XXV

1 0 0
                                    

Azmi, Caner'in kaldığı odaya tekrar girdiğinde üzerindeki oldukça enerjik, kararlı, ne yaptığını bilen, otoriter havası devam ediyordu. Caner ise, kayıtsız, ne olacaksa olsun havasındaydı. Azmi Caner'in umursamaz tavrını daha içeri girer girmez fark etti. Bir başkası olsa hemen fırçasını çekerdi. Ancak karşısındaki adamın artık kim olduğunu biliyordu. Bu yüzden görmemezliğe getirerek,

"Nasıl, biraz dinlenebildiniz mi?" diye sordu.

"..."

"Kayıpların için çok üzgünüm."

"Sizin üzgün olmanız, onları geri getirmez."

Azmi aldığı ters cevap üzerine anında karşılık vermek istediyse de kendisini sakinleştirerek, odanın içinde bir iki adım attıktan sonra, sakin bir ses tonuyla Caner'e,

"Bazen insanın canından daha fazla önemli şeyler vardır," dedi. Yüzünde kararlı bir ifade takınarak Caner'e baktı. Caner'in ağzından çıkan kelimeleri dikkatle takip ettiğini görünce konuşmasına devam ederek,

"Ülke, Vatan, Aile hatta bazen sevgili için gerektiğinde can verilir. Can alınır. Biz böyle gördük, böyle biliriz. Bunu bilen bilir," dedi. Sözlerinin Caner tarafından onaylanması için de "Doğru değil mi?" diye Caner'in gözlerinin içine bakarak sordu. Caner, Azmi'nin sorusuna herhangi bir cevap vermedi. Birkaç saniye sözünün Caner tarafından onaylanmasını bekleyen Azmi, bu süre içinde cevap alamayınca yine de sözlerine devam etti.

"Son iki yüzyıl içinde ülkemizde operasyon yapılıyor. Son yıllarda sık sık askeri darbelerin, sosyal olaylarının olması hep "üst aklın" eseri. Bütün bunları sona erdirmek, geleceğe güven içinde bakabilmek için, birkaç arkadaş bir araya geldik. Bir proje başlattık. "üst aklı" girdiği her delikte bulacağız. Ülkemize ve demokrasimize yapılan bu saldırıyı sona erdireceğiz diye. Öyle ki bir daha kimse bize, bırak komplo kurmayı, hakkımızda kötü düşünmeye bile cesaret edemeyecek. Çok şükür devletimiz de bu projemizi destekledi," dedi. Kısa bir suskunluktan sonra, sözlerinde ne kadar kararlı olduğunu gösterircesine Caner'in yüzüne bakarak, konuşmasına devam etti.

"Tüm bu iyi niyetimize rağmen bazen istenmeyen olaylar olabiliyor. Olaylar çığırından çıkabiliyor. Maalesef sizin arkadaşlarınızı da yanlış anlaşılma nedeniyle kaybettik," dedi. Yine bir an için sustuktan sonra tekrar konuştuğunda, bu sefer sesinde bir kararlılık ve tehdit de vardı.

"Bu ülke için seve seve can verir, can alırım. Karşıma kim çıkarsa çıksın, ister anam ister babam. Hiç fark etmez. Çiğner geçerim," dedi.

Caner, ise Azminin son sözlerine yanıt verme gereğini duydu. Yüzüne hafif alaycı bir tebessüm, kahverengi gözlerine nefret yerleşti,

"Anladığım kadarıyla bana ülken, vatan için aileni anneni babanı dahi feda edebileceğini söylüyorsun. Bunun için yapılan ölümlerin mubah sayılabileceğinden bahsediyorsun. Kusura bakma benim bu hikâyelere, aldatmacalara karnım tok. Büyüklerimden solcuların ilkel komünal toplum hayalini, sağcıların turan hayalini, dincilerin cennet hayalini, liberalistlerin tam demokrasi hayalini, kendi halindeki insanlara sattığını, ölüme gönderdiklerini duydum. Oysaki dincilerin bahsettiği cennetin, solcuların anlattığı İlkel kominal düzenden ya da liberallerin vaat ettiği demokrasi düzeninden hiçbir farkı yok. Hepsi de vaat ettikleri hayal karşılığında, insanların gençliğini, mutluluk ve hayallerini çalıyor. Kendi çıkarları için insanları 'gerçek çözümlerden' uzaklaştırıyorlar. Bunları yaparken de solcular şarkılarla türküleri kullanıyor, sağcılar kahramanlık destanlarını kullanıyor, dincilerse öbürlerinden daha beterini yapıyor. Utanmadan.. Allah'tan korkmadan Hz. Muhammed efendimizin hayatını birtakım uydurma hikâyelerle çarpıtıp, insanların Allah'a olan inancını, kendi çıkarlarına kullanıyor," dedi. "Ölümü yüceltemeye çalışan, ölümden nemalanmaya çalışan böceklerden başka bir şey değiller. Bilmiyorlar ki ölüm, ancak yaşam olduğunda varlığını gösterir. Yaşam olmadığında ölüm de olmaz," dedikten sonra ayağa kalkıp Cengiz'e doğru birkaç adım atarak, acı bir gülümsemeyle "Onun için karşıma geçip vatan millet hayalini satıp karşılığında sevdiğim insanların hayatını çalma. Söylediklerinin hiçbirisi ne ölen garibanları geri getirir, ne de arkadaşımla eşini. Nergis için, benden ne istediğini doğrudan bodoslama söyle. Merak etme. Ben anlarım," dedi.

POTANSİYELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin