"Koşarsın koşarsın da varamazsın hani;
içindeki umut varamadığın kadar büyür."
Hasan Ali Toptaş
Aysun:
Saatlerce süren yolculuğun ardından bir başka yerde durmuş, alışveriş merkezine gelmiştik. Levent elimi bir an olsun bırakmazken ev kiralamak üzere emlakçıyla görüşüyordu. Telefonunu kapattığında karşısında durduğumuz mağazaya bakarak gülümsedi.
"Hadi yüzüklerimizi alalım."
"Sen bizim için yüzük almamış mıydın?"
Levent'in eli ensesine giderken "Ben onları bu hengamede unuttum." Demişti. Parmak uçlarına yükselerek yanağına belli belirsiz bir öpücük bırakırken "Önemli değil." Diye fısıldadım.
Heyecandan göğsüm sıkışırken birer alyans seçmiş ve birbirimizin parmağına takmıştık.
Alışverişe devam ederken Levent bir an beni durdurup "Ne alınır bilmiyorum. İhtiyacın olan ne varsa alalım tamam mı?" Dedi.
Yanaklarım kızarırken "Gelinlik alınır." Diye fısıldadım.
Levent'in aniden yüzünün düşmesiyle korkuyla "Ama o kadar önemli değil." Diye tamamladım.
"Hayır... Hayır önemli."
Burukça gülümseyerek devam etti.
"Hadi gelinlik alalım."
&&&
Avuç içlerimi gelinliğin yumuşak kumaşına bastırırken "Nasıl?" Diye mırıldandım.
Oturuyor olduğu koltuktan kalkarak karşıma geçti ve ellerimi tuttu.
"Çok güzelsin. Her şey için özür dilerim. Keşke böyle yapmak zorunda olmasaydım. Sen çok daha iyisini hak ediyorsun."
Gülümseyerek gözümden düşen yaşı hızlıca sildim ve ona sarıldım.
"Senin bir suçun yok."
Bir süre birbirimize sarıldıktan sonra ayrılarak kabine döneceğim sırada Levent "Bunu alıyoruz." Diyerek elimi tuttu.
"Üzerinde kalsın."
Gülerek "Böyle mi çıkacağım dışarıya?" Dedim.
Beni dinlemiyormuş gibi alnıma düşen saçı kulağımın arkasına götürürken "Nikah dairesine gidiyoruz." Diye mırıldandı.
Duvak, ayakkabı ve çiçeği de aynı yerden aldıktan sonra insanların tuhaf bakışlarına aldanmayarak yürüyorduk ki "Sana damatlık almayacak mıyız?" Diye sordum.
"Üstümde takım var zaten."
"Olsun... Yine de..."
Gözlerini kapatarak "Peki." Dedi ve gördüğümüz ilk mağazaya girdik.
&&&
"Ben de belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsiniz."
Duvağı kaldırarak dudaklarını alnıma değdirdiğinde titredim.
"Seni seviyorum." Diye fısıldadım ama cevap vermek yerine gözlerime uzunca bakmayı sürdürdü.
Evlilik cüzdanını ceket cebine koyarak nikah memuruyla el sıkıştıktan sonra elimi tutarak bizi dışarı çıkardı.
"Nereye gidiyoruz?" Derken sesim kırgın çıkmıştı. Daha... Mutlu olmasını beklemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk
Romance(Tamamladı.) Ben Mihriban Gökbey, Kendimi bildim bileli diyemem ama tamı tamına altı senedir adımı dâhi bilmeyen bir adamda tutukluyum. Geçtiği yerde taş üstünde taş bırakmayacak kadar öfkeli, bakışlarıyla nefesleri kesecek kadar görkemli, beni ise...
