67 | Yıllardır beklenen final

8.2K 169 61
                                    

Yazardan:

Mihriban delirdiğini düşündü. Evet, rüyalarında bu durum oluyordu ama şu an gerçek hayatta bebek sesleri duyması hiç hayra alamet değildi. Bora'ya döndüğünde aracın durmuş olmasından dolayı uyanmış olduğunu gördü.

"Bora... Ben galiba delirdim."

Bora koltuğunda doğrulurken kapıyı açarak dışarı inmişti. Mihriban ne yaptığına anlam veremeyerek peşinden indiğinde bebek sesi artış göstermişti. Elleriyle kulaklarını örterek çökerken Bora yol kenarından çalılıklara doğru ilerlemeye devam etti. Sesler hayal ürünü olamayacak kadar gerçekçi geliyordu. Bora'nın birkaç dakikanın ardından kucağında bir şey taşıyor olduğunu görünce kendini kalkmak için zorlamıştı. Yanına vardığında gerçekten bir bebeğin yol kenarında terk edilmiş olduğunu görerek elini şokun etkisiyle ağzına kapatmıştı.

Bebek güçsüzce ağlıyordu. Üstü başı kir içinde kalmış ve böylesi acı çekecek kadar aç olmalıydı. Mihriban içgüdüsel olarak bebeği Bora'dan kendi kolları arasına alırken gözyaşlarına engel olamamıştı.

"Bora... Biri kaybetmiştir değil mi? Yanlışlıkla olmuştur."

Bora başını olumsuz anlamda sallarken bebeğin yanında bulduğu ufak kağıdı gösterdi.

Anası babası yok, boşu boşuna ortalığı ayağa kaldırmayın.

Bora, bebeği düşüreceğinden endişe ederek kollarını biraz aşağıda Mihriban'ın kolları üzerinden bebeğe sarmışken Mihriban dünyada varolan bu kötülük karşısında nefes alamadığını ve göğsünün sıkıştığını hissetmişti. Bebeğe baktı tekrardan, perişan haldeydi. Bora'ya dönerek "Onu almalıyız, ona yardım edebiliriz Bora." Dediğinde Bora tam olarak nereye götürmelerini istediğini anlamamıştı.

"Eve mi yoksa polise mi?"

"Evimize götürelim. Gerekirse hastaneye götürelim ama bu bebeği bu saatte polise götürürsek kimse bakmaz ona. Lütfen Bora."

Bora başıyla onaylayarak ikisini arabaya yönlendirirken arka kapıyı açarak Mihriban'ın binmesini sağlamıştı. Hemen sürücü koltuğuna geçerek eve doğru sürmeye başladı. Yol boyunca bebek ağlamaya devam etmişti. O her feryat ettiğinde arabada bulunan iki yetişkin de kahroluyordu. Eve vardıklarında Mihriban kucağından ayırmayı reddederek merdivenleri bebekle çıkmıştı. Bora hemen arkasında olası bir olumsuz durumda ona destek olmak üzere bekliyordu. Odaya girdiklerinde bebeği yatağın üzerine koydular. İkisi kısa bir süre birbirlerine bakarken bir an önce kendilerine gelmeleri gerektiğinin de farkındaydılar.

"Demir gibi." Diye fısıldadı Mihriban.

"Evet, Demir'e de baktık. Aynısı olacak." Diye onayladı Bora.

Bora hızla aşağı, mutfağa inmişti. Demir'in özel sütlerinden açarak ısıtmış, bulduğu en küçük ağızlı biberona doldurmuştu. Odaya geri döndüğünde Mihriban'ın bebeğin üzerindeki kirli ve ıslak kıyafetleri çıkardığını gördü. Biberonu ondan alırken "Bez, pamuk, kıyafet ve battaniye." Diye sıraladı öncelikli şeyleri. Bora başıyla onaylarken Demir'in odasına yönelmişti. Demir'in artık kullanmadığı eşyaların olduğu dolaptan Mihriban'ın istediklerini aldıktan sonra tekrardan odaya döndü. Bebek bir süredir ağlamıyordu. Büyük bir açlıkla sütünü içiyordu. Mihriban üşümemesi için çarşaflardan birini ona geçici olarak sarmıştı. Bebeği bırakamadığından he rleyi Bora'dan istiyordu. Getirdiklerini alarak yatakta kenara koyarken önce bebeğin karnının doymasını beklemeye karar verdiler. Bora yatağın kenarında, Mihriban'ın dizlerinin önünde yerde oturmuşken ikisi de pür dikkat bebeği izliyordu. Mihriban Bora'nın yüzünü okşayarak "Bu odanın ısıtıcısını yükseltir misin?" Dediğinde başıyla onaylayarak yeniden ayağa kalktı. Bebek daha fazla biberon istemediğinde Mihriban onu yatağa uzandırarak bezini açtı. Neyse ki tahmin ettiği kadar kötü değildi ve temizlerken henüz pişik olmadığını görerek rahatladı. Bebek oraya yakın zamanda bırakılmıştı ama talihsiz yavrunun üzerine yağmur yağmış olmalıydı. İkisi beraber bebeği bezlerken Bora ıslatılmış pamuk getirmişti. Vücudunu incitmemeye çalışarak sildiler. Şu an onu banyoya koymak istememişlerdi. Bebeğin acilen sıcak bir kucağa ve temiz giysilere ihtiyacı vardı. Dikkatlice üzerini giydirdiklerinde bebeğin henüz 1 yaşını dahi doldurmamış olduğu sonucuna varmışlardı. Oldukça ufak tefek, çelimsiz duruyordu. Son olarak battaniyeye sardıklarında Mihriban Bora'yı üzerini değişmesi için yollamıştı. Bora geri döndüğünde bebeği alarak Mihriban'ın gidebilmesini sağladı. Üçü birden yatakta olduğunda Mihriban tuhaf hissetti. Daha önce Demir'le de uyumuşlardı ama hiç bu kadar gerçekçi değildi. Mihriban, o an için kollarında bulunan bebeğin en yakını olduğunu biliyordu. Bebeğin annesi her kimse, ya ölmüş ya da bebeği istememişti. Sahiplenici bir hisle dolup taştığını hissederken Bora'ya çevirdi bakışlarını. İkisine bakıyordu.

DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin