiyordum...

Salı günüydü ve ben yine okula geç kalmıştım.Apar topar derse girdim.Burnu havada olan fizyoloji Hocamız dersteydi.Bu adama gıcık oluyordum.Egosu kendinden büyüktü resmen.Sınıfa girdiğimde

"Özür dilerim" dedim ve en arka sıralardan birine doğru yürümeye başladım.Bir kaç basamak çıktım.

"Geçebileceginizi söylemedim!!"

bu sözleri duyunca kocaman gözlerle arkama döndüm.Müthiş hocamız (!) Burnu havada devam etti

"Sanırım Türksünüz??" dedi.Ne alaka bu şimdi.

"Evet" dedim.

"Siz Türkler hep böyle sorumsuz mu olursunuz??"

Şok oldum resmen.Ve sinirlendim.Tamam,birkaç kez geç kalmış olabilirdim ama bu ona, bana ve milletime hakaret etme hakkı vermezdi.Nokta.

"Hocam!!!..Eğer biz Türkler sorumsuz olsaydık, Dedem bana Kore savaşındaki anılarını anlatmış olmazdı.Ve eğer dedem ve diğer kore gazileri yada şehitleri o savaşta Koreli kardeşlerimizle omuz omuza savaşmasaydı...Siz..şuanda..Burda..olamazdınız " dedim göğsümü gere gere .Adama cevabı yapıştırdıktan sonra tüm sınıf beni alkışlamaya başladı.Bende geçip en arkalardan bir sıraya oturdum.Gururluydum.Kendimle Türk olduğum için gurur duyuyordum ve Dedecim seninle de gurur duyuyorum...O adama laf soktuktan sonra tüm ders boyunca bana bakmadı.5 dersten sonra yurda gitmek için çıktım.Ama Onun yerine parka gitmekte karar kıldım.O gün neşem fazlasıyla yerindeydi.Bomba gibiydim.Kiraz çiçeklerini görmek istiyordum.Çünkü artık dökülüyorlardı.Yani bir sene boyunca kiraz çiçeği göremeyecektim.Yol boyunca müzik dinledim.Parka geldiğimde ise bir banka oturdum ve doğanın tadını çıkardım.Hava kararıyordu.Ye Eun beni merak etmesin diye ona mesaj attım.Sonra etrafımdakileri izlemeye devam ettim.Insanlar bisiklet sürüyor ve yürüyüş yapıyordu.Bir sabah ben de buraya gelmeliydim spor yapmak için.Bu fikir çok hoşuma gitmişti.Gülümsedim.Sonra annemler aklıma geldi.Onlara sürpriz yapacaktım.Henüz kimseye söylememiştim.Ye Eun'a bile.

Cebimdeki telefon titreyince bir anda kendime geldim.Arayan :

Koca bebek

Evet bence bu isim Kwang Min'e çok yakışıyordu.Sırıttım ve sonra telefonu açtım.

"Merhaba Kocabebek"

"Merhaba sulugöz " dedi gülerek.

"Nerdesin??"

"Bilmem" dedim gerçekten bilmiyordum bu parkın adını.

"Saat 7.20 ...ve sen bu saatte nerde olduğunu bilmiyorsun!!!" dedi.Şaşkındı herhalde sonra

"Etrafında ne var .Söyle.Seni almaya geleceğim." dedi.

"Kiraz ağaçları, bisiklet süren ve spor yapan insanlar, bi de rengarenk süs havuzu"

"Hmm...Hangi parktasın??" dedi.

"waaay sen boş yere tıpı kazanmamaşsın,nasıl anladın??"

dedim,gerçekten nasıl anlamıştı...

"Zeki insanın hali başka oluyo tabii" dedi.

"Pardon birşey sorabilir miyim??" dedim.

~ Bazen Sadece Kader ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin