ÖNDEYİŞ
Son yıllarda; televizyonda ve sosyal medyada insanların atomu ve atom altı parçacıklarını incelendiğini, uzayın derinliklerine araçlar gönderdiğini, devasa teleskoplarla milyarlarca galaksiyi ve gezegeni an be an izlediğini görüyor, işitiyoruz. Yaşamın nasıl oluştuğuna dair yapılan deney ve araştırmalar her geçen gün artmasına rağmen, bu araştırmalar artık neredeyse sıradan haberlere dönüşmüş vaziyette.
Ne yazık ki, bir yandan her geçen gün geleceğimiz ile ilgili teknoloji temelli yeni haberler duyarken, diğer yandan ilk çağlardan kalan ırkçılık, dincilik, mezhepçilik ve milliyetçilik fikirleri nedeniyle çıkan savaşlar, kaos ve çevre kirliliği ile ilgili duyduğumuz haberlerin sayısı da gün be gün artıyor.
Günümüz teknolojisi, içinde insanın hırslarını ve çıkarlarını da barındırdığından; mahşerin dört atlısını yani açlık, savaş, hastalık ve ölümü de ete kemiğe büründürüp, yeryüzüne indiriyor. Peki insanlığın mahşerin dört atlısına ve her geçen gün gerçekleşme olasılığı artan mahşer gününe olan umursamazlığına karşı, bizler ne yapabiliriz? Bu şartlar altında, insana özgü olan sevgiyi, aşkı ve hayatın devamlılığını nasıl sağlayabiliriz?
Bu soruların cevabını POTANSİYEL'in ilerleyen sayfalarında keşfe çıkarken, eş zamanlı olarak kendi potansiyelinizin derinliklerinde de bulacaksınız.
Yolculuğa hazır mısınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POTANSİYEL
Science FictionGünlük hayatımız da kendimize fayda sağlayacak POTANSİYEL'imizi gerçekleştirmek için çaba sarf ederken; bize her an zarar verebilecek olan kendi karanlık POTANSİYEL'mizin ne kadar farkındayız? Teknolojinin ve yapay zekanın, egolarının esiri olan...
