17_Büyük Gerçekler

141 10 0
                                    

Restaurantın kapısından içeri girdiğimizde ötedeki büyük masada oturan kalabalık gruba doğru yürüdük.Ayağa kalkıp bizi karşıyanlar arasında Myung Jun da vardı.Myung Jun ve Kwang Min birbirini görünce şok olduklar.Ortam buza bağlayınca gülümsedim ve "Oturalım mı? " dedim Kwang Min'e...Masada 3 sandalye boştu.Ye Eun ,Myung Jun'un yanına oturunca bende karşısına oturmak zorunda kaldım ve Kwang Min de yanıma oturdu.Siparişlerimizi verdik.Burası aile restaurantından çok gençlerin geldiği bir mekana benziyordu.Modern çizgiler ve keskin renkler hakimdi.Dışarıya açılan kocaman bi teras vardı...Ben etrafı incelerken siparişler geldi.Biz 4'lü halinde susarken diğerleri kaynaşmıştı hatta yakında buharlaşabilirlerdi o derece...

Kwang Min ve ben Büyük boy pizza istemiştik ve önümüze konulunca kocaman bi gülümsemeyi yüzüme yerleştirip "Hadi başlamıyor musun? bitince bana kızma sonra." dedim.Zoraki gülümseyip yavaş yavaş yemeye başladı.Sonunda tahmin ettiğim gibi yaklaşık 2/3 ünü ben yemiştim.Herkes yemeğini bitirdi ardından pasta için ısrar edince biz de onlara uymak zorunda kaldık...Kwang Min ortamdan sıkılmış bi şekilde ayağa kalktı önce bana sonra da Myung Jun'a baktı.

"Ben lavaboya gidiyorum" dedi...

2 dakika sonra Myung Jun da gidince korktum.Tabiki ben de kalktım ve gidip erkek lavabosunun önünde durdum.Duvara yaslanıp tedirgin bi şekilde onları dinlemeye başladım.

  "Senin burda ne işin var!!!??" dedi Kwang Min, yüzünü hayal edebiliyordum sinirliydi.

"Ben de sana çok meraklı değilim,oyuna geldik" dedi Myung Jun alayla.Ne oyunu bee burda hayır işi yapıyoruz dese de iç sesim,çirkefligimi Kwang Min'e göstermemek için onu susturdum.Ama bundan sonraki yaptığım harekete iç sesim bile şaşırmıştı.Bi anda kendimi erkekler tuvaletinde elimi yıkarken bulmuştum.Elimi kurulayip arkama dönünce bana şaşkınlıktan kocaman olmuş gözlerle bakan bir çift gözle karşılaştım.Saçmalamanın dibine vurarak "Selam" deyip sırıttım.Sonra bir kahkaha attım çünkü bu halleri daha komikti bu şekilde mangalardaki  koca gözlü çocuklara benziyorlardı.Kwang Min:

"Nerde ne yaptığının farkında mısın?" dedi şaşkındi hala .sonunda konuyu dağıtmayı başardığım için tam kendimi tebrik ederken kolumdan tuttu ve beni çekerek dışarı çıkardı.Myung Jun'un arkamızdan ördek gibi baktığından emindim.Kwang Min beni terasa çıkardı zorla çekerek.Sonra demir parmaklıklara yaklaştı.Ellerini parmaklıklara koyup başını yere eğdi."Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Ilk başta anlamadım ne demek istediğini sonra arkasını döndü. Bana ve arkamdaki- benim görmediğim- bir noktaya bakarak

"O pisliğin burda ne işi var?!" dedi.

"Siz arkadaşsınız,bu küslük bitsin artık" dediğimde

"O beni sırtımdan bıçakladı hem de iki kez " diye bağırdı ve ekledi ama bu sefer bana değil arkama bakıyordu.Döndüğümde Myung Jun'u gördüm o da sinirliydi.

"O pisliğin ikinci kez sevdiğim kızı elimden almasına izin vermeyecegim ama sen bunu zorlaştırıyorsun!!!" dedi ve hışımla içeri girdi daha sonra araba sesi duydugumda o olduğunu anladım. Dizlerim daha fazla dayanamazken yere düşüyordum ki biri beni tuttu.Beynimden vurulmuşa döndüm.

Ikinci kez mi ? bana ilk olduğumu söylemişti...Yalan mıydı yani tüm söyledikleri? Bir yalan diğer yalanları da beraberinde getirir.Eğer ortada bir yalan varsa ona bağlı diğer şeyler de yalan olabilir...Bana olan aşkı mesela...bu da mı yalandı?

Olabilirdi...Kahretsin!!! ihtimallerden nefret ediyorum...

Myung Jun'a tutunarak kalktıktan sonra hızlı adımlarla içeri girdim,Arkadaşlara iyi eğlenceler deyip çıktım.Ye Eun da beni yalnız bırakmayıp peşimden geldi.Kardeşler böyle zamanlar için gerekli işte...Oradaki otobüs durağına doğru ilerlerken Kwang Min'i tam 18 kez aradım ama hiç birini açmadı.

Belkide verecek cevabı yok.

Ona kızgın olsam da kesinlikle onunla konuşmalıydim.Konuşup gerçekleri onun ağzından öğrenmeliydim.

"Hey Melike bekle" dedi Ye Eun ben de yavaşladım.Durakta beklerken bir araba yaklaştı.Sonra bizim taraftaki pencereyi açıp

"Hadi binin" dedi Myung Jun.Ikimiz de arkaya oturduk.Benim öne oturmam için hiçbir sebep yoktu çünkü.Biz sadece arkadaştık...ama artık bundan da şüpheliydim.Tüm yol boyunca sustuk.Yurdun önünde durunca teşekkür edip indik.Gayet resmiydim.Aramızdaki buzlar kırılmıştı ama bu sefer de ben ona kocaman duvarlar örmüştüm sebepsizce...

Çok şükür ki Şaşkınlığım gözyaşlarımı yenmişti...Içeri girdik,çantamı bi kenara attım ve kanepeye oturdum.Ye Eun önümde diz çöküp yüzümü ellerinin arasına aldı ve gözlerime baktı

"Şimdi bana herşeyi anlat "

"Bildiğim tek şey kocaman bi yalan neresini anlatayım,asıl sen anlat siz aynı sınıfta değil misiniz haa !!" dedim ve gözyaşlarım benden izinsiz akmaya başladılar.

"Neyi anlatayım söyle ama yeter ki ağlama kuzum" deyince şaşırdım çünkü kuzum kelimesini bana sadece ailem söyler.Belki de onu ablam gibi görmekte gerçekten haklıyım.

"Onun sevdigim kızı IKINCI kez almasına izin vermeyeceğim dedi" dedim.Ilk söylememde anlaması beni şaşırttı.Çünkü Ye Eun'ın yüzü fazlasıyla üzgün olduğunu gösteriyordu ve sanki bana söylemesi gereken birşeyi söylememiş gibi bir hali vardı.Bana baktı ve "Gerçekleri bilmek ister misin?" deyince kafamı salladim.

"Senden önce...sınıfımızda Hee Jung vardı,benim en yakın arkadaşımdı.Kwang Min'in eski ve senden önceki tek sevgilisiydi." Gerçekler biraz acıtsada bilmem gerekirdi.hemen sonra Ye Eun'ın gözyaşlarını gördüm.

"Eski ?!? Neden ayrıldılar."

"Çıkmaya başladıklarından bir ay sonra Hee Jung'un akciğer kanseri olduğunu öğrendik.Hee Jung kanser olduğunu öğrenince sırf Kwang Min ölmeden önce kendini unutsun diye Kwang Min'e ondan nefret ettiğini söyleyip  Myung Jun'la çıkmaya başladı.Myung Jun'un onun hastalığından haberi vardı.Hee Jung Kendini kötü kız gibi gösterse de Kwang Min ondan vazgeçmedi.Durumu iyi olmadığı için Hastaneye yatırıldı.Ömrünün son haftasında,bitkin düşüp,saçları ve kaşları  dökülmeye başladığında dahi Kwang Min'i çağırmadı.Onu deli gibi özlese de,rüyalarında Kwang Min'i sayıklasa da Hee Jung sadece Kwang Min'i düşündü.Onun bundan sonraki hayatını vicdan azabıyla gecirmemesi için Aşkını beraberinde Cennete götürdü.Kwang Min'e bu gerçekleri  1 yıl sonra anlattık.Kahroldu,içine kapandı ve kimseyle konuşmadı,dünyayı kendine zindan etti. 6-7 ay önce gerçeği kabullenip normale dönse de Hee Jung'dan sonra hiçbir kızla çıkmadı.Taaki  sen gelene kadar..."

Nutkum tutuldu resmen.Sanki hançer sapladılar yüreğime.Onun sevgisini kazandığım için Kendimle gurur mu duymalıydim?? yoksa sonsuza kadar kendimden nefret mi etmeliydim??

Ben onu yalanla suçlarken ne kadar da bencilmişim...

Onun sevgisine layık bile değilim belki...

Çektiği acılar yetmezmiş gibi bir de ben onu hayal kırıklığına uğrattığım..

Ben ki bundan sonra onun umuduysam eğer...

Onun "Umudunu" kaybetmesine asla izin vermeyeceğim...

~ Bazen Sadece Kader ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin