36_inatlaşma

58 5 0
                                    

O akşam eve gittiğimde en az sabahki kadar heyecanlıydım.Çünkü abimle babamı ilk görüşüm olacaktı.Zile bastığımda bu sefer kapıyı abim açmıştı.

"Hoş geldin ufaklık!!!" dedi gözlerinin içine kadar gülerek.Hemen parmak uçlarımda yükselip boynuna atladım.O da kollarını belime sarıp yüzünü saçlarına gömdü.

"Yaaa abi nasıl özlemişim bi bilsen!!" dedim.

"Seni ve gevezeliğini özleyeceğim aklımın ucundan geçmezdi inan" diye cevap verdi.Ama ben onu takmadım.O hep böyleydi.Aslında içinde kocaman bi sevgi yumağı vardı fakat o bunu genelde saklardı.Saklasa da umrumda olmazdı çünkü ben onu bu haliyle seviyordum.O benim biricik abimdi...

Hızla ondan ayrılıp yüzüne baktım.Gözlerimi kısıp kocaman sırıttım

"Vaay baklava yapmışsın ne iş??" dedim.O her zaman benim için bir numaraydı.Küçüklüğümden beri ayrı bir yakışıklı görünürdü gözüme.Ama görseniz siz de hak verirdiniz bana...Kumral dağınık saçları, beyaz teni ve açık kahve gözleriyle mükemmeldi.Tabi boyunu da atlamamak gerek.Benden bi 15 cm uzundu.

Kocaman avucuyla yüzümü kapatıp konuşmamı engelledi.

"Seni ilgilendirmez ufaklık! " dedi gülerek.Sonra gözüyle Kwang Min'i işaret ederek bana sordu:

"Arkadaşın mı?"

Sadece kafamı salladım ve "Kwang Min" dedim.

Içeri geçtiğimizde yemekler çoktan hazırdı.Annem son tabağı da koyduktan sonra gülümseyerek bize döndü.

"Hoşgeldiniz biz de sizi bekliyorduk." dedi.Kwang Min yemekleri görünce gayet hoşnut bir şekilde bana baktı.

"Ellerimi nerede yıkayabilirim?"dedi.

"Sana göstereyim" dedim ve üst kata çıkmaya başladım.O da arkamdan geliyordu.Lavabo kapısının önünde durup elimle işaret ettim.

"Burası!"

Galiba ben de ellerimi yıkamalıydım.

Kwang Min'in yanına geçtim ve elime biraz sıvı sabun aldım.Kwang Min bu kabalığımı sindirmeye çalışıyor gibiydi.Aldırmadım.Ellerimi köpürtüyordum.

"Yüzüme bakmaktan vazgeçer misin?" dedim.

"Türkiye'de böyle midir?Yani herkes aynı anda aynı lavaboda ellerini yıkayabilir mi?" diye sordu.Gülmemek için kendimi zor tuttum.Hayır tabiki öyle bişey yok bu benim kabalığım demem gerekirdi ama ben başka bir şey söyledim.

"Evet ! Tabiki herkes aynı anda yıkar.Bu bizim geleneğimizdir" dedim içimden kahkahalar atarak.Çarpılacam sonunda o olacak !!!

"Peki sağol bunu öğrendiğim iyi oldu" dedi gülerek

Vay garibiiim!!! Nasıl da yedi...

Aşağı indik.Sofra tam anlamıyla hazırdı.Herkes yavaş yavaş masaya geçerken ben de hızlı adımlarla masaya gidip sandalyemi çektim.

"Vaay anne yine döktürmüşsün yaa!!

Gel de kilo alma şimdi!!" dedim kocaman sırıtarak.Bu iki günden sonra ayı gibi şişman olacağımı tahmin edebiliyordum. Aslında ona ayıcık desek daha iyi olur.

Gözlerimi yemekten ayırarak en baştaki sandalyeye baktım.

"Babam hala gelmedi mi??"

dedim.Suratım ister istemez düşmüştü.

"Onsuz sofranın tadı olmaz ki!"

"Siz oturun ne de olsa sabahtan beri geziyorsunuz,acıkmışsınızdır,baban da gelir birazdan" dedi.

~ Bazen Sadece Kader ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin