" Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık.
Sevilmeyi beklerken;
Beklemeyi sevmişiz. ,,
-Cemal SüreyaMihriban:
Heyecandan gece boyu kesik kesik uyumuş şimdi de güneşin doğuşunu seyrediyordum.
Sevdama kavuşmak aklıma hayalime sığmıyordu. Bora'yla olmak bu denli yakınken günler geçmiyor, güneş doğmuyordu sanki.
İçim içime sığmıyordu bu sabah. Aşağı indiğimde yengemi telefonla konuşurken gördüm. Israrla karşı tarafa bir şeyler açıklıyor gibiydi. Yanına gittiğimde kapatmıştı.
"Ne oldu yenge?"
"Levent işte."
Gülümseyerek "Düğüne yetişiyor mu? Havaalanına gittiniz ama onsuz döndünüz." Dediğimde yengem alnını ovarak "İşi varmış, şehir dışında şu an ve gelemeyecek düğüne." Demişti ki ağzımı açtığım anda "Hadi Mihriban geç kalıyoruz!" Diye beni susturmuştu.
Çeyiz için düğün alışverişine çıkmak üzere yengemle arabaya bineceğimiz sırada müstakbel kayınvalidemin arkada oturduğunu gördüm. Biz merhabalaşırken sürücü koltuğundaki Bora'ya dönerek ona da "Merhaba." Dedim ve ön koltuğa geçtim.
Başını sallayarak arabayı çalıştırdı ve çeyiz alışverişi için yola çıktık.
Bora'nın bir de kız kardeşi vardı ama Aysun bugün gelmemiş gibiydi.
"İlk gelinlik bakarız kızım. Sonra sırasıyla her şeye, değil mi dünürüm?"
Yengem güleryüzüyle sohbete devam ederken ona aynadan attığım bakışla ne demek istediğimi anlayarak sustu.
"Şey... Derya Hanım ben..." Diye söze girdim.
"Ne oldu? Hem Derya Hanım ne? Anne de kızım. Annenim ben artık senin."
"Derya Anne... Gelinlik almamıza gerek yok."
"Hiç olur mu öyle şey güzel kızım? Tamam her şey ani oldu ama hiçbir şeyini eksik bırakmam ben. Bir Gökbey her zaman Hanzade'lere gelin olmaz. Başımızın tacısın kızım. Gelinimizsin. Kızımızsın."
Dudağımı dişleyerek "Ben.." Diye mırıldandım.
"Annemin gelinliğini giyineceğim."
Üzerimde Bora'nın bakışlarını fark ettiğimde bir an tuhaf olmuştum. Derya anne hafif bir tebessümün ardından tekrardan konuştu.
"Kızım neden daha önce söylemedin? Elbette giyeceksin. Bora'ya teslim edersen tadilatı varsa yaptırır. Değil mi oğlum? Hatta sen de gidersin kızım, provasını yaparsınız."
Bora annesini başıyla onaylarken gülümseyerek önüme döndüm ve sıradaki mağazaya kadar hiç konuşmadım.
&&&
"Yenge olmaz öyle görgüsüz gibi." Diye hayıflanırken gerçekten neden bu mağazaya geldiğimizi anlayamıyordum.
"Olur mu hiç kızım? Koku çok önemlidir. Bir kere koku insanı evine bağlar. Şimdi beğendiğinizi alın da odanıza, dolaplarınıza yerleştirelim."
Derya annenin bir anda arkamda belirmesiyle irkildim.
"Bir sorun mu var kızım?"
"Yok, hayır Der- anne."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk
Romantik(Tamamladı.) Ben Mihriban Gökbey, Kendimi bildim bileli diyemem ama tamı tamına altı senedir adımı dâhi bilmeyen bir adamda tutukluyum. Geçtiği yerde taş üstünde taş bırakmayacak kadar öfkeli, bakışlarıyla nefesleri kesecek kadar görkemli, beni ise...