38 | Lütfen ona zarar vermeyin

7.3K 340 30
                                    

" Kendi yarasında gül yetiştiren insanlar vardır. „


Kemal:

Canan'ın çıktığını görünce peşinden giderek bahçede onu durdurdum.

"Gitme şimdi. Her şey çok ani oldu benim için de. Bir yol bulmama izin ver."

Saniyesinde yüzüme yediğim tokadın ardından banklardan birine oturarak tekrardan ağlamaya başladı. Karşısına geçerek yere çömeldim ve ellerini tutarak gözlerimin içine bakması için onu yönlendirdim.

"Sana asla zarar vermem. Sana zarar gelmesine de müsade etmem. Ben senin düşmanın değilim Canan. Yaptığımız şey doğru değil, evet ama bunun üstesinden beraber gelebiliriz. Şimdi gitmene izin versem nerede, ne yapacaksın? Anla beni lütfen. Gitmene müsade edemem."

İkinci bir tokat beklerken aniden bana sarılmasıyla derin bir nefes alarak saçlarını okşamaya başladım. Yaptığım büyük bir hataydı ama yapılmıştı bir kere. Bundan sonra yapabileceğim tek şey işleri yoluna koymaya çalışmaktı.

Bora'ya bir an önce her şeyi en başından anlatmalıydım.

&&&

Canan'ı evde kalmaya ikna ederek öğleden sonra şirkete gitmiş, biriken işleri hallediyorken Aysun'un aradığını görünce şaşırmıştım. O an hiç vaktim olmasa da ters bir durum olma olasılığıyla aramayı cevapladım.

"Kemal abi merhaba. Çok vaktini almayacağım ama sana birini sormam gerekiyor. Abimle arasında geçen olayı..."

Sayfayı çevirerek kalemle işaretlerken "Aysun, abiciğim şu an gerçekten doğru bir zaman değil. Acelesi yoksa-" derken devamını getiremeden sözümü kesmişti.

"Levent Gökbey kim? Abimle ne alıp veremediği var? Kendisine sorardım ama biliyorsun ki kimseye haber vermeden gittiği balayında!"

Altını çizdiğim yeri bir yere not ederken gönderdiğim evrakların yerine ulaşıp ulaşmadığını sormak için sekreterim Perihan Hanım'a seslendim.

"İsim... Tanıdık geliyor ama şu an gerçekten-"

"Kemal abi lütfen."

Kalemimi bırakarak arkama yaslanırken şakaklarımı ovmaya başladım. Bugün yeterince gerilim yaşamıştım. Yenisini kaldırabilecek halde değildim.

"Uff... Bak Aysun emin değilim ama... İsmi tanıdık geliyor. Seni rahatsız eden biri mi? Normalde bu konular sana ulaşmadan halledilir. Senle irtibata geçmiş biriyse-"

"Ne konusu?"

"Bora seni korumaya çalışıyordu. Seninle geleceği olacağını düşünen ama Bora'nın uygun bulmadığı herhangi biri olabilir. Senin iyiliğin için, biliyorsun değil mi?"

"Ne yani? Abim onları tehdit mi ediyor?"

Gözlerimi istemsizce devirirken Aysun'la bu konuşmayı yaptığıma inanamıyordum. Bora'nın bir an önce gelmesi gerekiyordu. Ya da gelmemesi...

"Tehdit biraz fazla oldu. Uyarıyor desek daha doğru olur. Seni rahatsız eden biri varsa bana bilgilerini mesaj at ben hallederim. Şimdi kapatmam gerekiyor. Seni sonra ararım, bu durumu konuşuruz olur mu?"

Aramayı sonlandıracakken zihnimde çakan şimşekler Levent Gökbey'i hatırlamıştı.

"Dur bir dakika! Gökbey dedin değil mi? Seni rahatsız mı ediyor? Bu ne cüret! Akıllanmamış mı şerefsiz! Aysun sakın o herifle görüşme! Onun derdi çok başka! Ben şimdi oraya geliyorum! Aysun! Aysun!"

DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin