46 | Bitmeyen yalnızlık

6.5K 380 92
                                    

" El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem. „
-Ahmed Arif


Kemal:

Aysun sabahtan beri odadan çıkmamış, Derya anne dışında kimseyi de içeri almamıştı. Bora ise saatlerdir merdivenlere oturmuş, boşluğa bakıyordu. Aysun'un hıçkırık sesleri gelirken Bora'nın daha iyiye gideceği olmadığından onu zorla evden çıkardım. Arabayla boş bir araziye geldikten sonra ikimiz de indik. Bora'nın sessizliği hiç iyi değildi.

"Bebeği aldırmasına yardım edip yurtdışına göndereciğim onu. Olaylardan uzak kalsın uzun bir süre. Bu sırada üniversite okusun." Dediğinde gözlerimi kapatarak ellerimi ensemde kenetledim. Ona her şeyi anlatmaya karar vermişken neden böyle olmuştu?

"Onu böyle mi koruyacaksın? Ya aldırmak istemezse?"

"Başka çarem yok. O şerefsiz asla öğrenmemeli. Kimse öğrenmemeli. Evliliği bilmedikleri gibi bunu da bilmeyecekler. İstemezse de... Herkesten habersiz, uzakta büyütmesine yardım ederim."

Derin bir nefes alırken "Aysun'u hiçbir yere gönderemezsin. Psikolojisi bunun için yeterince sağlıklı değil." Dedim.

Bora susmuştu. Haklı olduğumu biliyordu. Aysun'un ne yapacağını bilmiyorduk.

"Karıncayı incitmez o." Derken benimle değil de kendiyle konuşuyor gibiydi. Kendine bir şeyi ispatlıyor gibi... İspatlamaya çalışıyor gibi...

"Bir... Bir bebeğin canına asla... Aldırmayı kabul etmeyecek."

Evet, eski Aysun böyle bir şey yapmazdı ama yeni Aysun'un kim olduğunu bilmiyorduk. Aysun değişmişti.

Akşama dek Bora'yı oyalamayı başarmıştım. Geç vakitte onu eve bıraktığımda direkt içeri girmişti.

Bir kez daha uykusuz geçecek bir gece için evime giderken zihnimde tek bir cümle yankılanıyordu: Canan'ın platoniği...

Nasıl Bora'ya anlatacaktım? Ondan nasıl en yakın arkadaşını, can dostunu, kardeşini alacaktın? Bora böylesi çöküş yaşarken ona bir darbe de ben indirecektim.

&&&

Canan'ın tavırları son günlerde yeniden değişmiş, gittikçe kötüye gidiyordu. Ailesinin yanında olduğunu bildiğimden asla yanına gitmeyi düşünmesem de telefon görüşmelerinde benden rahatsız olduğunu her fırsatta dile getiriyordu. Bir de her şeyi Bora'ya anlatırsam kötü şeyler olacağına dair bir çok şey söylüyor, her seferinde de nefesi kesilene kadar ağlıyordu. Ben buna dayanamazdım ama. Bir aile benim yüzümden dağılmıştı. Mihriban benim yüzümden Bora'yı terk etmişti. Canan ne derse desin ilk fırsatta her şeyi anlatmaya kararlıydım.

Canan'ın davranışlarını ise kabullenemiyordum. Bir kadın neden çocuğunun babasına böyle davranırdı ki? Bora'ya her şeyi anlatmamı isterken fikrini bir anda ne değiştirmişti? Canan ne yapmaya çalışıyor, ne istiyor anlayamıyordum. Tek bildiğim hareketleriyle beni de yıprattığıydı.

Bora bugün Aysun'la kalacağını haber verince Levent'den bahsetmeyerek onunla buluşmaya yalnız gitmeye karar vermiştim. Son olanlardan sonra Bora'nın Levent'i görmesi hiç iyi olmazdı.

Gerekli evraklarla beraber buluşma yerine geldiğimde herifi tanımadığımı hatırlayarak telefon açmak zorunda kalmıştım.

Çok geçmeden uzun, lacivert takım elbiseli sarışın bir adam yanıma gelerek odaya geçmemizi teklif etti. Gergindim. Bir şekilde Bora'nın arkasından iş çeviriyor sayılırdım. Bu çevirdiğin ilk iş de sayılmazdı ya...

DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin