13 | Ne senle Ne de sensiz

19.3K 853 81
                                    

" Ne diyordu şair;
İnsan insanı
Ya tamamlayamadı,
Ya da tam anlayamadı. „


Bora:

Öfke dolu bir şekilde aşağı indiğimde tahmin ettiğim gibi amcamlar gelmişlerdi. Mihriban'ı o şekilde bırakmış olmak hiç içime sinmese de kaçacak ne yerim ne de erteleyecek zamanım kalmıştı.

Ben istediğini sanmıştım. Beni o şekilde kabul ederek istediğini...

Kendime de inanamıyordum. Onca günün onca saati arasından nasıl birkaç saat öncesini seçmiştim. Kendini tamamiyle bana teslim ettiği anda ellerini bırakmış, düşmesine izin vermiştim. Ardımda yaralı bir kadın bırakmıştım. Üstelik o yaraların da sebebi bendim.

Ne demişti?

Seni boşayacağım.

Öfke ve hayal kırıklığının etkisiyle söylediğini düşündüm. Mihriban'ı bırakamazdım. Onu nasıl ikna edeceğimi bilmiyordum fakat onu tekrardan amcasının ellerine bırakamazdım. Onu istemediği bir evliliğe zorlamalarına asla izin veremezdim. Buna hakkım olmadığını biliyordum ama yine de ona engel olmak istiyordum. Onu o kadar çok kırmıştım ki, onun için bir şeyleri telafi edebilmemin tek yolu onu yanımda kalmaya ikna etmekten geçiyordu. Mihriban giderse ona asla yardım edemezdim. Daha önce özelimi bu kadar açtığım ve kelimenin tam anlamıyla beni anlaması için yalvardığım bir kadın olmamıştı. Mihriban artık bambaşka bir noktadaydı. Ona verdiğim sözü tutmak zorundaydım.

Canan'ın yüzündeki kocaman gülümseme Mihriban'a karşı hissettiğim vicdan azabını körüklerken nikâh için her şeyin çoktan hazır olduğunu fark ettim.

Annemin gözyaşlarını silişine tanıklık ederken Aysun da annemin yanında ona sarılmış bekliyordu.


Aklım fikrim Mihriban'dayken nikâh kıyılmıştı. Dünyadaki en acı dolu rızayı almışlardı.


Olur muydu ki bu nikâh? Ben böylesine istemiyorken ve hepsinden önce inanmıyorken? Hadi benim isteyip istemememin önemi olmasın... Peki ya Mihriban'ın rızasının olmaması... Eşimin rızası olmadan bu nikâh geçerli sayılır mıydı? Eşimin rızası olsa dahi böyle bir şey olabilir miydi? Bir insan ikinci kez evlenebilir miydi? Buna inanmak zorunda değildim ve inanmayacaktım. Canan bana hala birkaç saat öncesi kadar yabancıydı ve bu değişmeyecekti. Mihriban'la güvenliğimiz için insanların yozlaşmış isteklerine kısa süreli de olsa boyun eğmem gerekmişti. Fakat buna en kısa sürede son verecektim.

Ayağa kalkarak merdivenlere yöneldiğimde Canan da peşimden geliyordu.

"Sen nereye?"

"Odamıza gitmiyor muyuz?"

Ölü bakışlarla ona döndüğümde korkmuş olacak ki birkaç adım gerilemişti.

"Aileni gönder, sonra annemle konuş."

"Ama-"

"Canan..."

Belimdeki silahı gösterirken devam ettim.

"Bu silahı alır, kafama sıkarım. Yemin ederim yaparım."

DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin