Sokakta etrafıma bakinarak yürüyordum.Her yer kırmızı-beyazdı.Tüm bu renkler insanlara yılbaşını hatırlatırken.Bana ülkemin renklerini hatırlatıyordu.Yılbaşına bir hafta kalmıştı.Ve ben Türkiye'ye dönecektim bu yüzden aileme burdan hediye götürmek için dışarıdaydım.Hava fazlasıyla soğuktu.Galiba bu yılbaşı kar yağacaktı.Kafamdaki bereyle iyice kulaklarımı kapatıp, ellerimi zümrüt yeşili kabarık montumun cebine soktum.Daha sonra çarşıda en çok göze çarpan mağazaya girdim.Aklıma gelen en iyi fikir, bizim evdekilerin hepsine yemek çubuğu almaktı.Sadece yemek çubuğu deyip geçmemek lazım, rengarenk, desen desen, o kadar çok çeşit vardı ki.Koreliler artık çubuklara sanat işliyordu resmen.
Açıkçası buraya ilk geldiğimde ben de alışamadım.2 ay kadar bir sürede tam olarak öğrendim.Bizim evdekilerin bu çubuklarla ne hallere gireceklerini düşündükçe içimden kahkaha atmak geliyordu.
Girdiğim bu koca ve süslü mağazada bulacağımı biliyordum.Ve buldum.Aldığım renk renk çubukları hediye paketi yaptırdim.Tam çıkacakken aklıma Ye Eun ve Kwang Min geldi.Onlara da almalı mıydım??? Galiba evet...Tekrar mağazanın içinde gezinmeye başladım.Buradaki eşyalar genelde süs için veya kozmetik ürünlerdı.Ye Eun'a bir çerçeve almayı düşündüm.Bunu düşünmeme sebep olan şey ise karşımda duran beyaz ve mavi tonlarında üstünde 2 tane KUZU olan çerçeveydi.Tam bizlik diye düşündüm ve hemen alıp mağazadan çıktım.Ye Eun'a almıştım ama Kwang Min'e almak kolay olmayacaktı.Ikimizi anlatan birşey olmalıydı ve bunun üstünde biraz düşünmem gerekecekti...
Yurda döndüğümde yaptığım ilk iş internetten uçak bileti ayırtmak oldu.Yılbaşı olduğu için bulmak kolay olmasa da 1-2 saat içinde buldum.Bunu da yapınca üstümden büyük bir yük kalktı...Tabi bir yük daha vardı üstümde.Kwang Min'in hediyesi!!! Ne alsam diye düşünürken derin bir ah çektim.Ye Eun beni duyunca yanıma gelip oturdu.
"Dökül bakalım" deyince anlamayan gözlerle ona baktım.
"Yani derdin ne?? What is the problem?? " deyince yüzümü ekşittim ve
"Hediye meselesi ışte.Kwang Min için ne alacağımı hiç bilmiyorum" dedim.
"Hmm..Bence ikinizi anlatan birşey olmalı"
"Sağol yaa çok yardımcı oldun" dedim.
"Zaten sana fikir verende suç" dedı.
Ayağa kalkıp sallana sallana yatağa gittim,kendimi yatağa attım.Veee Böyle kararsız kaldığımda yaptığım en iyi şeyi yaptım...Uyudum...
Kalktığımda saat tam 17.35 ti.
Way canına çok iyi uyumusum yaa diye düşünüp kendimle gurur duyduktan sonra telefonuma baktım.2 mesaj vardı.Ikisi de Kwang Min'den.
Bu akşam bana gelmeye ne dersin.
sonra diğer mesaja baktım.
Süslemeler için yardıma ihtiyacım var.
Mesaj atalı 1-2 saat olmuştu.Bu yüzden çok mahcup oldum.Hemen cevap yazdım.Muziplik yapmayı da ihmal etmedim.
Tabii Olur...Sonuçta kocabebek bile olsa bebek bebektir :)
yazıp gönderdim.O benim aksime 4-5 saniye sonra cevap yazmıştı.Heyecanla açtım.
Işte bunu söylememeliydin sulugöz !!!
yüzümü buruşturdum.Anlamamıştım.Ne demek istiyordu şimdi?? Neyse dedim akşam gidince öğrenirim.Zaten hava kararmaya başlamıştı.Ye Eun'la yemek yedikten sonra yukarı çıkıp üstümü giyindim.Siyah kot pantolon ve mavi kazak.Üstüne de montumu giydikten sonra lacivert çantamı alıp çıktım.Otobüs durağına kadar yürüdüm müzik dinleyerek.Çok soğuktu.Başıma montumun kapşonunu geçirdim ve ellerimi cebime soktum.Yaklaşık 5 dk bekledim otobüs gelmeyince oflamaya başladım.Sonra durakta siyah bir cip durdu.Benden taraf pencereyi açtı.Korktum önce.Ama sonra Kwang Min'i görünce rahatladım.Bana gülümsedi.O davet etmeden arabaya bindim.Çünkü çok soğuktu.Belki de biraz daha bekleseydim burnumda sarkıt dikitler oluşurdu.Her neyse...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ Bazen Sadece Kader ~
Storie d'amoreBazen aklımızın dahi eremeyecegi şeyler gelir başımıza.... Bazen sadece Hayalden ibarettir Dünya ... Ama sonuç değildir önemli olan O an Hayallerdir bizi mutlu eden Ve Hayallerimize can veren umutlar ... Bir karışıklık sonucu üniversite sınavına...