XXX

2 0 0
                                    

Hafif çiçek desenli dekolte elbisesi altında, bacaklarının ve göğsünün nasıl göründüğünü boy aynasında izledikten sonra, makyajını son bir kez daha kontrol etti. Yeşil göz farını, parmaklarıyla biraz daha belirsiz hale getirdi. Omuzunda bulunan küçük pembe çantasının içinden kımızı rujunu bulup dudağına sürdüğünde, kiraz tadı aldı. Rujunu sürmesiyle birlikte dudaklarının pembeliği, kızıla dönmüştü. Aynadaki suretine bir kez daha alıcı gözle baktı. İçinden "Tamam," dedi. Salonun dış koridora açılan kapısına yöneldi. Elini kapının hemen yanındaki el izini tanıyan sensöre gösterdi. Sensör üzerindeki ışık beyazdan yeşile dönerken, çelik renkli kapı kendiliğinden açıldı. Otel koridorlarına benzeyen ancak oldukça şık beyaz ve sarı ışıklarla renklendirilmiş geniş koridorun, asansörün bulunduğu tarafı yerine Asena çalışanlarının toplandığı lokal tarafına doğru yöneldi. İpek elbisesinin kendi rüzgârından hafifçe salınmasını hissederken, uzun koridoru geçip renkli sarı-beyaz mermerlerden oluşan merdivenleri enerjik adımlarla çıktı.

Geleli birkaç gün olmasına rağmen, odasından dışarıya çıkmasına Azmi daha yeni izin vermişti. Şimdiye kadar televizyon seyretmek, kitap okumak ve Azmi'nin cinsel arzularını yerine getirmekten başka bir şey yapmamıştı. Buraya neden getirildiği kabaca söylenmiş olsa da detaylarını henüz bilmiyordu. Asena'nın çalışanlarıyla tanışıp konuşmak ve öylesine zaman geçirmek için odasından çıkmıştı.

Üst katta bulunan lokale girdiğinde, dört kişiden oluşan bir gurubun, bir masanın etrafında oturup sohbet ettiğini, 25 yaşlarında genç bir kızın da hemen arkalarında bulunan mutfak tezgâhında çay servisi yaptığını gördü. İçlerinde bir tek hemşire Serpil'i tanıyordu.

Masadakiler, Aysel'i görünce meraklı bakışlarla ayağa kalkıp onu karşıladılar. Aysel gülümseyerek yanlarına vardığında, uzun boylu, oldukça kilolu 40 yaşlarında, keçi sakallı olan adam hepsinden önce davranarak toka yapmak için elini uzattı.

"Hoş geldiniz. Aysel Hanım. Ben Naci."

Aysel,

"Hoş bulduk."

Serpil hemşire, tanıdık birine rastlamanın sevinciyle,

"Merhaba Aysel Hanım, Nasılsınız?" diye sordu.

Aysel de zor günlerinde yanında olan Serpil hemşirenin sevincini paylaşırcasına, ona sarılmadan edemedi. Neşeyle,

"Çok iyiyim. Ya siz nasılsınız?"

Serpil hemşire üzerinde ki samimiyetini devam ettirerek,

"Nasıl olacak? Herkes gibi ben de geçici olarak burada çalışıyorum," dedikten sonra diğerleri de sırayla Tuğçe, Yusuf diye kendilerini tanıttılar.

Masadaki herkes yerlerine tekrar otururken, biraz önce mutfak tezgâhının arkasında çay servisi yapmaya çalışan Figen, yanlarına gelerek,

"Hoş geldiniz. Ben Figen!"

"Merhaba Figen, Nasılsınız?"

"İyiyim. Çok sağ olun Aysel Hanım. Kendimize çay hazırlamıştık. Siz de alır mısınız?"

"Zahmet olmasın."

"Ne zahmeti."

Buğday tenli hafif toplu ve üzerinde beyaz bir üniforma olan Figen, çayların servisini yaparken lafa önce Naci girdi:

"Sizi daha önce aramızda göreceğimizi ummuştuk."

Aysel,

"Ben de sizlerle daha önce tanışmak isterdim. Ama kısmet bu güneymiş."

POTANSİYELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin