19_Sulugöz ve Koca Bebek

128 11 0
                                    

Yurdun o kocaman kapısından dışarı çıktığımda,Kwang Min bembeyaz kuğu gibi arabasına yaşlanmış elleri cebinde beni bekliyordu.Üstünde siyah deri ceket,içinde lacivert bir gömlek ve altında da siyah dar paça bir kot pantolon vardı.Ona yaklaştığımda gülümsedim

"Sence görevimi başarmış mıyım?" derken giysilerimi kastetmiştim.

"A+ veriyorum" dedi kaşlarını kaldırıp gülerek.

Üstümde pudra pembesi dizimde biten pileli bir elbise vardı ve üşümemek için delikli beyaz bir yelek giymiştim.Saçlarımı da doğal dalgalı yapmıştım.Ye Eun daha kadınsı giyinmem için baskı yapsa da ben yine bildiğimi okudum ve şirin kız tarzından dışarı çıkmadım.Çıtı pıtı giyinmeyi seviyordum.Ne yapabilirim???

Arabaya bindigimizde nereye gittiğimizi sorsam da söylemedi.Gizemli Çocuk.

20 dk yoldan sonra uzun bir binanın önünde durduk.O indikten sonra gelip benim kapımı açtı.Sonra elimden tutup çıkmama yardım etti.

"Nereye geldik? " dedim sonunda cevap verdi ve "Namsan kulesi'ne" dedi.Burda ne yapacağımız hakkında hiçbir fikrim yoktu.Sonra el ele merdivenlerden çıkmaya başladık.Asansöre binip en üst kata çıkarken terasa çıktığımızı düşündüm.Asansör kapısı açılıp beraber dışarı çıkınca resmen şok oldum.Kalp,yıldız,kare,yuvarlak aklınıza hangi şekil gelirse gelsin burda o şekillerden fazlasıyla kilit vardı.Rengarenk kilitlerden dolayı demir tutacakların hiçbiri görünmüyordu.Bazı kilitlerin üstünde isimler,bazılarında dilekler yazıyordu ve hepsi aşkla ilgiliydi.Ilk kez böyle birşey görüyordum.Ben bu görüntüyle büyülemişken Kwang Min'in elimi bıraktığını bile anlamamıştım,taaki o karşıdan bana doğru gelinceye kadar.Yanıma geldi ve elinin içindeki mavi kalp şeklindeki kilidi göstererek

"Işte"  dedi.Ona saskinca bakınca devam etti.

"Bu kilide adlarımızı yazıp buradaki demirliklere takacagız sonrada anahtarı atacağız"  diyince

"Neden?" dedim meraklı çocuklar gibi.Güldü ve

"Ömrümüzün sonuna kadar birbirimize kilitli kalacağız ve birbirimizi asla bırakmayacagız.Bu yüzden bu anahtara ihtiyacımız yok" dedi.

"Waay canına, çok mantıklı" dedim kendimi tutamayıp.Kwang Min kıkırdadı.Etrafima baktım,Kwang Min'in anlattığı şeyi birçok çift yapıyordu.

"Artık takalım mı? " dedi Kwang Min heyecanla.Kafamı salladım.Kwang Min eline kalemi alıp adlarımızı yazacakken.

"Dur!!!" dedim.

"Ne oldu??" dedi.Elinden kalemi alıp adlarımızı yazmaya başladım.Kwang Min de sesli bi şekilde okuyup gülmeye başladı.

"Sulugöz ve Koca Bebek" evet aynen böyle yazmıştım.Sonra beraber zor da olsa boş bir alan bulup taktık.Kwang Min anahtarı bana verdi ve "Artık atabiliriz" dedi.

Anahtarı Elime alıp o muhteşem manzaraya doğru fırlattım.Sonra Kwang min'in arkamdan belime dolanan ellerini hissettim.Sonra da yanağının yanağıma değdiğini.Başı sol omzumdaydi ve kalbimin sesini ordan duyabilir heralde diye düşündüm.

"Artık kilitliyiz" dedi daha sıkı sarılarak.Ellerimi ellerinin üzerine koyup

"Evet" dedim.Bu bir batıl inanç olsa da eğlenceliydi.Ve ona bu kadar yakın olduğum için delirecek kadar mutluydum.Bi süre sessizlikten sonra o şom ağzımı açtım ve

"Onu unutabildin mi?" dedim.Biraz bekleyip beni kendine çevirdi ve gözlerime baktı.

"Hee Jung'dan mı bahsediyorsun?" deyince kafamı salladim.

"Ben...Onun gidişiyle her duyguyu unuttum.Üzüntü,kıskançlık,sevgi ve Aşk bile..O beraberinde benim tüm duygularımı söküp götürdü..Bu yüzden senden birşey isteyebilir miyim??" deyince dolmuş olan gözlerimi ondan ayırmadan kafamı salladım.

"Bana Aşkı Sil baştan öğretebilir misin??" dediğinde boynuna atlayıp evlilik teklifi almış bir kız gibi

"Evet" dedim ve sessizce gözyaşı döktüm.Omzu ıslanınca beni yavaşça kendinden ayırıp

"Yine mi Sulugöz!!!" dedi.

Ağlarken gülümsedim sonra parmaklarını yanaklarıma götürüp gözyaşlarımı sildi ve alnımdan öptü.

Kwang Min beni yurt kapısına kadar getirdiğinde arabadan indi ve kapımı açıp inmeme yardım etti.Sonra bana dönüp

"Bu gece için ve gecireceğimiz her gün için Teşekkür ederim...Öğretmenim" dedi sırıtarak

"Asıl ben teşekkür ederim...Öğrencim,Kurtarıcım ve Koca bebek...Seni sevmeme izin verdiğin için" dedim utanarak güldüm.

Bu kadar lakap yetmezmiş gibi bir de öğrenci-öğretmen ilişkisi yaşıyorduk.Ye Eun haklıydı galiba...ilginçdik.Onun hayata tutunmasina yardım edip duygularını yeniden kazanmasını sağlayacaktım.

Iyi geceler dedikten sonra ayrıldık.Odamın kapısından içeri girdiğimde Ye Eun beni soru yağmuruna tuttu.

"Sen uyumadin mı yaa??" diye çekiştim.

"Uyurmuyum hiç kızım anlat çabuk" deyince gözlerimi devirdim.Ve hiç ayrıntıya girmeden anlattım.

"Namsan kulesinin tepesine çıkıp kilit taktık,anahtarı attık ve geldik."

"Yuh yaa koskoca geceyi 1 cümleye sığdırdın" diye sitem etti.

"Ne yani onun bana sarıldığını,alnımdan öptüğünü ve 'bana aşkı öğretir misin?' dediğini ve benim sevinçten ağladığımı sonra onun gözyaşlarımı sildiğini sana anlatacak değilim yaa" dedim.

"Hiç birşey anlatmadığın ve merakımı gidermedigin için teşekkür ederim...iyi geceler" sırıtarak başını sağa sola salladı ve gidip yatağına uzandı.Ben de sap gibi ortada kaldım tabii.Sonra ben de üst kata çıkıp üstümü değiştirdim ve yatağa devrildim.Yorgunluktan ölsem de hala sırıtıyordum.

Artık bizim de bir kilidimiz var ve üstünde adlarımız yazıyor...

Sulugöz ve Koca Bebek...:)

~ Bazen Sadece Kader ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin