41 | Sıfırı tüketmek

6.6K 366 39
                                    

" Nasıl bir his biliyor musun? Oda çok geniş ama sığamıyorsun, bak kapı orada ama çıkamıyorsun, pencere açık ama nefes alamıyorsun. „
-Cemal Süreya


Bora:

Ne yapmaya çalıştığını artık biliyordum ama yapabilecek bir şeyimin olmaması beni bitiriyordu. Kemal onlarca avukatla birlikte yasal boşluk arıyor, bir şeyleri düzeltmeye çalışıyordu ama faydasızdı. Hisseleri Canan'dan profesyonel şekilde almıştı. Aysun'la ise...

Bu herif benim kardeşimle evlenmişti. Aysun'un bu denli kör olmasına inanamıyordum. Henüz tek kelime etmiş olmasa da rızasıyla gittiğini biliyordum ve bu beni öldürüyordu. Aysun'dan şimdiye dek hiçbir şeyi esirgememiştim. Babamdan çok yanında durmuş, bir dediğini iki etmemiştim. Peki bunu bana neden yapmıştı?

Mihriban'ın zoruyla yatak odamıza geri döndüğümde yatağa uzanarak biraz olsun gözlerimi dinlendirmeye ikna etmişti beni. Aynı şekilde yanıma uzandığında normalde benim ona yaptığım şeyi yaparak başımı göğsüne yaslamıştı.

Bir kolumu karnına sararak teninin mükemmel kokusunda uyuşmayı bekledim.

"Resmi olarak evlenmişler mi?"

Başımı onaylarcasına sallarken sormaktan korktuğum soruyu sordum.

"Ona... Ona dokun-"

"Onun da rızası varmış."

Dişlerimi sıkarken "Emin misin?" Diye sordum.

"Ben... Yatak odasını gördüm... Sonra Aysun'u yıkadım."

Mihriban'ın sesi ağlamaklı gelirken komodine eğilerek bir kağıt çıkartırken "Benden bahsetmiş midir?" Diye sordu.

Uzattığı kağıdı açarken söylendim.

"Eğer o haysiyetsiz kardeşime tüm bunları yaşattıktan sonra bir de seni... Sevdiğini söylemişse... Bu kağıdı nereden buldun?"

"Aysun'u bulduğumuzda yerdeydi. İki satır yazıyla terk etmiş. Öncesinde öğrendiyse utanırım... Aysun'un yüzüne bakamam Bora."

Başımı göğsünden kaldırarak yüz yüze gelmemizi sağladım ve gözyaşını yavaşça sildim.

"Senin hiçbir suçun yok. Tamam mı?"

Başıyla onaylayarak yine aynı yere başımı koymamı sağlarken "Sana bir şey söylemem gerekiyor." Dedi. Bir yandan da saçlarımı okşuyordu.

"Levent-"

"İsmini söyleme."

"O... O hasta Bora. Le... Onun ruh sağlığı normal değil. Küçük yaştan beri ilaç kullanıyor bu problemleri için. Yıllardır terapi görüyor. Hiç bitmeyecek bir tedavi süreci var. Hayatının sonuna kadar devam etmesi gerekiyor. Aksi halde asla yapmaması gerektiğini bildiği şeyleri gözünü kırpmadan yapıyor. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemez hale geliyor. Hep... Hep ama hep bir yolunu bulmuştuk yaptığı hatalarda. Ama bu seferki... Asla bu kadar ileri gitmemişti. Ben... Bunu tahmin edemedim. Böyle olacağını düşünemedim. Bunun geri dönüşü yok. Kendini tamamiyle kaybetti ve ben birbirinize bir şey yapmanızdan korkuyorum. Lütfen... Lütfen ama lütfen bir şey yapmadan önce her yönüyle düşün."

Saçlarımda gezinen elleriyle beraber konuşmaya devam etti.

"Aysun'u düşün... Anneni düşün... Beni düşün... Doğacak bebeklerimizi düşün..."

&&&

Günler geçiyor, Aysun'un ağzından tek kelime çıkmıyordu. Geceleri ya annem ya da Mihriban Aysun'un yanında yatıyor, ben de âdeta nöbet tutuyordum.

DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin