15 | Senin tek şansın bu

18K 736 112
                                    

" Kadın sustu.
Sarıldılar.
Bir kitap düştü yere.
Kapandı bir pencere.
Ayrıldılar. „
-Nazım Hikmet Ran


Mihriban:

Gözümden bir damla yaş süzülürken ayağa kalkmaya yeltenmiştim ki belimden tutarak beni kendine çekti.

"Dur öyle hemen fevri davranma. Anlatmama izin ver."

"Neyi anlatacaksın Bora? Çocuğu nasıl yapacağını mı? Onu nasıl hamile bırakacağını mı?"

Gözlerinde öfke parıltıları gezerken "Evet." Diye cevapladı beni. Düşüp bayılmamak için kendimle savaştaydım.

"Tam da onu anlatacağım. Sen de dinleyeceksin."

"Hiçbir şey dinlemeyeceğim. Beni rahat bırak. Tüm bu edepsizliklerden yoruldum artık. Daha fazla aptal muamelesi görmek istemiyorum."

Kollarından kurtulmaya çalışırken çaba sarf etmeden bedenimi bedenine yaslayarak "Tüp bebek olacak." Diye fısıldadı.

Duyduklarıma inanamazken ellerimin uyuştuğunu hissediyordum.

"Ne? Ne farkı var? Ona dokunmadın diye o kadın hayatımızdan çıkacak mı sanıyorsun? İkinizin bir çocuğu olacak ve ben buna katlanmak zorunda değilim."

"Olmayacak, çocuklarımın tek annesi sen olabilirsin."

Başımın zonkladığını hissediyordum. Elimi başıma götürerek şakaklarımı ovalarken "Düzgün ve hızlı anlat." Diye mırıldandım.

"Onu ilk olarak bu evden göndereceğim. Onu, tek yolun bu olduğuna ikna edeceğim. Tüp bebek de formalite olacak. Benim çocuğumu taşımasına imkan yok. Her şeyi ayarladım. Bu bize zaman kazandıracak. Sonra direkt hayatımızdan çıkacak."

Güçsüzce kendimi ona bırakırken "Nasıl olacak?" Dedim.

"Mihriban... Anlatacağım şeyleri iyi dinlemeni istiyorum. Önce Canan'ı tüp bebek konusunda ikna edeceğim. Bundan kimsenin haberi olmayacak. Amcamların da... Günün her saati bir açıklarını bulabilmek için çabalıyorum. Sadece biraz zamana ihtiyacım var. Bu süre içinde anlaştığım doktora göndereceğim onu. Tedavi gerçekten uygulanmayacak. Sadece Canan'ı oyalaması gereken prosedürler ve sahte operasyonlar olacak. Benim çocuğumu taşıma olasılığı asla olmayacak. Ben açıklarını bulduğumda ise hiç girmemiş gibi çıkaracağım onu hayatımızdan. Sana söz veriyorum."

Dediklerini sindirmeye çalışırken" Asla kabul etmez." Diye mırıldandım. Başım çatlıyordu.

"Kabul etmek zorunda kalacak. Tek şansı bu."

Gözlerimi gözlerine sabitlerken "Onun değil, senin tek şansın bu." Diye fısıldadım. Ne dediğimi, neyi ima ettiğimi anlamış göründü bir an. Dudaklarıyla alnıma tüy kadar hafif bir öpücük bıraktıktan sonra "Anlaşıldı Mihriban Hanım." Diye mırıldandı.

Gülümseyemedim çünkü fazlasıyla yıpranmıştım ama yüreğimin iyileşmeye çalıştığını hissedebiliyordum. Çok uzak görünse dahi, bu kadın hayatımıza hiç dokunamadan çıkabilirdi.

Bora bunu en kısa sürede başarmak zorundaydı...

Zira ne kadar dayanabilirdim bilmiyordum.

&&&

Bora:

Yanakları ve burnu kızarmıştı. Aynı şekilde gözleri de öyle...

"Üşümüşsün." Derken üzerimdekini çıkardım. Ceketimi omuzlarına örterken de bedenini göğsüme yaslamıştım.

DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin