22 | On dakikam kalmış beni sevmene

14.4K 645 200
                                    

" Dökmeye niyetim yok içimi. Zor sığdırdım zaten. „
-Cemal Süreya

Mihriban:

Ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde kalakalmışken "Levent sen neler söylüyorsun?" Diye bağırdım.

"Ne söylüyorum Mihriban biliyor musun? Geç kalınmışlığımı-"

Devamını getiremeden Bora çenesine yumruğu geçirmişti.

"Lan senin ağzını yüzünü kırarım şerefsiz! Bir daha karımın adını bile ağzına-"

"Bora yeter! Öldürecek misiniz birbirinizi? Ne yapıyorsunuz?"

Güçsüzce Bora'yı omzundan tutarak çekmeye çalışırken birbirlerini iterek ayrıldılar.

Bora'yı arkama alarak Levent'e döndüm. Aralarındaki bariyeri tekrardan oluşturmuştum.

"Ben evlendim Bora'yla. Şimdi onu bıraksam dahi seninle dönmeyeceğim. Aklını mı kaçırdın sen Levent? Sen benim abim sayılır-."

"Değilim! BEN! SENİN! ABİN! DEĞİLİM!"

Bora'nın elini tutarak Levent'e "Git." Diyebildim. Onun bu itirafı karşısında şaşkına dönmüş, ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim.

"Nasıl giderim Mihriban? Bu herif senin onurunu iki paralık etmişken, senin üzerine on gün geçmeden ikinci kadın getirmişken ben nasıl seni burada bırakırım? Sen benim en değerlimsin. Dönmekten asla korkma, babam sana hiçbir şey yapamaz artık. Ben döndüm ve bir daha gitmeye niyetim yok. Gel benimle... Evimize dönelim."

Gözümden bir damla yaş süzülürken Levent'e doğru yürüdüm. Bu sırada Bora kolumu tutmuştu. Silkinerek Bora'dan ayrıldım ve Levent'le gözlerinin içine bakarak konuştum.

"Ben seninle hiçbir yere gelemem Levent."

Gözümden bir damla yaş süzülürken devam ettim.

"Şimdi kendini daha fazla küçük düşürme. Git buradan... Lütfen..."

Dudakları alayla kıvrılırken "Bu ite âşık olmuş olamazsın." Dedi.

"Ben senin-"

Bora'yı durdurarak Levent'e döndüm tekrardan.

"Âşık oldum. Ben Bora'ya aşık oldum."

&&&

Levent son sözlerimin ardından transa geçmiş bir şekilde ayrıldığından beri yaklaşık yarım saattir odada oturmuş Bora'yla tek kelime etmemiştik. Ben camdan dışarıya bakarken o, bakışlarını tek bir noktada sabitlemişti.

Bende...

Koltuktan kalkarak yanıma, yatağa geldi. Hareketleri dahi kendinden emin değilken ne yapmaya çalışıyordu anlayamıyordum.

"Mihriban..."

Omzumdaki dokunuşla ürperdiğimi hissettim. Gözlerim ondan kaçmaya çalışırken bedenim çoktan onun kontrolüne geçmişti.

"Söylediğin-"

"Gitmesi için söyledim."

Durdu. Bu cevabın ona yetmediği her halinden belliydi ki sükuneti yine o bozdu.

"Zaten gidecekti. Öyle söylemene gerek yoktu. Bunu sen de biliyorsun."

"Gitmezdi." Diye mırıldandım. Hâlâ duyduklarımın tesiri altındaydım. Levent Gökbey nasıl beni severdi? Biz öyle bir çocukluk geçirmemiştik ki? Ya da geçirmiş miydik?

DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin