33 | Bunu bana nasıl yaparsın

10K 379 56
                                    

"Şimdiki aklım olsa öyle yapmazdım. Ama öyle yapmasaydım da şimdiki aklım olmazdı."

Kemal:

Canan'ın aramasından sonra saatlerdir diken üzerindeydim. İş için şehir dışına çıkmıştım ama şimdi ilk uçakla dönmeye çalışıyordum.

'Haklıydın.' demişti.

Kimsenin onu benim kadar sevip koruyamayacağını anlamıştı sonunda. En yakın zamanda tüm bunlara bir son vermeliydim. Bora'ya her şeyi anlatmalıydım.

Havaalanına ulaştığımda çabucak gelen aracıma bindim ve Canan'ı aradım.

"Döndüm. Neredesin? Alayım seni."

"E-evinin ön-ündeyim. Lü-lütfen çabuk gel."

Ağlıyordu. Onun sesi her titrediğinde göğsüme yüzlerce iğne saplanıyordu sanki. Evimin yolu hiç bu kadar uzun sürmemişti gözümde. Elim kravatıma giderken gevşetmeye çalıştım. Ne olduğunu bir türlü anlatmamıştı. Yoksa başına kötü bir şey gelmiş olabilir miydi? Bora ona el kaldırmış... Hayır, Bora asla bir kadına el kaldırmazdı. Yirmi yıldan fazladır tanıyordum onu. Hiçbir zaman o denli alçakça bir hareket yapmamıştı. Yapmazdı da. Peki ya Canan'ın fikrini değiştirecek ne olmuş olabilirdi?

İç sesim 'Canan'ın sana yaptıklarını unutma.' Diye sayıklasa da bir yandan acizliği beni bitiriyordu.

Ani bir frenle bahçe kapısının önüne park ettiğim arabadan iner inmez bahçeye girmiştim. Hava kararmak üzereydi. Canan, tıpkı söylediği gibi buradaydı. Bana gelmişti. Banka oturmuş, kollarını bedenine sararken titreyerek ağlıyordu.

"Canan."

Yanına ulaşarak kollarımı ona sardığımda korkuyla boynuma atladı.

"Ke-kemal.... Kemal ben artık dayanamıyorum."

Gözyaşları yanağıma değerken gözlerimi kapatarak ona daha sıkı sarıldım.

"İçeri geçelim."

Başını, onayladığını ima ederek salladığında anahtarımı çıkararak kapıyı açtım ve içeri girmesi için geri çekildim.

Salona geçerek onun koltuğa oturduğundan emin olduktan sonra mutfağa giderek bir bardak su getirdim.

Eli titriyor, bardağı tutamıyordu. Elimi elinin üzerine koyarak onu durdurdum ve suyu kendim içirdim.

"Aç mısın?"

Başını olumsuz anlamda sallarken kolumu tutarak "Gitme." Diye fısıldadı.

"Tamam, gitmeyeceğim." Diyerek yanına oturduğumda başını göğsüme yaslayarak kollarını boynuma doladı.

"Beni istemeyecek." Diye fısıldadı. Bitkin ve yılgın bir ses tonuyla.

"Sana söylemiştim." Diyerek saçlarına dudaklarımı bastırdım. Bana daha fazla sokularak bir kedi gibi koltukta kıvrılmıştı.

"Ne oldu? Anlat bana."

"İkisi... Balayına gittiler. Sen haklıydın. Ben takıntı yapmışım onu."

Yanağını okşuyor aynı zamanda gözyaşlarını siliyorken "Bora döndüğünde her şeyi anlatacağım." Diye fısıldadım.

Başını kabul ettiğini belli edercesine sallarken "Ama ailem." Dedi ve devam etti.

"Onlar benden bir varis istiyor. Aksi halde..."

"Onlara zarar verecekler." Diye tamamladım. Hıçkırarak yeniden ağlamaya başlamasıyla "Ben böyle bir şeye sebep olmak istemiyorum." Diye sayıklamaya başladı.

DİLHUN 1 | Yıllanmış Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin