26_Havaalanı

101 9 0
                                    

Eşyalarımı hazırlarken hem heyecanlıydım hem de Ye Eun'la ve Kwang Min'le kalamadıgım için bir yanım buruktu.Kazak, pantolon, etek...tek tek valizime koyarken Ye Eun'ın üzgün gözlerle bana baktığını farkettim.Onun ablasindan başka kimsesi yoktu bildigime göre,Ailesi mi?? şimdiye kadar ailesinden bahsettiğini hiç hatırlamıyorum.Onu üzmemek için bu soruyu daha önce ona hiç sormadım.Sadece bildiklerimle yetiniyordum.Onu yalnız bırakacağım için içim rahat değildi.

"Gitmesen olmaz mı??" evet ona söylemiştim.Tabiki.O benim burdaki ailem sayılırdı.En zor günlerimde omzunu kullanmama izin veren ablam...

Yanina gidip oturdum.

"Çok kalmam merak etme..."

"..Hem ben seninle didişmeyi özlerim ki !!" deyip gülümsedim.

Ikimizde gülüyorduk.Ama birbirimizi üzmemek için güldüğümüzün ikimiz de farkındaydık...

Saat 5'ti.Uçağım akşam saat 7'de kalkacaktı.Son olarak yapmam gereken birşey vardı.Kwang Min'in evine gitmek.Ona hala söylememiştim.Evine gidecektim.Ama onun bundan haberi olmayacaktı.Çünkü kapısının önüne hediyesini bırakıp oradan da havaalanına geçecektim.

Ye Eun'a son bir kez sımsıkı sarıldım.

"3 gün sonra döneceğim.Kendine iyi bak tamam mı?? Sakın benim için yataklara düşme!!" dediğimde yüzünü buruşturdu sonra ikimiz de gülmeye başladık.Sonra Ye Eun

"Bak dikkatli ol. Havaalanı biraz ıssız olabilir.Seninle gelmemi ister misin ??"

"Yok yaa.Birşey olacağını sanmıyorum.Haa bi de..." dedim ve ona vereceğim hediyeyi çıkardım.

"Aç bakalım" dedim gülerek

"Woow bu ne" dedi ve açmaya başladı.Üstünde kuzu olan çerçeveyi görünce şaşırdı.Sonra gülmeye başladı.

"Sana inanmıyorum Melike" deyince çerçevenin bi köşesini tutup kuzuları gösterdim.

"Bak bu büyük olan kuzu sensin.Küçüğü de benim ışte...Tam bizlik değil mi ??"

"Nerden buldun bunu yaa çok teşekkür ederim.Çok tatlı... ama Bi dakika.." dedi ve yatağına dogru yürüdü.Yatağın üstündeki poseti alıp yanıma geldi.

"Bu da benden sana" dedi.

Poşeti açınca mavi bir şey gördüm ve çıkarınca Mavi bir atkı ve bereyle karşı karşıya kaldım.Çok güzeldi.

"Bu en sevdiğim renk!!" dedim heyecanla.

"Biliyorum" dedi gülerek

"Çoook teşekkür ederim" deyip boynuna atladım.Sonra saate gözüm takıldı.Ondan yavaşça ayrılıp

"Biliyorsun gitmem gerek" dedim üzülerek.Nereye gideceğimi o da biliyordu.Aldığı atkıyı ve bereyi takıp göz kırptım.Sonrada valizimi alıp hızla çıktım.Kapıdan bana bakan Ye Eun'a şöyle seslendim.

"Bilirsin vedalari hiç sevmem!!!"

O da şöyle bağırdı.

"Bilirim,bilirim...Gidince ara kuzu!!"

Artık yurt kapısından çıkmıştım.Kwang Min'in evine gitmek için bir taksiye bindim.Herşey hazırdı.Sadece ona bu hediyeyi verecektim.Daha doğrusu ikimiz de üzülmesin diye kapısına bırakacaktım.Bu yılbaşı beraber olmayacağımızı sadece ben biliyordum.Eğer ona beraber geçireceğimiz ilk yılbaşında Türkiye'ye gideceğimi söyleseydim Fazlasıyla kırılırdı.Onu üzgün görmek istemediğim için bunu yapıyordum.Belki bencilce olabilir.Ama...aması falan yok.Demekki gerçekten bencilim.

~ Bazen Sadece Kader ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin