XXXII

2 0 0
                                    

Ertesi gün Caner lavaboda ellerini yıkarken tuvaletin kapsından içeri Mustafa girdi. Hemen yanındaki lavaboda elini yıkarken, lavabonun üzerindeki aynadan Caner'e bakarak,

"Nergis Hanım'a çok üzüldüm. Dün senden sonra onu ziyaret etmek istemiştim ama Cengiz Bey benim yanıma geldi. 'Travma geçiren birini yalnız bırakın. Tamamen iyileşmeden yanına gitmeyin,' dedi. Ben de onun emrine karşı gelmek istemedim. Beni anlıyor musun?" dedi.

Caner, Mustafa'nın samimi olarak itirafta bulunması karşısında, Asena'ya geldiğinden beri kendisine yakın davranmaya çalışan tek kişinin Mustafa olduğunu düşündü. Lavabodan akan sudan elini çekerek, hemen yanında bulunan kâğıt havlu makinasından havlu alarak kuruladı. Bu sırada Mustafa'ya bakarak,

"Önemli değil. Haklı da olabilir," dedi. Tam kapıya yönelip tuvaletten çıkacak iken Mustafa, Caner'in koluna hafifçe dokundu. Caner geriye dönüp Mustafa'ya baktığında,

Mustafa,

"Burada bulunan herkesin, Asena'da bulunmasının kendince bir nedeni var. Bu nedenlere ben saygı duyuyorum. Ama sen ve Nergis buraya ait değilsiniz. Burada zorla getirildiniz. Lütfen Azmi Bey ve Cengiz Bey'e çok dikkat edin. Onlar görüldüklerinden daha tehlikeliler," dedi.

Caner hafifçe dudağını bükerek,

"Biliyorum."

Mustafa, Caner'in hemen yanından gitmesini engellemek istercesine,

"Seninle Adnan arasında yaşananları, Nergis Hanım'ı korumaya çalışmanı, hepsini biliyorum. Ama inan bana hâlâ neden Nergis Hanım'a otomatik kapı açılmadı, bir türlü anlayamadım! Sen dinlenmeye çekildiğinde, Adnan Bey idare salonuna geldi. Sanki olacakları biliyormuş gibi şöyle bir etrafa baktı, biraz oyalandıktan sonra kapıya yöneldi. O sırada Nergis Hanım kapıya vuruyormuş. Kapı ses geçirmez olduğundan çığlıklarını duymadık. Duysak ya da o an kapının kamerasına bakmış olsak, hemen kapıyı açardık. Adnan, bir şeyler hissetmiş olmalı ki doğrudan doğruya gidip kapıyı açtı."

Caner,

"Senin kabahatinin olmadığını biliyorum. Görüntüleri ben de inceledim. Sanırım kapıda bir sorun olmuş. Milyonda bir ihtimal ama o ihtimal o zamana denk gelmiş. Adnan'ın tam da o sırada orada olması talihsizlik. Yapılacak bir şey yok," dedi.

Mustafa, Caner'in dostça konuşmasından cesaret alarak,

"Buradaki tek güveneceğim kişisin. Eğer buradan, Azmi Bey'e ve Cengiz Bey'e rağmen gitmek istersen, sana söz veriyorum elimden geleni yapacağım. Bu arada ne pahasına olursa olsun Adnan Bey'i sizden uzak tutacağım," dedi.

Caner, yüzünde beliren zoraki gülümseme ile,

"Çok sağ olun. İnşallah kimseyle sorun yaşamadan buradan çıkarız," dedi. Sonra da kapıya doğru yöneldi. Daha kapıdan çıkmadan Mustafa arkasından yine seslendi,

"Demin söylediğim gibi. Buradaki tek arkadaşım sensin. Lütfen bunu unutma," dedi.

Caner, Mustafa'nın son sözlerini duymuştu. Sadece içinden "Unutmam," dedi. Hızlı adımlarla Asena idare salonuna yöneldi.

Birkaç dakika sonra, Asena'nın idare salonunda komuta masasının üzerinde bulunan eldivenlerini eline takıp hologram alanında yerini aldığında, aklında Mustafa'nın sözleri vardı. "Mustafa haklı," diye düşündü. "Burada bana tek yakın olan O. Ondan başka kimse bana yakınlık gösterme cesaretini bile gösteremedi. Hatta doktor bile benden uzak kaldı." Gözü bilgisayarlarının başında olup, monitörde hızla akan bilgileri takip eden Naci ve Orçun'a takıldı. "Bunlar bile bana uzak," diye söylendi. Bu sırada Mustafa'nın idare salonuna girip, çalışma masasına geçtiğini gördü. Her zamanki rutin işine dönerek Asena'ya seslendi.

POTANSİYELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin