17 | Ateşi icat etmek

15.9K 661 48
                                    

" Sen; aklım ve kalbim arasında kalan,
en güzel çaresizliğimsin. „
-Cemal Süreya


Mihriban:

Duyduğum seslerle uyandığımda hava henüz ağarmamıştı. Seslerin sahibine döndüğümde Bora'nın da benim kadar uykulu olduğunu ve yorganı çekiştirdiğini gördüm.

"Ne oldu?"

"Mihriban." Dedi hırıltılı bir sesle.

"Gerçekten inanamıyorum sana. Bu havada üzerindeki yorganı atıyorsun, bununla kalmayıp benim de üzerimden alıyorsun."

Gülümseyerek "Üşüdün mü?" Diye mırıldandım.

"Yok, canım yorgana sarılıp yatmak istiyor."

"E ben burada neciyim Bora?"

Loş ay ışığına rağmen bana baktığını ve gözlerinin parıldadığını görebiliyordum.

"Aslında düşündüm de..." Dedi devamı gelecek nitelikte. Avuç içlerimin terlediğini hissedebiliyordum. Resmen adama yorgana değil bana sarıl demiştim.

"Neyi?"

"Isınmanın başka yolları da var."

"Öyle mi? Nasıl?"

"Ateşi icat edebiliriz."

"Hmm."

"Hı hı."

İki elimi aynı anda kavrayarak ellerimi başımın üzerine sabitlerken fısıldadı.

"İstiyor musun?"

Sözlü veyahut sözsüz izin istemesi bir incelik değildi, olması gerekendi. Başımı onaylarcasına salladım. Görmemiş olabilirdi ama hareketlerimden istediğimi anlamış ve onayını almış olacak ki dudaklarını boynuma götürdü.

Aslında tüm bu olanlar olağan olmalıydı. Yeni evli bir çift olarak kocamla birçok vakti yatakta geçirebilmeliydim ama içten içe bir şeylerin yanlış gittiğini hissediyordum. Yanlış olan şeyi ben yapıyorsam kendimi asla affetmezdim. Yanlış bir başkasınınsa da hayatım boyunca unutamayacağım bir darbe alacağıma emindim.

Bora'ya güvenmekle, onun yanında durmakla ne derece doğru yaptığımdan emin değildim ama içimden bir ses yanlışın zaten bu olmadığını söylüyordu.

Gecenin ilerleyen saatlerinde ben geceliğimi giyinmekle yetinirken Bora yataktaki tüm örtülerin altına girmişti.

"Ama ben böyle senin göğsünde uyuyamam." Dedim sitem eder gibi kalmaya çalışarak.

"Mihriban Hanım ben ne haldeyim sen ne söylüyorsun? Yazın uyursun. Göğsümde de uyursun, üstümde de uyursun ama şu an sen yorganın altına girmediğin sürece kavuşmamız imkansız bile değil."

Son kelimeleri bazı anları hatırlatmıştı.

Ne demiştim kendi içimde:

'Bora ve ben... İmkansız bile değildik.'

Tepkisizliğimi farklı yorumlamış olacak ki yorganı kaldırarak erkeksi bir davetle "Gel hadi." Dedi.

Kapkara bir kışın ortasında dışarıda kalmışım gibi ulaştım ona. Sımsıkı sarıldım göğsüne. Artık üşüyordum. Bora'yı kaybetme düşüncesi beni kor ateşe değil, ayaz kışa çeviriyordu.

Dudakları alnımı bulurken "Sabah erken saatte toplantım var. Muhtemelen sen uyanmadan gitmiş olurum. Bu ev işini de hemen halledeceğim. Öğleye doğru eve dönerim ama. Bir isteğin var mı?" Diye sordu.

Başımı olumsuzca sallarken burnumu boynuna sürttüm. Gülümsemeye çalıştım ama o hep oradaydı. Mutluluğuma gölge düşüren karanlık hep bir yanımı kaplayacak gibiydi.

&&&

Sabah, deli gibi çalan alarmın sesiyle gözlerimi araladım. Yan tarafıma döndüğümde uyurken yine yorganın altından kaçtığımı fark ettim.

Ben iflah olmazdım. Her kış böyle yapıyordum ama artık uyurken yanımda biri vardı. Bu takıntılarımı düzeltmeliydim.

Örtülere öyle gömülmüştü ki alarmın sesini duymadığını düşünerek uzandım ve alarmı kapattım.

"Bora."

Seslenişim işe yaramayınca yorganın üzerinden kolunu tespit etmeye çalışarak sarstım.

"Bora!"

"Hmm."

"Kalkman lazım toplantın var."

"Biraz daha."

Yorganı tutarak çekmeye çalışırken "Kime diyorum ben." Diye söylendim.

"Bir dur, uyutmadın zaten gece boyu."

"A aa! Daha neler? Ben mi uyutmadım? Paşama bak hele. Gece gece ateş arayan sendin."

"Mihriban... Sevmiyorum."

"Neyi?"

"Uyurken laf yetiştirmeyi."

Dikkatinin dağılmış olmasından faydalanarak yorganı yatakta dizlerimin üstündeyken ışık hızında çekmiştim ki sonumu pek iyi ayarlayamadığımı fark ettim.

"Aaa!"

"Mihriban!"

Kalçam sert bir şekilde yerle buluşurken acıdan gözlerim dolmuştu. Bakışlarım, yataktan başını uzatmış bakan bir çift ela gözle buluştuğunda sağ gözümden bir damla yaş süzüldü.

"Ah Mihriban." Diye söylenirken yataktan inerek yanıma gelen Bora "Bir yerin incindi mi?" Diye sordu.

"Bilmiyorum."

Dikkatli bir şekilde beni kucağına alıp banyoya götürürken sessizliğimi korudum.

"Bwn ne yapacağım bu sulugöz karımla?Biraz dinlenmek ve rahatlamak ister misin?"

Başımla onaylarken beni jakuzinin içine bırakarak geceliğimi üzerimden sıyırdı. Çok geçmeden jakuzi suyla dolmuştu.

Aslında oldukça genişti. Yani beraber rahatlıkla sığabilirdik ama bunun yerine benim suyumu ayarladıktan sonra kendisi duşa girmişti.

Doğru ya... Gitmesi gereken bir toplantı vardı. Bugün dediği gibi ev işini halletmesini umarak gözlerimi kapattım ve sıcak suyun tüm sızılarımı almasını bekledim.

&&&

Herkese merhaba,

Bölüm düzenlendi.

Bazı bölümler kısa kalıyor. Emin olun öyle kalmaları daha güzel olur. Uzun olsun diye sonradan ekleyeceğim şeyler içimden geliyor olmaz çünkü. Ben bittiğini hissettiğimde bölümü sonlandırıyorum. Lütfen kısa demeyin. Bölümün hoşunuza gidip gitmediğine bakın.

Sıradaki bölümde Canan'ın tüp bebek için şartı açıklığa kavuşacak.

Tahminler buraya gelsin lütfen bakması zor olmasın.

Sizi çok seviyorum.

Hayalet yazarınız...

DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin